Geçtiğimiz yıl dünyada 192 bin erkeğin prostat kanseri tanısı aldığı ve 27 bin kişinin bu hastalıktan öldüğü tahmin ediliyor.
Yaş, etnik köken ve genetik yatkınlık gibi birçok faktör değiştiremeyeceğimiz etkenler olarak karşımıza çıksa da pek çok toplumsal çalışmada prostat kanseri gelişme riski ile diyet ve yaşam şekli arasındaki ilişki incelenmiştir. Prostat kanserinin önlenmesi, kanserin normal dokudan başlayıp klinik olarak belirgin hale gelinceye kadarki sürecin doğal veya sentetik ajanlar kullanılarak durdurulması, ters çevrilmesi veya önlenmesi olarak tanımlanmaktadır.
Hayvansal yağlardan fakir ve soya proteinden zengin beslenen Asya toplumlarında prostat kanseri daha az görülürken, hayvansal yağlardan zengin (günlük kalori ihtiyacının yüzde 40’ından fazlasının yağlardan karşılandığı diyet) beslenen Batı toplumlarında ise daha fazla görülmektedir. Bununla birlikte hayvansal yağdan zengin beslenen Asyalılarda da hastalık daha fazla görülmektedir. Diyetteki kırmızı et miktarının artması, ilerlemiş ve metastatik prostat kanseri riskini iki kat daha artırmaktadır.
Vitamin E esas olarak çiçek ve zeytin yağlarında, fındık, yumurta sarısı, parmesan ve çedar peyniri, domates, yulaf, avokado, havuç ve yeşil lifli sebzelerde; selenyum ise bitkisel besinlerde bulunur. Topraktaki selenyum miktarı coğrafik bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Selenyum hücre zarına zararlı olabilecek serbest radikallerin temizlenmesinde görevli gulutatyon peroksidaz enzimine yardımcı olarak görev yaparken, E vitamini selenyum gibi antioksidan etkisinin yanında programlanmış hücre ölümünü başlatarak ve direkt antiandrojen etki göstererek prostat kanseri gelişiminin önlenmesine yardımcı olur.
Prostat, Yunanca “prostates”, “koruyucu muhafız” anlamına gelen, erkeklerde bulunan, kadınlarda olmayan idrar kesesinin hemen altında, idrar çıkarma yolunun başlangıcında ve içinden geçtiği, yaklaşık 20 gr. ağırlığında, kestane şeklinde ve ergenlikte artan hormonal aktiviteye bağlı olarak büyüme eğilimi gösteren yardımcı bir seks organıdır. Temel görevi; meninin sıvı kısmının oluşturulmasına yardımcı olmak, meninin vajen ortamında sıvılaşmasını sağlayan salgıları üretmek ve salgılamak, idrar yolu enfeksiyonlarına karşı korumaya yardımcı olmaktır.