Kahramanmaraş'ta, sol ayak parmağında diabete bağlı kangren oluşan yaşlı kadın, kangren ilerlemesin diye özel bir hastaneye kaldırıldı. Ayak parmağı yanlış yerden kesilen kadın, yoğun bakımda pansuman yapılırken kaptığı enfeksiyon sonucu hayatını kaybetti.
Kahramanmaraş'ta, sol ayak parmağında diabete bağlı kangren oluşan Hatice Timur Kaan, kangren ilerlemesin diye özel bir hastaneye kaldırıldı. Ayak parmağı yanlış yerden kesilen kadın, yoğun bakımda pansuman yapılırken kaptığı enfeksiyon sonucu hayatını kaybetti. Talihsiz kadının diş hekimliği yapan kızı Cennet Taşdeir, "Annem hasteneye girdiğinde ölümcül bir enfeksiyonu yoktu. Annem yoğun bakımlık bir hasta değilken mecburen yoğun bakıma alınmıştır. Maalesef ki annem yoğun bakımda tedavi görürken ve ayağına pansuman yapılırken sadece ve sadece yoğun bakımlarda bulunan Acinetobacter Baumannii anneme bulaşmıştır. Ben inanıyorum ki sayın Cumhurbaşkanımız konuyla ilgilenmeleri için gerekli talimatı verecektir." dedi.
Annesini kaybettikten sonra iş yapamaz duruma geldiğini psikolojisinin bozulduğunu belirten Diş hekimi Cennet Taşdemir şunları söyledi:
''ANNEM GAYET SAĞLIKLI İDİ''
Annem 3 Kasım 2018 tarihinde Kahramanmaraş Özel Sular Vatan Hastanesi aciline giriş yaptı. Burada yapılan kan tahlilleri sonucunda annemin bu hastanenin dahiliye servisine yatışı yapıldı. 3 kasım 2018 tarihinde annemden tahliller kan kültürü, yara kültürü alındı. Alınan kültürler kendi hastanelerinde mikrobijolojibölümü olmadığı için, Kahramanmaraş'ta bulunan Sütçü İmam Üniversitesi mikrobiyoloji bölümüne gönderildi. Burada sonuçlar çıktı, ve negatifti. Yani bu resmi raporlara göre annem hastaneye girdiğinde ölümcül hastane enfeksiyonu yoktu.
"HASTANE ORTAMINDA BULAŞABİLEN BİR ENFEKSİYON"
Annemin 9 kasımda 1. derece yoğun bakıma alınmasının tek nedeni devletin yoğun bakımda yatan hastalara ödediği bir antibiyotiği normal serviste yatan hastalara ödememesidir. Yani annem yoğun bakımlık bir hasta değilken mecburen yoğun bakıma alınmıştır. Maalesef ki annem yoğun bakımda tedavi görürken ve ayağına pansuman yapılırken sadece ve sadece yoğun bakımlarda bulunan Acinetobacter Baumannii anneme bulaşmıştır. Bu bakteri hastalara bulaştığında hastaların yüzde 85'i ölümle sonuçlanıyor. Bütün dünyada görülebilen fakat önlem alındığında görülme sıklığı çok çok azaltılabilen özellikle yoğun bakım ünitelerinde gelişen dirençli, tedavisi neredeyse imkansız hastalara hastane ortamında bulaşabilen bir enfeksiyondur.
"ENFEKSİYON AYNI HASTANEDE 3 KİŞİYE DAHA BULAŞTI"
Dirençli olduğu için tedaviye cevap vermez ve organları tek tek çürütür görev yapamaz hale getirir. Nitekim annemde 3 kasım 2018 de yürüyerek girdiği hastaneden 10 aralık 2018'de vefat ederek bize teslim edilmiştir. Bu hastane enfeksiyonu çok sık görülmeye başlanan bir sorun haline geldi. Annem dışında aynı hastanede bu hastane enfeksiyonunun 3 kişiye daha bulaştığını biliyorum. Hastane Enfeksiyonu araştırma komisyonu kurulmalı ve meclisten onaylanmalıdır.'' dedi.
"DEVLETE SAHTE FATURA KESİLDİ"
Masum annem ile alakalı nereden başlayayım bilemiyorum; ayak parmağının yanlış yerden kesilmesinden mi ? İyileşmeyen parmağın CRP 252 olmasına rağmen tekrar annemin eve gönderilmesinden mi? Hastane enfeksiyonu yokken anneme yoğun bakımda ölümcül hastane enfeksiyonu bulaştırılmasından mı? Bu kültür sonucunun çıkmış olmasına rağmen tedavisine 3 gün geçbaşlanılmasından mı? Organları tek tek iflas eden septik şoka giren annemin 10 aralık gece 03:30 da vefat ettiğinde yoğun bakımda doktor olmamasından mı? Doktor olmamasına rağmen hemşirelerin yoğun bakımda olan bir hastaya müdahale ederek onu aşırı derecede yıpratmalarından mı? Annemin iyileşip servise çıktığında halen yoğun bakımda yatıyor gösterilip devlete sahte fatura kesilmesinden mi? Hastanenin vefattan sonra bir başsağlığı bile dilememesinden mi? Sahte evraklar düzenleyerek annemin önceki teşhis bölümünde yazılan sepsis yazısının silinip yerine akciğer yetmezliği yazılmasına mı? Yoğun bakım bölümü için dışarıdan enfeksiyon yoktur gibi bir uydurma rapor almalarından mı? Hastane başhekiminin beni arayarak yorma kendini, uğraşma boş yere hiçbir şey elde edemezsin demelerinden mi?
"CUMHURBAŞKANIMIZ, GEREKLİ TALİMATI VERECEKTİR"
Ben inanıyorum ki sayın Cumhurbaşkanımız konuyla ilgilenmeleri için gerekli talimatı verecektir. Ona aktarılan her konuya duyarsız kalmadığını iyi biliyoruz. Ben mesleğinde 20. yılını doldurmuş bir doktorum. Bir doktor olarak meslektaşlarımın böyle hatalarını duyardım ama inanmazdım. Şimdi başıma geldi ve bu kadar ihmal, beceriksizlik karşısında onlarla aynı sıfatla anılmaktan utanıyorum. Adaletin yerini bulacağına inanıyorum. Konuyla alakalı ceza ve hukuk davalarını da başlatmış bulunuyorum.''dedi
''O HASTANEDE HALA BAKTERİ VAR"
O hastane de hala bakteri var. Annemin vefat haberini sağlık memuru veriyor bize. Prosedür ise şöyledir vefat ettiği anda nöbette çalışan sertifikalı doktor telefonla arar hasta yakınlarına hastaneye gelmelerini söyler. Vefat haberini çalışan sertifikalı nöbetçi yoğun bakım doktoru bildirir. Bu ölen hastanın yakınlarına saygıdır. Olması gereken tek yoğun bakım doktoru Halil Kahveci o da bize şehir dışında olduğunu belirtmişti. Gece 3:30'da doktor olmadığı için anneme 45 dakika hemşireler müdahale etmişler. Annem vefat etmiş, ancak bizi sabah 7:30 da aradılar. Çünkü hastane yoğun bakım doktoru ancak gelmiştir. 3.derece bir yoğun bakımda mutlaka bir doktor olması gerekiyordu. Enfeksiyon hastalıkları ve mikrobiyoloji uzmanı olmalı ama o da yok. Yoğun bakımda sadece 1 adet doktor bulunuyor o da yoktu.
''KANLI PARALAR İLE GEÇİNİYORLAR''
Her şeyden çalmışlar, doktordan çalmışlar, malzemeden çalmışlar, devletten çalmışlar. İnsanları öldürüp paket yaparak hasta yakınlarına veriyorlar. Ayrıca devletimiz yoğun bakımda yatan hastalara iyileştirilsin diye servet ödemektedir. Ben annemin vefatından sonra hastanenin sahibi Hasan Sular'ın sekreterini aradım, fakat ulaşamadım, çünkü o sırada sanırım kanlı paralarını sayıyordu. Hasan Sular'ı aradıktan 5 dk sonra beni hiç kimse aramazken başhekim aradı. Hastane ne kadar suçlu ne kadar hatalı umurlarında değil bana kalkıp uğraşma bir şey çıkmaz bu işten zaman kaybetme yorulma gibi laflar söyleyip telefonu suratıma kapattı. O hastanenin sahibi bir kuyumcu ve bu tür olaylara sarraf mantığıyla yaklaşıyor. Başka mesleklerle uğraşan kişilerin hastane yönetmesinin sonucudur bu. Ben bu konuyla alakalı bir sosyal platform oluşturacağım.Hastane enfeksiyonları kontrol komisyonu oluşturulmalı.''dedi
ÖZEL MÜFETTİŞLERİN GÖREVLENDİRİLMESİ GEREK
Devletin 3.derece yoğun bakım üniteleri olan hastanelere il dışından müfettişler görevlendirmesi gerektiğine de değinen Taşdemir, ''Devlet bu tür hastanelere servet ödüyor.Devletimiz bu ruhsatları tekrar gündeme getirmeli. Hastanelerin yoğun bakım faturalarının incelenmesi lazım. Servise çıkan hastalara halen yoğun bakım faturaları kesilmeye devam ediliyor. Devletimiz bunları bizim kazançlarımızla, vergilerimizle ödüyor. Karşılığında da aldığımız hizmet ortada. Avrupa ülkeleri insan hakları konusunda bizden çok çok gelişmiş durumda. İngiltere de 12 kişiye hastane enfeksiyonu bulaşıyor bununla alakalı bütün sağlık birimleri harekete geçiyor. O kadar ciddi önlemler alınıyor. Fransa da ise hastane enfeksiyonu çok az görülmekte ama ortaya çıktığı zaman hastaya ve hasta yakınlarına gördükleri zarar oranında çok ciddi tazminatlar ödenmektedir. Ama bizde ALLAH rahmet eylesin günü saati doldu demekle yetiniliyor. Hastane enfeksiyonu normaldir diyen herkes bu masum ölümlerde suç ortağıdır. Hastaneler de enfeksiyonları önlemek çok ucuzdur ama geliştikten sonra maddi manevi yükü ağırdır. Hastane enfeksiyonları ile mücadele edenlerin sayısının az olmasının birinci nedeni, hastanenin bunu ört bas etmesi, hasta yakınlarının elinde resmi bir sonuç olmaması, Bu işin hukuk mücadelesindeki avukat ve diğer maliyetlerin yüksek olması,hukuk mücadelesinin yıllarca sürmesi sonucunda insanların davalarından baştan vazgeçmelerine neden olması. Hastane enfeksiyonlari bir komplikasyon degildir aksine MALPAKRISTIR. Yani doktorun eksik hatali yetersiz ve yanlis uygulamasi sonucunda olusur. Hukuk da hastane enfeksiyonlarını malpakris olarak kabul etmektedir. Sonuçlanan davalarda bu şekilde kabul edilmiştir. 'dedi