Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, omurilik bölgesinde damar tıkanıklıkları, enfeksiyonlar, romatizmal hastalıklar, bağ doku hastalıkları, tümörler, gelişimsel anormallikler ortaya çıkabileceğini belirterek, "Omurilik hastalıklarının tanısı genellikle hemen gerçekleştirilememekte, tanıda gecikmeler ise tedavide başarı oranını azaltmaktadır." uyarısında bulundu.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevini de sürdüren Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, omurilik hastalıkları için farkındalığı artırmak, bu alanda yapılacak tanı ve tedavi çalışmalarını yoğunlaştırmak için 5 Eylül tarihinin Uluslararası Spinal Kord Hastalıkları Derneği tarafından "Spinal Kord Hastalıkları (omurilik hastalıkları) Farkındalık Günü" ilan edildiğini anımsattı.
Omuriliğin, oldukça dar bir alanda son derece önemli fonksiyonları barındıran bir bölge olduğunu ifade eden Öztürk, şunları kaydetti:
"Bu bölgede ortaya çıkan hasarlar, tutulan bölgeye göre değişen ağırlıkta ve yaygınlıkta nörolojik fonksiyon kayıplarına neden olur. Beyinde olduğu gibi omurilik bölgesinde de damar tıkanıklıkları, enfeksiyonlar, romatizmal hastalıklar, bağ doku hastalıkları, tümörler, gelişimsel anormallikler ortaya çıkabilir. Spinal kordu (omurilik) en fazla etkileyen nedenlerden biri de travmalardır. Trafik kazaları, düşmeler, ateşli silah yaralanmaları en fazla hasar yaratan nedenlerdir. Omurilik hastalıklarının tanısı genellikle hemen gerçekleştirilememekte, tanıda gecikmeler ise tedavide başarı oranını azaltmaktadır."
"Belirtiler yaygın olarak bilinmiyor"
Öztürk, bu hastalıkların belirtilerinin yaygın olarak bilinmediğine ve genellikle başka nedenlerle açıklanmaya çalışıldığına işaret etti.
Bu durumun hastaneye geç başvuruya neden olduğunu aktaran Öztürk, omurilik hastalıklarının kol ve bacaklarda hastalık nedenine bağlı olarak hızlı ya da günler içinde gelişen kuvvetsizlik, his kaybı, ağrılar, dengesizlik, idrar kaçırma olarak ortaya çıkabildiğini belirtti.
Özellikle bu belirtilerin saatler içinde çok hızlı geliştiği durumlarda hızla hastaneye başvurulması gerektiğini bildiren Öztürk, şu bilgileri aktardı:
"Bu durumlarda hastaların taşınmasından pozisyonlanmasına kadar eğitimli ve donanımlı bir sağlık ekibine gerek vardır. Omurilik hastalıklarının tedavisi geçmiş dönemlere göre oldukça değişmiş ve gelişmiştir. Erken dönem tedaviyi iyi donanımlı bir nörorehabilitasyon döneminin izlemesi ile omurilik hastaları da hareket, yürüme, otonom fonksiyonlarının kontrolünü tekrar kazanabilmektedir. Oldukça uzun ve sabır isteyen rehabilitasyon döneminde yoğun ve etkin bir rehabilitasyonla spinal kordun tekrar uyarılması sağlanmakta ve son yıllarda bilimsel çalışmalarda da gösterildiği gibi spinal kord nöroplastisite (kendini yenileme) özelliği ile aşama kaydetmektedir. Bu dönemin başarıyla ve yaşam kalitesini artıracak şekilde geçirilebilmesi için hastalarımız donanımlı ve uzman ekiplerle zenginleştirilmiş rehabilitasyon merkezlerine ihtiyaç duymaktadırlar."