Son günlerde İstanbul’da bir öğretim okulunda 8 yaşındaki 2 öğrencinin bir üst sınıftaki 3 öğrencinin tecavüzüne uğradığı ve yine İstanbul’da 7. sınıftaki bir erkek öğrencinin 4. sınıftaki bir kız öğrenciyi tehditle oral sekse zorladığı haberlerinin basında yer alması, okullardaki cinsel taciz olaylarındaki artışı gündeme getirdi.
Açıklamalarıyla ve anket çalışmalarıyla ülkemizde gündem yaratan Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği-CİSED bu konuda çok çarpıcı bir basın açıklaması yaptı. Okullarda cinsel taciz vakalarında son dönemde hatırı sayılır bir artış olduğuna dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Cinsel taciz, kişinin istemediği bir cinsel davranışa maruz kalmasıdır. İstenmeyen cinsel davranıştan kastımız, kişi istemediği halde ona bakma, dokunma, öpme, sürtünme, zorla cinsel bir eylemi yaptırma ve tecavüz olabilir. Hem bilişsel hem de sosyal gelişiminin en önemli basamağı olan okul yaşantısı, çocuğun her açıdan sağlıklı ve topluma faydalı bir birey olarak yetişmesini sağlar. Okul, çocuğun ailesinden sonra kendisini en güvende hissedeceği yer olmalıdır. Ancak okulda arkadaşları tarafından bu tarz travmatik yaşantılara maruz kalmak çocuğun güven duygusunu zedeler ve sürekli kendisini aşağılayan, suçlayan ve kimseye güvenmeyen bir birey haline gelmesine yol açabilir.” dedi. Ailede ve okulda cinsel eğitimin verilmediğinin ve çocukların cinselliği internetten herhangi bir sınır koyulmadan yaşlarına ve düzeylerine uygun olmayan bir biçimde öğrendiklerinin altını çizen Dr. Keçe; “Ülkemizde cinsellik hala ayıp, yasak veya günah sayılıyor. Ailede ve okulda cinselliğe kesinlikle değinilmiyor. Bu nedenle cinsel eğitim olmadığında da bu tarz üzücü olayların ortaya çıkması kaçınılmazdır.” dedi. Cinsel tacizin ciddi bir suç olduğunu ve hem gerçekleştirenin hem de mağdur olanın ilköğretim çağındaki çocuklar olmasının vahim bir durum olduğunu ifade eden CİSED Genel Sekreteri Psk. Gülüm Bacanak; “Bu tür olaylar görmezden gelinmemeli ve yok sayılmamalıdır. Öncelikle aile, okul yöneticileri ve rehber öğretmenlerin bir araya gelerek bu durumu değerlendirmesi gerekir. Neden bu tarz olayların ortaya çıktığı, hem aile hem eğitim hem de toplum boyutunda ele alınmalıdır ve önlenmesi konusunda çalışılmalıdır. Ayrıca hem taciz eden hem de mağdur olan çocuklar mutlaka psikolog desteği görmelidir.’’ dedi. Cinselliğin ayıp, günah ve tabu sayıldığı ülkemizde medyanın bunun tam tersi bir tavır sergilediğini söyleyen Psk. Bacanak; “Medya yediden yetmişe herkesi etkileyen çok önemli bir güçtür ve özellikle cinsellik konusunda topluma doğru mesajların iletilmesi çok önemlidir. Çocuklara doğru bir şekilde model olunmalı ve medya çocukların ruh sağlıklarını olumsuz etkileyen yayınlardan kaçınmalıdır. Çocuklara yönelik cinsel bilgilendirme ülkemizde sürekli ihmal edilen bir konudur. Ailede ve okullarda çocukların gelişimine uygun cinsel bilgilendirme eksikliği kitlesel iletişim araçlarının doğru model olmayışıyla bir araya geldiğinde bu tür olayların gerçekleşmesi şaşırtıcı gözükmemektedir.’’ diye ekledi.