Okulların açılmasıyla birlikte; teneffüste, okul öncesi ya da sonrasında; koşarken, spor yaparken ya da şakalaşırken yaralanan çocukların sayısında da artış görülmeye başladı. Okula giden çocuklarda en sık düşme-çarpma sonrası olan yaralanmalara rastladıklarını belirten Memorial Antalya Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Op.Dr. Bülent Kılınçoğlu, kafa travmaları hakkında bilgi verdi ve anne babalara tavsiyelerde bulundu.
Kafa travmaları, her zaman ağır travmalar tarzında olmamakta; bazen önemsiz gibi görülen veya çok kısa süreli bilinç kaybına neden olup düzelen, yapılan tetkiklerde ciddi bir birincil hasarın görülmediği hafif kafa travması olarak da sınıflandırılmaktadır. Son yıllarda bu konuda yapılan çalışmalarda tekrarlayan travmaların beyinin yüksek fonksiyonlarında hasar oluşturabileceği ve zeka fonksiyonlarını etkileyebileceği iddia edilmektedir. Burada dikkate edilmesi gereken tek tek ufak travmalar değil sürekli ve yenileyen travmalardır. Bebeklikten İtibaren Dikkat! İki yaş öncesi dönemde bebeğimiz daha yeni yürümeye başlamış, beyinin ve kasların fonksiyonları henüz oluşmuş ve olgunlaşma devam etmektedir. Yatarken, otururken ve yürürken kendini koruma, tehlikelerden uzak durma yetisine ve reflekslerine sahip değildirler. Yaşına uygun olarak, yattığı yerde dönebilir, emekleyebilir, oturabilir, destek alarak veya almadan yürüyebilir. Bunları yaparken yattığı, oturduğu yerden düşebilir, yürürken dengesini kaybedip ya da ayağı takılıp düşebilir. Bu yaş grubunda baş yetişkinlere oranla çok büyük, kafatası kemikleri daha yeterince olgun ve sert değildir, travma direk olarak beyin dokusunda hasar oluşturabilir. Buna karşılık doğa bu zayıflığı, beyinin elastikiyet ve esnekliğini ileri derecede artırarak azaltmaya çalışmıştır. Bu yaş grubunda başa gelen darbelerde, kafatası sanki bir pinpon topu gibi davranıp çöker ve sonra hemen eski halini alır, alttaki beyin dokusu da son derece elastik olduğu için bunu en az hasarla atlatmaya çalışır. Ancak tüm bunlar belli sınırlar içinde gerçekleşir. Eğer travma yeterince şiddetliyse, savunma mekanizmaları yeterli gelmez, kemik ve beyin dokusunda çeşitli düzeylerde hasar ve kanamalar ortaya çıkabilir. Travma Sonrası Bilinç Kaybı, Kusma Ve Uyku Hali Varsa… Travma geçirmiş veya geçirdiğinden şüphe edilen bebekte, hekimler bir takım işaretleri arar. Çocuğun yaşı, düştüğü yükseklik, zemin, düşme hızı ilk planda travmanın ciddiyeti konusunda bir fikir oluşturur. İkinci aşamada bu olaydan sonra çocukta oluşan değişimler, bilinç kaybı, uyku hali, kusma veya normal olmayan her şey önemlidir. Üçüncü aşamada muayene ve gerekirse radyolojik bulgularda sonuca götürür. Gözlem Çok Önemli Her zaman ilk 24 ve 48 saat önemlidir ve başlangıçta çocuk tamamen normal olsa da sonradan yeni bulgular ortaya çıkabilir. Bu nedenle travma sonrası 24-48 saat çocuğun ya ailesi tarafından ya da gereğinde hastanede hekim tarafından takibini ve bu süre sonunda tekrar kontrolü yapılmalıdır. Pratik olarak böyle bir olayla karşılaşıldığında, eğer çocukta normal dışı kusma, uyku hali veya bilinç kaybı varsa, gözle görülür bir şişlik, morarma mevcutsa ve kasılma nöbeti olmuşsa, travmanı şiddetine bakılmaksızın hızla hekime götürülmesi gerekir. Bilinci kapanmış çocuklarda başın arkaya yatırılıp, dilin bir kaşık arkası ile bastırılması çok önemli olan hava yolunu açık tutacak son derece faydalı bir işlemdir. Şiş olan yere soğuk tatbiki hem kanamayı hem de şişliği azaltır. Bu sırada zaman en büyük düşmandır ve hızlı ama panik yapmadan davranmak gerekir. Çocuğunuzu Tehlikelerden Koruyun