Sağlık Bakanlığı Ankara Şehir Hastanesinde görev yapan Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Semra Öztürk Mungan ve MS hastası Tuğçe Çon, AA muhabirine MS hastalığını ve bu hastalıkla yaşamanın nasıl olduğunu anlattı. Evli ve 6 yaşında bir çocuk annesi olan Çon, tanı konulduğunda, hastalığı kabullenerek sürece başladığını söyledi. Mücadele etmek için mevcut sorunu kabul etmenin çok önemli olduğunu vurgulayan Çon, erken tanı konulması dolayısıyla umudunu asla yitirmediğini, tedaviye olan inancını hiçbir zaman kaybetmediğini ifade etti.
Çon, kendisini çok iyi hissettiğini ve tedavisini aksatmadan sürdürdüğünü belirterek, şöyle devam etti: "Benden ziyade annem ve babam tanı konulduğunda çok endişelendi ve üzüldü. Çok şükür iyiyim. Hiçbir zaman 'Neden ben? Neden benim başıma geldi?' demedim ve kabullenerek hastalığımla bir arkadaş gibi oldum adeta. Tanı konulduğunda üniversitede peyzaj teknikerliği bölümünde okuyordum. Hatta ailem okulu bırakmamı istedi ama ben bırakmadım. Hem okudum hem tedavimi oldum. Şu an çalışmıyorum, çocuğumla ilgileniyorum, ama ileride işimi yapabilirim. Hastalığım, erken tanı konulup koruyucu tedavim başladığı için sosyal hayatım da hiç etkilenmedi. Umudumu hiç kaybetmedim."
"Hem okudum hem tedavimi oldum"
Çon, MS tanısı konulanlara hayata sımsıkı tutunmalarını, çevreden gelen olumsuz mesajları dikkate almamalarını önererek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben bir anneyim, oğlum için de örnek olmaya çalışıyorum. Bu süreçte de bilime, tıbbi tedaviye güveniyorum ve hastalığımla mücadele ediyorum. Oğlumun da her koşulda yanında güçlü bir şekilde duran annesi olmaya çalışıyorum. Yılmadan, pes etmeden bunun için mücadele veriyorum. Direncimi göstererek çocuğuma rol model olmaya çalışıyorum. Onun için bir örnek olmak istiyorum." Oğlunu çok sevdiğini söyleyen ve ona, "Oğlum iyi ki varsın, iyi ki hayatımdasın" diye seslenen Çon, "Onun için her zaman güçlü durmaya çalışıyorum ve çalışacağım." dedi.
"Hastaların büyük kısmı koruyucu tedavi sonrasında normal yaşamlarını sürdürebilir"
Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Semra Öztürk Mungan da MS hastalığının, çevresel ve genetik faktörlerin etkili olduğu, kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülen bir sağlık sorunu olarak tanımlandığını söyledi. MS'in beynin ve omuriliğin hangi sistemi etkilendiyse ona göre bulgu veren, zamanında tanı konularak tedavi edilmediğinde ilerleyen ve engellilik oranını artırabilen bir hastalık olduğuna işaret eden Mungan, tedavi başarısında erken tanının büyük önem taşıdığının altını çizdi. Hastalığın, görme kaybı ataklarından, kol ve bacaklarda güçsüzlük, dengesizlik gibi çok değişken belirti ve bulgularla kendini gösterdiğini belirten Mungan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tanı konulmadığında ya da koruyucu tedaviye başlanmadığında, kol ve bacaklarda tutmama, felç görülebilir, engellilik oranı artabilir. Hasta günlük yaşamını idame ettiremez hale gelebilir. Hastalık tamamen yok edilemez ancak koruyucu tedaviyle ilerlemesi önlenebilir. Hastaların büyük kısmı, koruyucu tedavi sonrasında normal yaşamlarını sürdürebilir."
"Çocuk sahibi oldu ve günlük yaşantısına devam ediyor"
Mungan, uzun süredir MS tedavisi gören 33 yaşındaki Tuğçe Çon'un sağlık durumuna ilişkin de şu bilgileri verdi: "Yaklaşık 11 yıl önce bize yüz felci, kol ve bacaklarda uyuşma şikayeti ile başvurdu ve MS tanısı konuldu. Dört yıl kadar haftada bir iğne tedavisi gördü, atak geçirmeye devam ettiğinden ikinci basamak tedavi başlandı. Şu an hiçbir özürlülüğü yok, 2016 yılından bu yana ikinci basamak tedavi kapsamında tablet kullanıyor. Çocuk sahibi oldu ve günlük yaşantısına devam ediyor. Genel sağlık durumu gayet iyi. Ancak 3 ayda bir mutlaka kontrol ediyoruz ve ömür boyu takibimizde olacak. Erken tanı konulduğu için şu an her şey kontrol altında."