Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Kurugöl, "meningokok"un menenjit hastalığının en tehlikeli türü olduğuna dikkati çekerek, "Sakat bırakan hatta öldüren bir hastalığı ortadan kaldırmak istiyorsak meningokoka karşı da aşı yaptırmamız lazım." dedi.
Antalya'nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi'nde gerçekleştirilen Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları ve Bağışıklama Kongresine katılan Prof. Dr. Zafer Kurugöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, menenjit hastalığının beyni saran zararların iltihaplanmasıyla oluşan ve erken evrede tedavi edilmediğinde sakat bırakan hatta öldüren, ciddi bir bakteriyel enfeksiyon olduğunu söyledi.
Menenjitte 3 bakterinin etkin rol üstlendiğini ve Türkiye'de yapılan karma aşılarla iki mikrobun yaptığı hastalığın azaldığını anlatan Kurugöl, menenjit türleri içinde en ağır ve tehlikeli türün de meningokok olduğunu kaydetti. Meningokok aşısının da Türkiye'de uygulanmaya başlandığını ancak rutin aşı şemasında yer almadığını belirten Kurugöl, insanların ücretli olarak alıp, sağlık ocaklarında uygulatabildiklerini kaydetti.
"Sakat bırakan hatta öldüren bir hastalığı ortadan kaldırmak istiyorsak meningokoka karşı da aşı yaptırmamız lazım." diyen Kurugöl, herkesin çocuğuna bu aşıyı yaptırmasını ısrarla önerdi.
"Her 10 hastadan birini kaybediyoruz"
Meningokok mikrobunun yaptığı menenjitin bulgularının başlangıç döneminde çok net görülemediğini ifade eden Kurugöl, hastalığın nezle, kırgınlık, ateş, kusma, ishal gibi şikayetlerle başlayabildiğini ve bu açıdan farklı teşhisler konulabildiğini ifade etti.
Kurugöl, "Hastalık ancak ilerledikten, döküntü olduktan sonra anlaşılıyor. Döküntü olduktan sonra da zaten hastalığın ileri evrede olduğu görülüyor. Çok hızlı seyreden ve ölümlere neden olan bir hastalık." diye konuştu.
Menenjitte ölüm oranının yüzde 40 seviyelerinde olduğuna işaret eden Kurugöl, "Difteriden ölüm olasılığının üzerinde bir rakam. İyi bir tedavi sistemine rağmen her 10 meningokok menenjit hastasından birini kaybediyoruz. Yaşayanların da her üç kişiden biri, işitme kaybı, zeka geriliği, motor fonksiyonları kaybı yaşıyor, yani en az bir organını kaybediyor, engelli hale geliyor." ifadelerini kullandı.
Zafer Kurugöl, tedavi masraflarının yüksek olduğunu, hastalığın kişinin yaşam kalitesini bozduğunu da dile getirdi.
Karşılaştığı bir vakadan bahseden Kurugöl, "Ege Üniversitesi'nde yeni yatan bir vakamız vardı, çocuk el ve ayak parmaklarını kaybetmek zorunda kaldı, zekasında da bir miktar gerileme oldu. Yaşam kalitesi de bozulan çocuğun yoğun bakım masraflarını çıkardık ve bu miktar ile bütün Bornova'yı aşılayabileceğimizi gördük." diye konuştu.
"Özellikle 2018 yılının son aylarında ve bu yılın ilk aylarında menenjit hasta sayısında önemli ölçüde artış var." diyen Kurugöl, ancak "bunun salgın var" anlamına gelmediğini belirtti. Hastalığın önlenmesinde aşının önemli rol üstlendiğini vurgulayan Kurugöl, menenjit aşısına ailelerin gereken önemi vermelerini istedi.
Kurugöl, toplumda Suriyeli göçmenler nedeniyle menenjit vaka sayısında artış olduğu yönünde bir algı oluşturulduğunu, böyle bir durumun söz konusu olmadığını bildirdi.
"En değerli şey size sunuluyor, lütfen değerini bilin"
Türkiye'de her yıl ortalama bir milyon 300 bin bebek doğduğunu ve bu bebeklere rutin şemadaki aşıların ücretsiz olarak devlet tarafından uygulandığını söyleyen Kurugöl, menenjit aşısının da rutin aşı şemasına girmesi konusunda bir beklentinin olduğunu ifade etti.
Bir aşının rutin aşı şemasına alınmasının kolay bir uygulama olmadığını dile getiren Kurugöl, şunları söyledi:
"Türkiye aşı üreten bir ülke değil, dışa bağımlı. En zengin ülke ABD bile aşıların önemli bir kısmını sigorta sistemi ile uygulamakta, yani sigortası olanlar aşıdan faydalanabilmektedir. Birçok ülkede devletin üzerinde bu kadar yük yok. Devlet burada çok önemli bir sorumluluk almıştır. Her doğan çocuğun rutin aşı şemasına koyduğu aşılarını tedarik eder ve ücretsiz olarak uygular. Sağlık personeli tarafından da özverili bir şekilde uygulanıyor. Bu, çok büyük hizmettir ve değerinin bilinmesi gerekir. Böyle bir hizmet sunulurken hiçbir bilimsel temeli olmayan laflara itibar ederek aşıdan kaçmayın. Lütfen aşıya koşarak, severek ve çocuklarınızı koruduğunuzu bilerek yaklaşın. Halkımız para vermeyince değersiz olduğunu düşünüyor ama en değerli şey size sunuluyor, lütfen değerini bilin."
Kurugöl, 2005-2013 yılları arasında dünyada aşı şemasını en iyi geliştiren ülkenin de Türkiye olduğunu belirtti.