Ege Üniversitesi (EÜ) Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayfer Haydaroğlu, 1990'lı yıllarda 50-60 yaş aralığında daha sık rastlanan meme kanserinin bugün 40-49 yaş aralığını daha çok tehdit ettiğini bildirdi.
Prof. Dr. Haydaroğlu, AA muhabirine, meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu, erken teşhis durumunda ise yüzde 90'ının üzerinde sağ kalım şansının bulunduğunu söyledi. EÜ'nün 1990'lı yıllardan bu yana kanser kayıtlarını düzenli olarak tuttuğunu ve 10 bin 73 meme kanseri kaydının gerçekleştirildiğini anlatan Haydaroğlu, meme kanserinin sosyoekonomik durumu iyi olanlarda daha sık rastlandığına ilişkin bir kanı olduğuna değindi. Haydaroğlu, "Meme kanserinin dünyada en çok görüldüğü bölgeler Amerika ve Kuzey Avrupa. Bizim ülkemizde de Avrupa ülkeleri gibi fazla. Asya ve Afrika'da ise daha az. Sosyoekonomik düzey düştükçe doktora başvuru ve teşhis azalıyor da diyebiliriz, beslenme ve yaşam biçiminin meme kanserine etkisi var da diyebiliriz" ifadelerini kullandı. Artık daha genç yakalıyor Meme kanserinin eskiden menopoz sonrası daha sık görüldüğünü ancak son kayıtlarda riskin menopoz öncesinde de yükseldiğini ifade eden Prof. Dr. Haydaroğlu, "1990'lı yıllarda 50-60 yaş aralığında daha sık rastlanan meme kanseri bugün 40-49 yaş aralığını daha çok tehdit ediyor" dedi.
Küçüklük ya da büyüklükle ilgisi yok
Son 10 yılda erken evre meme kanserlerini daha sık teşhis ettiklerine işaret eden Haydaroğlu, yine de son 20 yıl ortalamasında ileri evre kansere rastlanma oranının yüzde 43'e denk geldiğini, farkındalık çalışmalarının büyük önem taşıdığını kaydetti. Hangi kadınlar daha şanslı Memenin küçük ya da büyük olmasının kansere yakalanma riskini değiştirmediğini vurgulayan Haydaroğlu, şu bilgileri verdi: "Küçük ya da büyük olsa da meme kanserine yakalanma riski olabilir, büyüklük ve küçüklükle ilgili değil ama tümörün memeye oranı önemli. Küçük memede 3 santimlik tümör daha büyük yer kaplarken büyük memede daha az yer kaplıyor ve onun ameliyatı daha kolay olabilir. Geride bıraktığı doku kaybı da büyük memede fark edilmiyor. Cerrahi açıdan önem taşıyor. Tedavileri de fark ediyor. Çok sarkık ve büyük memelerde özellikle problemler çıkıyor. Küçük memeler radyoterapi açıdan daha rahat ediyor. Hastaya göre tedavi yapılabiliyor yani tedavi prensipleri hastaya göre fark ediyor." Prof. Dr. Ayfer Haydaroğlu, ayrıca meme kanserlerinde genetik, beslenme, alkol, yaşam tarzı ve hormonların yüzde 30 etkisi bulunduğunu sözlerine ekledi.