Halk arasında pek fazla bilinmeyen Periferik Arter Hastalığı (PAH), hayati risk oluşturması nedeniyle ciddiye alınması gereken bir sağlık sorunu olarak son dönemde sık görülmeye başladı. İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İhsan Alur, Periferik Arter hastalığının ilerleyici damar sertleşmesi (kireçlenmesi) nedeniyle bacaklara kan taşıyan atardamarlarda daralma veya tıkanma ile sonuçlanan, bazı komplikasyonlar ve hatta ölümle sonuçlanan ciddi bir damar hastalığı olduğunu söyledi.
"30 MİLYONDAN FAZLA KİŞİYİ ETKİLEDİ"
İnsan ömründe beklenen yaşam süresi artışıyla ilişkili olarak sıklığı giderek artan Periferik Arter hastalığının, günümüzde yaklaşık 30 milyondan fazla insanı etkilediğini kaydeden Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İhsan Alur, Türkiye'de Ege Bölgesi'nde yapılan bir çalışmada genel nüfusta bu hastalığın görülme sıklığının yüzde 19.7 olarak bulunduğunu vurguladı.
"HER 5 KİŞİDEN 1'İ RİSK ALTINDA"
Günümüzde her 5 yetişkinden birinin hayatı boyunca bu hastalığa yakalanma riski taşıdığına dikkat çeken Op. Dr. İhsan Alur, "65 yaşına kadar risk faktörü olan kişiler, olmayanlara göre 2.4 kat; 65 yaşından sonra ise 4 kattan daha fazla sıklıkta PAH'a yakalanma riskine sahiptirler. Erkeklerde PAH görülme sıklığı yüzde 25.8, kadınlarda ise yüzde 17.2'dir. Yani erkekler kadınlara oranla daha çok risk altındadır" diye konuştu. Op. Dr. İhsan Alur, 'Atardamar Hastalığı' olarak da adlandırılan Periferik Arter Hastalığındaki risk faktörlerini ise şöyle sıraladı: "Erkek cinsiyet, ileri yaş (özellikle 65 yaş ve üstü), sigara veya tütün kullanımı, hiperlipidemi (kanda yağ seviyesi yüksekliği), hipertansiyon (yüksek tansiyon), şeker hastalığı ve metabolik sendrom PAH için risk faktörleridir."
"AYAK VE BACAK KAYIPLARI GİDEREK ARTIYOR"
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Metabolik Sendrom Çalışma Grubu'nun yayınladığı kılavuzda metabolik sendromun; insülin direnciyle başlayan göbek çevresi yağlanması, glukoz intoleransı (gizli şeker) veya şeker, dislipidemi, hipertansiyon ve koroner arter hastalığı (KAH) gibi sistemik bozuklukların birbirine eklendiği ölümcül bir hormon bozukluğu olarak tanımlandığına dikkat çeken Op. Dr. İhsan Alur, şöyle devam etti: "Türkiye'de Batı Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında, total kolesterol (kan yağları olan LDL, HDL ve VLDL değerlerinin matematiksel toplamıdır) düzeyleri düşük olmakla birlikte, sigara/tütün kullanımının yaygınlaşması, son yıllarda giderek artan aşırı kilo (obezite) sorunu, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon sıklığında artış olması önemli sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye'nin genç nüfusa sahip olmasına rağmen, yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden dolayı aterosklerotik damar hastalığının (PAH) yaygınlaşması ve bu hastalığa bağlı istenmeyen komplikasyonlar (yürümekle oluşan veya istirahat bacak ağrısı, ayaklarda ve bacaklarda iyileşmeyen yaralar, ayak ya da bacak kaybı, hatta hastanın hayatını kaybetmesi gibi) giderek artan oranlarda karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle, bu hastalığa karşı uyanık olmamız ve tanıda/tedavide hızlı hareket etmemiz çok önemlidir. PAH asemptomatik (belirti ve bulgularının olmaması) olabileceği gibi atipik (sıradışı) belirtilerle de seyredebilir. Bu yüzden bu hastalığın tanısında atlama ya da gecikme olabilir."
"BU BELİRTİLERE DİKKAT"
PAH'ın tipik belirtilerinin yürüme sonrası bacaklarda ağrı, ilerleyen dönemde istirahat esnasında hissedilen bacak ağrısı, bacaklarda uyuşukluk, baldır kaslarında güçsüzlük, bacaklarda ve ayaklarda soğukluk, üşüme hissi, ayaklarda renk değişikliği, ayak tırnaklarının kalınlaşması olduğunu vurgulayan Op. Dr. İhsan Alur, "Yürüme sonrası bacaklardaki ağrıya 'Klodikasyo' denir. Klodikasyo, genellikle egzersiz sırasında kramp şeklinde oluşan baldır ağrısıdır. Dinlenme ile geçer, belirli bir mesafede (Örneğin 500 metre-100 metre veya 50 metre gibi) oluşur, hastalığın ilerlemesi ile yürüme mesafesi gederek azalır. Ancak bacak ağrısı vasküler olmayan nedenlere bağlı da olabilir" ifadelerini kullandı.
"İLAÇLAR YETERLİ GELMEZSE ANJİYO GEREKEBİLİR"
Periferik Arter Hastalığının tedavisinde kan sulandırıcı ilaçların kullanılması, eğer ilaçlar yeterli değilse anjiyo yöntemiyle damarların açılması veya cerrahi operasyonla baypas ameliyatı seçeneklerinin bulunduğunu vurgulayan Op. Dr. İhsan Alur, Covid ile PAH ilişkisi hakkında ise şu bilgileri paylaştı: "PAH için tanımlanmış risk faktörleri olan hastaların pandemi sürecinde risk altında olduklarını ve Kovid-19'un bu hastalarda damar tıkanıklığını tetikleyebileceğini ve ciddi problemlere yol açabileceğini belirtmek gerekiyor. PAH hastalarının kan sulandırıcı ilaçlarını aksatmaması ve maske, sosyal mesafe, hijyenle birlikte takipli oldukları doktor önerisiyle Kovid-19 aşısını yaptırmaları gerekiyor."