Kolorektal kanserler, kadınlarda meme ve akciğer kanserlerinden sonra 3. sırada; erkeklerde ise prostat ve akciğer kanserinden sonra yine 3. sırada görülüyor. Özellikle 50 yaşından sonra gelişme riski artan kolorektal kanserler, tüm kanserlerde olduğu gibi ne kadar erken teşhis edilirse tedavisi o kadar başarılı oluyor. Günümüzün gelişmiş cerrahi teknikleri ile erken evrelerde yakalanmış bir kolon kanseri yüzde 90 oranında başarı ile tedavi edilebiliyor.
Genel olarak kendini kanama veya bağırsak tıkanması ile gösteren kolon kanserleri bu belirtilere ilave olarak karın ağrıları ve/veya kilo kaybı, halsizlik, iştahsızlık, çabuk yorulma ishal veya kabızlık gibi sindirim sistemi sorunlarını da beraberinde getiriyor. Neolife Tıp Merkezi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hamdi Koçer “ Kolon kanserlerinin bir kısmı genetik özellik taşıyor. Ailesinde kolon kanseri veya kolon kanserine dönüşebilecek polipleri olan kişilere her yıl dışkıda gizli kan ve 3 yılda bir kolonoskopi tetkiki yaptırmalarını öneriyorum. Bu tetkiklerin sonuçlarına göre takip şeması kişiye özel değişkenlik gösteriyor ancak düzenli takipleri atlamamak gerekiyor. Ailesinde böyle bir riski olmayanların da, 50 yaşından sonra her yıl dışkıda gizli kan ve 5 yılda bir kolonoskopi yaptırmaları bu hastalığın erken tanı ve tedavisi için oldukça önemli.” diyor.
Risk gruplarına ve geniş kitlelere rahatça uygulanabilen dışkıda gizli kan bakılması kolon kanserinin en zahmetsizce taranmasına olanak sağlıyor. Dışkıda gizli kan sonuçları pozitif olan hastalar ise tanı değeri daha yüksek olan kolonoskopi yöntemine yönlendiriliyor. Eğer şüpheli bir durum söz konusuysa, kolonoskopi ile tümör direkt görülerek teşhis netleştiriliyor.
Beslenme şeklinizi değiştirerek ve düzenli kontroller ile kolon kanserinden korunun!