Dünyada en önde gelen ölüm nedenlerinden biri kalp krizleri. Kalbe kanın gitmesini sağlayan atardamarların tıkanması sebebiyle kalp krizi oluşuyor. Tıkanma sonucunda kalp kasları kansız kalarak ölüyor. Sadece Türkiye’de her yıl 140 bin kişi kalp kasının fonksiyonunu kaybetmesine bağlı olarak yaşamını yitiriyor.
Bugüne kadar yapılan çalışmalar kalp kası hasarına bağlı kalp yetmezliği gelişen hastalar açısından bir umut içermiyordu. Bunun sebebi ise zarar gören kalp kaslarının kendi kendilerini yenileyebilme özelliğine sahip olmayışından kaynaklanıyordu. Ancak son zamanlarda gerçekleştirilen bazı araştırmalar ümit verici sonuçlar içeriyor. Ön çalışmalar, zarar gören kalbe doğrudan kök hücre enjekte edilmesiyle kalbin yeniden eski işlevine kavuştuğunu ortaya koyuyor. Acıbadem Hastanesi Bakırköy Kardiyoloji ve İç Hastalıkları Uzmanları günümüzde çok az hasta üzerinde gerçekleştirilen bu uygulamaların gelecek vaat ettiğini belirtiyor. Kök hücreler, birçok dokuda bulunan ve değişerek vücudun diğer dokularını oluşturma yeteneğine sahip bir grup hücre. Kök hücrelerin vücuttaki diğer tip hücrelere farklılaşma özelliğinin keşfedilmesi ile birlikte bu hücrelerin kanser, felç, kalp ve birçok genetik kaynaklı hastalıkların tedavisinde kullanılabileceği fikri ortaya çıkıyor. Bu fikirden hareketle tüm dünyada çeşitli araştırmalar yapılıyor. Bu çalışmaların önemli bir bölümü kalp hastalıkları üzerine yoğunlaşmış durumda. İlk olarak hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar artık insan üzerinde de deneniyor. Uzmanlar konuyla ilgili şunları söylüyor: “Hastanın kanındaki kök hücreler ayrıştırılarak zarar görmüş kalp kasını besleyen damara enjekte edildi. Bir diğer çalışmada ise bypass sırasında kalp kasına kök hücre enjekte edildi. Ayrıca katater yöntemleri de kullanılarak da kalp kasına doğrudan enjeksiyon yapıldı. Şu ana kadar bu yöntemle yaklaşık yüzün üstünde kişiye uygulama yapıldı. Bu uygulamalar şu an için çok yeni. Ancak görülen şu ki kök hücre enjekte edilen hastalarda kalbin kasılmasında düzelme gözlendi ve ölü olan bölgelerde canlılık tespit edildi.” Yapılan tüm bu çalışmaların sonuçları gelecek açısından olumlu sonuçları ortaya koyuyor. Uzmanlar gelecekte kök hücrelerin daha sık kullanılacağına işaret ederek şöyle devam ediyor; Şu anda hastalardan alınan kandaki kök hücreler enjekte ediliyor. Gelecekte bu tarz uygulamaların artmasıyla kordon kanındaki kök hücreler de hastalara nakletme imkanı doğacak. Kordon kanında en zengin kök hücreler bulunduğu için bugün kordon kanı saklanan bebekler için 30 – 40 sene sonra bu kök hücreler büyük olasılıkla çok faydalı olacak.”