Tülücü yaptığı açıklamada, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı'nın (KOAH), akciğerde hava akımı kısıtlanması ile karakterize olarak ilerleyici ve tam olarak geri dönüşümlü olmayan, buna karşılık önlenebilir ve tedavi edilebilir bir akciğer hastalığı olduğunu, zararlı gaz ve partiküllerin solunması ile oluşan, mikrobik olmayan bir iltihaplanmaya bağlı gelişen KOAH'ın, sadece akciğerle sınırlı kalmayıp diğer organları da ilgilendirdiğini kaydetti.
Tülücü, dünyada KOAH'ın yüzde 5 ile 20 sıklığında görüldüğüne dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Hayati risk taşıyan hastalıklar sıralamasında hızla 3. sıraya yükselmektedir ve sakatlığa yol açan hastalıklar arasında 13. sıradadır. Yapılan çalışmalarda, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, şeker hastalığı, yüksek tansiyon şikayetleriyle dahiliye ve kardiyoloji servislerinde yatan hastaların yaklaşık yüzde 35'ine KOAH'ın da eşlik ettiği ve bunun sonucunda hastalıkların daha ağır seyretmesine sebep olduğu belirlenmiştir. Buna rağmen, yapılan araştırmalar dünyada KOAH'lı hastaların yalnızca yüzde 25-50'sinin tanı aldığını göstermiştir."