Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil, basit gibi görülen ağrıların kimi zaman son derece kompleks olabildiğini ve tedavilerinde güçlük çekilebildiğini söyledi.
Kadınların çok büyük bölümünde, göbek altındaki bölgede görülen ve uzun süre geçmeyen "pelvik ağrı"nın da bu tür ağrılardan olduğunu kaydeden İtil, bunun hem yakınması olan kadınları, hem de pelvik ağrıyı tedavi etmeye çalışan hekimleri son derece yorduğunu anlattı. Pelvik ağrı gibi geçmeyen ağrıların şiddetinin ve süresinin değiştiğini ifade eden İtil, şunlara dikkati çekti: "Kronik pelvik ağrı, tedavi gerektiren ve fonksiyonel yetersizliğe neden olan, en az 6 ay süren göbek altındaki ağrıdır. Kadın hastalıkları hekimlerine başvuruların yüzde 10’u bu nedenledir. Bu ağrının jinekolojik, ürolojik, gastrointestinal (bağırsak sistemi), kas ve iskelet sisteminden kaynaklanan ya da sinirsel nedenleri olabilir. Bu hastalıklarla ilgili ayırıcı tanı gerekir. Hastalığın nedenlerini araştırırken bu branşlardan destek alınmalıdır." Daha çok sağ veya sol kasık bölgesi göbek altı ve karnın iç kısımlarında hissedilen pelvik ağrının, 18-50 yaş arasındaki kadınlarda yüzde 14-25 oranında görüldüğünü bildiren İtil, hastaların yüzde 35’inde herhangi bir bulguya rastlanmadığını, yüzde 33’ünün endometriyozis, yüzde 24’ünün ise yapışıklıklardan kaynaklandığının saptandığını bildirdi. Kronik pelvik ağrısı olan hastaların yüzde 53’ünün ağrı kesiciye ihtiyaç duyduğunu, yüzde 50’sinin doktorun ilgi ve tedavisinden tatmin olmadığını, yüzde 43’ünde hayat kalitesinin düştüğünü, yüzde 35’inin ise psikolojisinin bozulduğunu ifade eden İtil, "Pelvik ağrı, kadınların cinsel yaşamını da olumsuz etkiler" dedi. Pelvik ağrının tedavisinde çeşitli ilaçların, ağrı kesicilerin kullanıldığını, hatta akupunkturun bile denendiğini anlatan İtil, "Şimdilerde ise bu ağrının tedavisinde ’LUNA’ adı verilen yöntem uygulanıyor" diye konuştu. Tedavide yüz güldürücü sonuçlar alınan yöntemin Antalya’da bugün başlayan ve 23 Mayısa kadar devam edecek Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği’nin 8’inci Ulusal Kongresi’nde de daha geniş yönleriyle ele alınacağını açıklayan İtil, bu yöntemle ilgili gelişmelerin Türk hekimlerine aktarılacağını bildirdi. İtil, "Rahme uzanan sinirler kesilerek yapılan LUNA tedavisiyle hastalar sabah ameliyat olup akşam evlerine gidebiliyor, bir hafta sonra da normal yaşantılarına dönebiliyor. Tedavi, uygulayıcı hekimlerin artmasıyla daha geniş bir kesimde uygulanabilir" ifadesini kullandı. Pelvik ağrıya neden olan herhangi bir bulguya rastlanmayan hastalarda, "Laparoskopik Uterosakral Nevre-Sinir-Ablasyonu" denilen yöntemle rahme uzanan sinirlerin laparoskopi yoluyla kesildiğini belirten İtil, "Bu yöntemle ağrı yüzde 80 azalırken hastalarımız artık ağrısız adet görüyor, seksüel yaşamları da düzeliyor" şeklinde konuştu