Toplum olarak her ne kadar sıklıkla duysak da başımıza gelmediği sürece tanışmadığımız bir problem olan kan uyuşmazlığı, birçok kişiyi etkileyebiliyor. Daha çok çiftleri etkilediği düşünülse de kan uyuşmazlığından asıl etkilenenler bebekler oluyor.
KAN UYUŞMAZLIĞI NEDİR?
Anne kan grubunun Rh (-) negatif, babanın ise Rh (+) pozitif olması durumuna Rh uygunsuzluğu (kan uyuşmazlığı) denir. Kan uyuşmazlığında en önemli konu doğacak bebeğin kan grubun ne olacağıdır. Bu çiftlerde dünyaya gelecek olan bebek Rh (+) pozitif ya da Rh (-) olabilmektedir. Eğer bebek negatif ise herhangi bir sorun söz konusu olmaz. Ancak bebek, Rh (+)pozitif ise kan uyuşmazlığı Rh immunizasyonuna ve çeşitli sorunlara sebep olur.
KAN UYUŞMAZLIĞI NEDEN TEHLİKELİ?
Eğer bebek Rh(+) bir kan grubuna sahipse bu durumda anne adayının savunma sistemi doğmamış bebeğin kan hücrelerini düşman olarak algılayarak onları parçalamak için harekete geçer. Bu durumda şöyle bir ayırt edici unsur vardır. Eğer anne adayının savunma sistemi ilk kez bu hücrelerle karşı karşıya kalırsa bu durumda savunma sistemi harekete geçmeden bebek kurtulur, ancak Rh(+) hücreleri anne vücuduna girmiş olur. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde sonraki gebeliklerden birinde anne adayının savunma sistemi doğmamış bebeğin kanında Rh(+) hücrelere rastlayabilir. Bu durumda ise savunma sistemi devreye girer ve bebeğe zarar verebilir. İlk gebelikte oluşmuş anti Rh antikorlar bebeğe geçer ve bebeğin kanında eritrositlerin parçalanmasına ve bebekte kansızlığa (anemi) neden olur. Aynı zamanda yeni doğan sarılığı ve hatta kalıcı sakatlıklar bile görülebilir. Çünkü hem kansızlık hem sarılık bebeğin zayıf savunma mekanizmasını daha da zayıflatarak kalıcı sakatlığın öünün açabilir.
BU DURUMLARA DİKKAT!
Normal şartlarda anne ve bebeğin kanı birbirine karışmaz. Ancak bazı durumlar anne ve bebeğin kanının birbiriyle karşılaşıp temas etmesine yol açar. Bu durumlar;
Düşük,
Kürtaj,
Dış gebelik,
Amnioosentez,
CVS,
Kordonsentez,
Plesentanın erken ayrılması,
Kordonsentez.
KAN UYUŞMAZLIĞINI ÖNLEMEK MÜMKÜN MÜ?
Bu gibi durumlarda anne adayının etkilenmesini engellemek için 72 saat içerisinde Anti-D iğnesi yapılması gerekmektedir. Bu iğne çoğunlukla kalçadan kas içine uygulanmaktadır. İğnenin 72 saat içerisinde yapılması oldukça önemlidir. Ancak 14-28 gün içerisinde de yapılabilmektedir.
Bu ilaçların içinde Rh (+) kan grubuna karşı antikorlar vardır. Bu antikorlar daha önce Rh(+) kanla karşılaşmış Rh(-) annelerin ürettikleri antikorların aynısıdır. Bu antikorlar anneye kalça yoluyla enjekte edildiğinde anne kanına geçerek tüm Rh(+) antijen taşıyan hücreleri bulur ve anne savunma sistemi henüz bu Rh(+) antijenleri görmeden bunları parçalayarak ilk teması engeller.