Bayındır Söğütözü Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdem Diker, düşürülemeyen tansiyon durumunda ilaca ek olarak başka tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyulduğunu belirterek, "Koroner anjiyografiye benzer basit bir yöntemle böbrek damarları çevresindeki sinir ağlarının kısmen tahrip edildiği renal denervasyon işlemi ile dirençli hipertansiyon kontrol altına alınabiliyor." ifadesini kullandı.
Türkiye İş Bankası grup şirketlerinden Bayındır Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamaya göre, dünya çapında yaklaşık 1,28 milyar yetişkini etkileyen hipertansiyon, kontrol altına alınmadığı takdirde kalp yetmezliği, kalp krizi, beyin kanaması, inme ve böbrek yetmezliği gibi hayatı tehdit eden hastalıklara neden oluyor.
"Büyük" adı verilen kan basıncının 140 ya da "küçük" denilen kan basıncının 90'ın üzerinde seyretmesi durumu, "yüksek tansiyon" olarak adlandırılıyor. Belirtilen bu iki değerden ikisinin birden veya sadece birinin yüksek seyretmesi halinde hipertansiyon teşhisi konuluyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Bayındır Söğütözü Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdem Diker, hipertansiyonun belirti vermeden seyredebildiğini ve bu nedenle tehlike yarattığını vurguladı.
Hipertansiyonun tesadüfi bir kan basıncı ölçümünde bile teşhis edilebildiğini belirten Diker, "Teşhisi çok kolay olsa da belirti vermeden seyredebilen bir hastalık olduğundan oldukça tehlike arz ediyor. Hipertansiyon tedavi edilmediğinde kalp yetmezliği, kalp krizi, beyin kanaması, inme ve böbrek yetmezliği gibi hayatı tehdit eden hastalıklara neden olabiliyor. Tedavinin esas unsurunu ise düzenli ilaç kullanımı oluşturuyor. Çünkü hipertansiyon ilaçları kullanıldığı sürece etki ediyor." ifadelerini kullandı.
"Düzenli egzersiz yapmak hipertansiyon tedavisinde büyük önem taşıyor"
Prof. Dr. Erdem Diker, hipertansiyon tedavisinde kullanılan tansiyon düşürücü ilaçlara ilişkin dikkat edilmesi gereken noktalara işaret ederek, şunları kaydetti:
"Hekim tarafından önerilen tansiyon ilacının düzenli kullanılması gerekiyor. Günlük veya mevsimsel tansiyon (kan basıncı) oynamaları olabilir. Büyük tansiyonunuz ısrarla 140 mmHG (14) üstünde veya küçük tansiyonunuz 90 mmHg (9) üstünde seyretmedikçe endişelenmenize gerek yoktur. Hekiminiz size içinde bir veya birden fazla tansiyon düşürücü madde içeren bir ilaç önerdiğinde bu ilaç, tansiyonunuzu her zaman istenilen düzeyde düşüremeyebilir ve yan etki gösterebilir. İlaç değişiklikleri ile sizin için en iyi ilacı hekiminiz bulacaktır. Başka bir hastaya iyi geldiğini duyduğunuz bir tansiyon ilacı sizde etkili olmayabilir veya yan etki yapabilir.
Kilo vermek, tuzu azaltmak, düzenli egzersiz yapmak hipertansiyon tedavisinde büyük önem taşır. Bunların dışında hekiminiz önermedikçe birtakım tansiyon düşürdüğü iddia edilen bitkiler veya yöntemlerle tansiyon tedavinize müdahalede bulunmamanız gerekir. Hipertansiyon tedavisinde en etkili ve bilimsel yöntem tansiyon düşürücü ilaç tedavisidir. Alternatif, bilimsel olmayan yöntemlerle vakit kaybı yaşanacağının bilinmesi gerekir. Tansiyon ilaçlarına vücut alışmaz ve tansiyon ilaçları böbrekleri bozmaz. Yıllar içinde tansiyon hastalığının ilerlemesi nedeniyle eski kullandığınız ilaçlar yetersiz kalabilir. Eğer tansiyonunuz yeterince tedavi edilmedi ise ilaç kullanımından bağımsız olarak böbrekler bozulabilir."
Hipertansiyonun kimi zaman düzenli birçok ilaç kullanımına rağmen kontrol altına alınmadığı durumların yaşanabildiğini aktaran Diker, bu durumun "dirençli hipertansiyon" olarak adlandırıldığını belirtti.
Diker, düşürülemeyen tansiyon durumunda ilaca ek olarak başka tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyulduğunu belirterek, "Koroner anjiyografiye benzer basit bir yöntemle böbrek damarları çevresindeki sinir ağlarının kısmen tahrip edildiği renal denervasyon işlemi ile dirençli hipertansiyon kontrol altına alınabiliyor. İşlem sonrasında istenilen tansiyon değerlerine ulaşılıyor." bilgisini verdi.