Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde kurulan ve hizmet vermeye başlayan kornea bankası ile nakil için uzun bekleme listelerinin hızla azaltılarak hastaların mağduriyetinin giderilmesine katkı sağlanacağı belirtildi.
Hacettepe Üniversitesinden yapılan açıklamaya göre, hastanenin Göz Hastalıkları Anabilim Dalı'nda kurulan kornea bankası, Prof. Dr. Murat İrkeç, Doç.Dr. Sibel Kocabeyoğlu, eğitimlerini tamamlamış sertifikalı 3 kornea teknisyeni ve 1 laboratuvar sorumlusu ile aktif biçimde hizmete başladı.
Kornea bankasının açılmasıyla Türkiye genelinde kornea nakli bekleyen 5 bin hastanın yüzde 30'u Hacettepe'ye yönlendirilecek ve bu sayede yıllar süren bekleme süreleri kısalacak.
Hacettepe Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sibel Kocabeyoğlu, Türkiye'de hizmet veren 38 kornea bankası bulunduğunu ancak yasa ve yönetmelik gereği bu bankaların kornea dağıtımı olmadan hastanelerin kendi bünyesinde bağımsız olarak nakil yapamadıklarını belirtti.
Kornea bankası olmayan hastanelerin Sağlık Bakanlığınca uygun görülen bankalara bağlanarak buralardan kornea temin edebildiklerini aktaran Kocabeyoğlu, şöyle devam etti:
"Kornea bankaları kornea dokusunu ölüden almak, uygun ortamlarda saklamak, alınan dokunun nakle uygun olup olmadığını belirlemek ve doku nakli yapılacak merkezlere dağıtmakla yükümlüdür. Ölüden alınan ve özel besleyici solüsyonlarda saklanan korneaların hücre özellikleri ve nakil için yeterli olup olmadıkları göz bankalarındaki özel mikroskoplarla incelendikten sonra belirlenir."
Doku uyumu gerekmiyor
Kornea nakli için doku uyumu gerekmediğini ve organ nakilleri arasında ret olasılığı en düşük operasyonlardan olduğunu ifade eden Kocabeyoğlu, bu olasılığı daha da azaltmak amacıyla hastaların uzun bir süre damla ya da sistemik tedavi aldıklarını dile getirdi.
Kornea naklinin gerektiği durumlar hakkında bilgi veren Kocabeyoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Kornea dokusu çeşitli nedenlerle leke oluşumu ya da dokuda ödem nedeniyle bulanıklaşabilir ve saydamlığını yitirerek görmede kalıcı olarak azlığa neden olabilmektedir. Kornea nakli bu durumlarda görmeyi artırmak, lekeyi ortadan kaldırmak, eğer varsa ağrıyı azaltmak ya da göz bütünlüğünü korumak için yapılmaktadır."
Kocabeyoğlu, korneaya bağlı olmayan nedenlerden dolayı görme azalmış veya kaybedilmiş ise kornea nakli yapılmayacağına, yapılsa dahi hastaların ameliyattan fayda göremeyeceklerine dikkati çekerek bu durumların başında retina (gözün arka sinir tabakası) ve optik sinir (görme siniri) hastalıkları, ileri glokoma bağlı görme kaybı bulunması (göz tansiyonu hastalığı), göz tembelliği bulunması ve gözde küçülme ile sonuçlanmış ağır göz yaralanmalarının geldiğini kaydetti.