Dr. Adın, vatandaşlara mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcak havalara karşı tedbirli olmaları gerektiğini söyledi. Kurak bir döneme girdiklerini aktaran Dr. Adın, "Buna bağlı olarak sıcaklar erkenden bastırmış durumda. Bu sıcak havalarda 5 yaş altı çocuklarımız, yaşlılar, kronik hastalar, obezler, güneş altında çalışmak zorunda olanlar, ağır koşullarda çalışanlar bu durumdan olumsuz etkilenebilir. Sıcak havalardan korunmak için evvela güneş ışınlarının dik olarak düştüğü saat 10.00 ile 14.00 arasında mümkün olduğu kadar dışarıya çıkmaktan kaçınmalıyız. Dışarı çıkmak zorundaysak egzersizlerimizi sınırlandırmalı açık renkli, bol ve ince giysiler gerekmektedir" dedi.
"Günde en az 2 buçuk litre su tüketmemiz gerekmektedir"
Bu koşullarda dışarı çıkılması durumunda olan vatandaşların bol sıvı tüketmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Adın, "Günde en az 2, 2 buçuk litre yani 12 ile 15 bardak arası su tüketmemiz gerekmektedir. Mümkünse mineralli su, sebze ve meyve tüketmemiz lazım. Alkollü, kafein içeren içeceklerden kaçınmamız lazım. Çok şekerli ve ağır kızartmalardan kaçınmamız gerekmektedir. Hele ki kronik hastalığı olanlar, 5 yaş altı çocuklar, idrar söktürücü ve tansiyon ilacı kullanan vatandaşlarımızın bu kurallara daha fazla riayet etmesi gerekmektedir. Bu noktada en önemli husus sıcaktan korunmak olacaktır. Normal şartlarda 37 derece olan vücut sıcaklığımız dış ortamdaki ani sıcaklık değişimlerine karşı bu sıcaklığı korumak bir takım mekanizmalar geliştirmektedir. Bu mekanizmalardan başlıcası terleme olup, çok sıcak havaya neminde eklendiği durumlarda terleme giderek yavaşlamaktadır" diye konuştu.
"Dikkat edilmediği takdirde sıcak çarpmasına maruz kalınabilir"
Terleme ile vücudun soğuma olanaklarının sınırlı kaldığını aktaran Dr. Adın, "Buna yönelik olarak bulunduğumuz ortamın iyi havalandırılması, kıyafetlerimizin buna uygun olması, dışarıda çalışmak zorundaysak eğer bu dışarıda çalıştığımız koşulların optimize edilmesi, üzerimizdeki kıyafet ya da gölgelik bir alan oluşturmak suretiyle kaybedilen sıvının bol su ve mineralli sıvılarla yerine konulması gerekmektedir. Bunlara dikkat edilmediği takdirde sıcak yorgunluğu ve sıcak çarpması gibi hastalıklar ortaya çıkabileceği gibi mevcut hastalıkların alevlenmesi ya da ağırlaşması söz konusu olabilir. Sıcak yorgunluğu dediğimiz aşırı sıcağa maruz kalmakla yorgunluk, bitkinlik, baş ağrısı gibi yaklaşık 3-4 gün süren semptomlarla süren bir hastalıktır. Sıcak çarpması vücudun 40 derecenin üzerinde kalması durumunda belli bir süre bitkinlik ve uyku hali gibi daha ağır semptomlarla giden bir hastalık durumudur. Böyle durumlarda mutlaka hastaneye başvurulması gerekmektedir. Kaybedilen sıvının yerine konması ve diğer tedavilerin uygulanması gerekmektedir" şeklinde konuştu.