Memorial Ataşehir Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Sadakat Özdil, sağlıksız beslenme ve bunun sonucu ortaya çıkan fazla kiloların yol açtığı sindirim sistemi sorunu reflü ve tedavi yolları hakkında bilgiler verdi.
Reflü’de mide içeri (gıdalar, asit, safra vb) bir zorlama olmaksızın yemek borusuna kaçar. Bu fizyolojik bir olaydır. Bu durum yemekten sonra olur, süresi kısadır ve kişiye sıkıntı vermez. Bu geri kaçma olayı uzun süreli, sık, ağıza, ses tellerine, solunum yollarına kadar olursa ve geceleri de rahatsız eder tarzda gelişirse “gastroözofageal reflü” hastalığından söz edilir. Bu tabloda hastada reflüye ait yakınmalar ya da yemek borusu alt ucunda lezyonlar (ülser vs gibi) gelişir. Şişman insanlarda daha fazla görülür. Nedeni yağlanmayla birlikte karın içi basıncının artması. Ayrıca mide çıkışında darlığı olan hastalar, karın içi basıncını artıran durumlar (gebelik, kronik kabızlık vs…) da daha sık görülmektedir. Reflü, toplumun % 10 – 20’sini etkileyen bir hastalıktır. Her yaşta görülebilir, ancak en sık 30– 40 yaşlarında ortaya çıkmaktadır. Türkiye'de yaşayan kişilerin %3'ü sürekli, %23'ü her gün, %46'sı ise seyrek olarak reflü belirtileri görülmektedir. Erkeklerde kadınlara göre 2-3 kez daha sık görülür. Beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler ve şişmanlığın artışı, reflü sıklığının artışındaki en büyük etkenlerdir. Fast-food tipi, yağ içeriği fazla batı tipi diyet, alkol, sigara ve gazlı içeceklerin tüketimindeki artış, reflü’ye davetiye çıkarmaktadır. Reflü hastalığının farklı organlarla ilgili birçok belirtisi olabilir. Tipik bulgular göğüs arkasında yanma ve ağıza acı su gelmesidir. Ayrıca göğüs ağrısı, yutma sırasında ağrı ve takılma hissi, ağız kokusu, geğirti, gece artan şekilde öksürük, ses kısıklığı, boğazda gıcık hissi, astım krizi şeklinde nöbetler, hıçkırık, diş sorunları, midede yanma ve hazımsızlık şeklinde atipik belirtilerde olabilir. Hastalar bu nedenlerle bazen önce kardiyoloji, KBB veya göğüs hastalıkları uzmanlarına başvurmaktadırlar. Ancak yutma güçlüğü, ağrılı yutma, lokmada takılma hissi, kilo kaybı, kansızlık, kanama olması, belirtilerin 50 yaştan sonra ortaya çıkmış olması, alarm belirtisi olarak alınmalı ve tedavi öncesi ileri (endoskopi vb) tetkikler yapılmalıdır. Öncelikle hastanın yaşam tarzındaki düzenleyici önlemler ve diyet tedavinin temelini oluşturmaktadır. Şişman hastalar zayıflamalı, öğünler sık aralıklı ve az miktarda tüketilmeli, iyi çiğnenmeli, akşam yemeği ile yatış arasındaki süre en az 3- 4 saat olmalı, yatmadan önce atıştırma alışkanlığından vazgeçilmeli, gece reflüsü olanlarda yatak baş tarafı yükseltilmelidir.