Türk Gastroenteroloji Derneği tarafından 2017 yılından beri farklı illerde düzenlenen "Sindirim Sistemi Hastalıkları Bilgilendirme Programı" kapsamında, Türkiye'nin farklı şehirlerinde yapılan halk bilgilendirme toplantıları ile sindirim sistemi hastalıklarının toplumdaki farkındalık seviyesini yükseltilmesi ve kamuoyunun dikkatinin çekilmesi hedefleniyor.
Sindirim sistemi hastaları, hasta yakınları, halk ve bu hastalıkları takip-tedavi eden hekimlerin katıldığı Halk Toplantılarının 13. durağı İstanbul-Bakırköy oldu. Bakırköy Belediyesi'nin katkılarıyla düzenlenen Halk Toplantısı, 21 Mart Perşembe günü Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi'nde yapıldı.
Bakırköy Belediye Başkanı Op. Dr. Bülent Kerimoğlu ve Bakırköy Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Nurcan Alan'ın açılış konuşmalarıyla başlayan program, alanında uzman hekimlerin konuşmalarıyla devam etti. TGD İkinci Başkanı Prof. Dr. Kadir Bal'ın oturum başkanlığı yaptığı konferansta, TGD Başkanı Prof. Dr. Serhat Bor, "Gastroenterolog Kimdir?;TGD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Filiz Akyüz, "Kabızlık, Şişkinlik, Geğirti ne demektir, ne yapmalıyım?"; TGD Üyesi Prof. Dr. Canan Alkım, "Reflü ve Mide Ağrısına karşı öneriler, tedavi yolları" ve TGD Üyesi Prof. Dr. Yusuf Ziya Erzin, "Kolon Kanseri ve Korunma Yolları"na dair bilinmesi gerekenleri ve önemli sağlık önerilerini katılımcılarla paylaştı.
250'ye yakın katılımcının yoğun ilgi ile takip ettiği programın son bölümünde, katılımcılardan gelen sorulara yanıtlar verildi. Toplantıda ayrıca, sindirim sistemi hastalıklarıyla ilgili bilgiler yer alan broşürler dağıtıldı ve anket çalışması yapıldı.
Halk toplantılarının gerçekleştiği iller başta olmak üzere, hastalıklarla ilgili daha bilinçli bir toplum oluşturulmasına katkı sunulmasının planlandığı proje ile Kolon Kanseri, Reflü, İrritabl Bağırsak Sendromu, Ülser, Dispepsi, Ülseratif Kolit, Hepatit, Siroz, Pankreas Kanseri ve diğer Sindirim Sistemi Hastalıkları konusunda toplumda farkındalık oluşturulması, potansiyel ve mevcut hastaların hastalıklar konusunda yeterli bilgi seviyesine ulaşmasının sağlanması, hastalıklarda erken teşhisin öneminin vurgulanması, hasta yakınlarının da hastalık süreçlerine dair bilgilendirilmesi ve daha bilinçli olmalarının sağlanması hedefleniyor.
"TÜRK GASTROENTEROLOJİ DERNEĞİ OLARAK AMACIMIZ, DAHA SAĞLIKLI BİR TOPLUM"
Türk Gastroenteroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Serhat Bor, Dernek olarak misyonlarının, "Halkımızın sağlıklı bir sindirim sistemi için neler yapılması gerektiği ayrıca sindirim sistemi hastalıklarında tanı ve tedavi konusunda yol göstermek ve bu konularda en yetkili bilim insanlarımızın bilgilerini paylaşmalarını sağlamaktır." diye belirterek şöyle devam etti:
"Halk sağlığı açısından bakıldığında hastalıklarla mücadelenin öneminde öne çıkan faktörler, hastalığın sıklığı ve yaşamsal tehlikesi yaratıp yaratmadığıdır. Hastaları doğru bilgilendirmek ve aynı hastalığa yakalananların iletişim kurmasını sağlamak da görevlerimiz arasındadır.
Sindirim Sistemi Hastalıkları Bilgilendirme Programı ile farklı illerde ve farklı konu başlıklarında yapılan toplantılarla; Halkımızı sağlıklı bir yaşam ve sağlıklı bir toplum için bilgilendirilmeye çalışıyoruz. Bu sene içerisinde Samsun, Ankara, Mersin ve Diyarbakır illerinde, farklı konu başlıklarında yapılacak toplantılarla, Halkımız sağlıklı bir yaşam ve gelecek için bilgilendirilmeye devam edilecek."
"ENDOSKOPİ İŞLEMLERİ GASTROENTEROLOJİ UZMANLARININ ASIL İŞİDİR"
Modern tanı ve tedavi yöntemleri arasında önemli bir yer tutan endoskopik girişimlerin, yemek borusu, mide ve oniki parmak bağırsağının rahatsızlıklarında, nedenin ortaya çıkarılması amacıyla yapılan oldukça etkin ve güvenilir yöntemler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bor, "Bu işlem, hekimin doğru teşhis koymasını ve sağlık sorununun tedavisinin planlanmasını sağlamaktadır.
Endoskopinin başarısı ve hastanın endoskopiden rahatsızlık duymaması; Kimin yaptığına, nerede yapıldığına, nasıl yapıldığına ve deneyimli bir yardımcı ekibinin olup olmamasına göre değişir. Endoskopiyi bu konuda eğitim görmüş olanlar yapmalıdır. Gastroenteroloji uzmanları 3 yıl boyunca endoskopi eğitimi görürler ve bu alanda en iyi eğitilmiş hekimlerdir." diye konuştu.
Türk Gastroenteroloji Derneği'nin toplam 903 üyesi olduğunu belirten Prof. Dr. Bor, "Bu kadar az sayıda Gastroenteroloji uzmanının 78.750.000 kişilik ülke nüfusumuzun Gastroenterolojik sorunlarını ve endoskopi ihtiyaçlarını karşılayamayacağı açıktır. Bu nedenle daha gerçekçi planlamalar yapılması gerekmektedir. Bu planlamalar yapılırken ihtiyacı olan her hastanın bu işlemlere erişim hakkı ile yapılan işlem kalitesi arasında bir denge olması da şarttır." dedi.
"KABIZLIK ÇOK FARKLI NEDENLERLE ÇIKABİLİYOR"
Kabızlık, şişkinlik, geğirti rahatsızlıkları ile ilgili bilgiler paylaşan Prof. Dr. Filiz Akyüz ise, şunları söyledi:
"Can sıkıcı tekrarlayan geğirmeler davranışsal bir bozukluk olup fazla hava yutulmasından kaynaklanır. Bu hava yutma (aerofaji) olarak tanımlanmıştır. Bazen, depresyonun ilk semptomu aerofaji olabilir veya tik olabilir. Bu hastalarda değerlendirmenin bir parçası da psikiyatri olmalıdır. Geğirti daha çok üst gastrointestinal sistemden kaynaklanmaktadır. Gaz, şişkinlik alt gastrointestİnal sistemden kaynaklanmaktadır. Diyet, egzersiz ve psikoterapi ilaç tedavisinden önce denenmelidir."
Kabızlık için çok farklı risk faktörleri olduğunu belirten Akyüz, "Fiziksel aktivite azlığı, ilaçlar, depresyon, stresli yaşam, eğitim eksikliği, düşük sosyoekonomik kültür ve taciz" olarak sıralayarak, tüm hastalar için kabızlığın tedavisi için bazı tavsiyelerde bulundu:
"Endişelerin giderilmesi, Normal barsak alışkanlığı hakkında bilgilendirme, Aşırı laksatif kullanımını azaltma, Sıvı alımının artırılması, Fiber alımının artırılması, Yemek sonrası özellikle sabah kahvaltısı sonrası tuvalete gitme bilinci, Diyette lifli besinlerin artırılması."
"TOPLUMUN YAKLAŞIK YÜZDE 20'SİNİN REFLÜ ŞİKAYETİ VAR"
Reflü ve mide ağrısı ile ilgili sunum yapan Prof. Dr. Canan Alkım, reflü hastalığını, "Mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması, yemek borusunda hasar yaparak şikayete neden olması" şeklinde tanımlayarak, "Reflü genellikle müzmin, uzun süreli şikayet oluşturur. Normal kişilerde de ayda 1-2 kez reflü olabilir. Sıklaşıp şikayete neden olunca hastalık haline gelir. Toplumda ortalama % 10-20 sıklığında görülmektedir. Mide fıtığı, şişmanlık, sigara ve alkol reflü şikayetlerini arttırmaktadır." dedi.
Alkım ayrıca, reflüde göğüs yanması ve ağıza acı su gelmesinin sık görüldüğünü belirterek, "Ağız sulanması, boğazda yumru hissi, bulantı ve yutma güçlüğü ise daha seyrek görülen şikayetlerdir. Reflü kalp krizi, akciğer hastalıkları ve boğazdaki iltihaplarla karışabilmektedir. Alarm bulguları varsa, reflüye bağlı gelişen bir sorun düşünülüyorsa, yeni başlayan ya da son zamanlarda artan şikayetlerde, tedaviye yanıtsız reflüde ve şikayetler uzun süreli ise bir kez endoskopi yapılmalıdır." diye konuştu.
"KOLON KANSERİ ÖNLENEBİLİR KANSERLERDEN BİRİ"
Kolon (Kalın Bağırsak) Kanseri ve korunma konusunda bilgiler paylaşan Prof. Dr. Yusuf Ziya Erzin,
Kadın ve erkeklerde Ülkemizde de en sık görülen ilk 5 kanser türü arasında kolon (kalın bağırsak) kanseri yer aldığını belirterek, "Kansere bağlı ölümlerde önemli bir nedendir, en sık 50-70 yaş arası görülmektedir, önlenebilir bir kanser türüdür. Dışkıda kan görülmesi, dışkılama alışkanlığında değişiklik, dışkının şeklinde değişiklik, kan kaybına bağlı halsizlik, bağırsak tıkanması kolon kanserinin belirtileridir.
Kolon kanserinden korunmak için özellikle 50 yaşından itibaren yılda 1 dışkıda gizli kan taraması ve 5 yılda bir kolonoskopi yaptırılmalıdır. Sağlıklı beslenme, kilo kontrolü, düzenli fiziksel egzersiz, sigara ve alkolden uzak durmak, düzenli uyku kolon kanserinden korunmada da önemlidir." dedi.