Son yıllarda gelişen teknoloji ile birlikte hemen hemen her cilt tipine ve her yaşa çeşitli sebeplerle lazer uygulamaları yapılıyor. Epilasyon amacıyla yapılan uygulamalarda uygun şartları sağlaması açısından bazı kuralları ise koymak gerekiyor.
Özellikle lazer epilasyona başlama yaşıyla ilgili sektörde oldukça değişik yorumlar mevcut. İster kız olsun ister erkek, erken yaşlarda özellikle ergenlik öncesi yapılan lazer epilasyon uygulamalarının sonuçları yüz güldürücü değil. Ergenlik dönemi öncesi vücuttaki tüy yoğunluğu kişinin gelecekteki durumu ile ilgili kısa ipuçları verse de bunun doğruluğu da ileriki zamanlarda değişiklik gösterebilir. Ailesel sebeplerle yani genetik olarak yoğun tüylenmeye sahip çocuklar çoğunlukla ergenlik sonrası daha da artan tüylenmeyle uğraşmak zorunda kalıyorlar. Bunun yanı sıra ailesel olmayıp da normal fizyolojik tüylenmesi olan çocuklarda da ergenliğin başlaması ile birlikte son sürat kıl üretimi başlıyor. Özellikle kız çocuklarda, bu tüylenmeye karşı yapılan yanlış uygulamalarla tüylenme daha da artırılabiliyor. Dr. Jülide Bayçın epilasyon yaş sınırı ile ilgili şunları söylüyor: “Ergenliğin başlaması ile hormonların tam olarak düzene girmesi arasında birkaç senelik bir süre gereklidir. Bu dönemde yapılacak her türlü işlemin ne yazık ki başarısızlık riski vardır. Biz tüylenmeyi tedavi etmeye çalıştıkça daha dengesini bulamamış hormonlar sürekli üretecektir. Bunun sonunda sonuç vermeyen tedaviler, lazer vb. epilasyon işlemlerine karşı dirençli olan tüyler oluşacağı için ileriki yaşlarda yapılacak tedavileri de etkileyecektir. Dolayısıyla erken tedavi yapılacaksa bile en uygun şartların sağlanması biz doktorlar tarafından sağlanmalıdır.” Dr. Jülide Bayçın şöyle devam ediyor: “Özellikle kız çocukları adet görmeye başlayıp birkaç sene geçtikten sonra ( yaklaşık 15 yaş civarı) herhangi bir problem yoksa belli bölgeler olmak kaydıyla tedaviye başlanabilir. Bu bölgeler bacak, koltuk altı ve bikinidir. Bunun dışındaki yerler normal şartlarda da zor sonuç verdiği için öncelik diğer bölgelerin sonuçlarına bakarak karar verilmelidir. Herhangi bir problemden şüphelenildiğinde endokrinoloji ya da kadın doğum uzmanından destek almakta da fayda var. Onların önerileri ve belki de ilaç tedavileri sırasında da lazer epilasyona başlanabilir.” Lazer epilasyon yaptırmayı düşünen herkes öncelikle bir doktor tarafından değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Bayçın, özellikle yaşça küçük kişilerde görüşme esnasında hormonlarla ilgili bir sıkıntıyı ancak bir doktorun fark ederek sorunu çözmeye yönelik işlemleri yapabileceğini ifade ediyor. Dr. Jülide Bayçın sözlerini şöyle sürdürüyor: “Özensiz ve sorgusuz yapılacak lazer uygulamalarının en kötü sonucu tüylenmeyi daha da artırması veya yıllarca hiç sonuç alınamamasıdır. İşlem en başından uygun şartlarda uygun doktor tarafından değerlendirilerek yapılırsa sonuç hem yapan hem de yaptıran için yüz güldürücü olacaktır.” Lazer epilasyon, uygulanabilecek epilasyon işlemleri içinde en hızlı, en az acılı ve sonuca en çabuk götürecek yöntem olmakla birlikte lazerin cinsi, uygulama yapılacak alanın nitelikleri ve uygulamayı yapan kişinin tecrübesiyle sonuç olumlu ya da olumsuz etkilenebilecektir. Lazer epilasyon işlemi için kullanılan pek çok lazer tipi olsa da bunlar dalga boyu açısından oldukça farklılıklar göstermektedir. Belli dalga aralığındaki (694nm-1064nm) lazerlerin hepsi ile epilasyon yapılabilirse de herkes her cihaz için iyi bir adaydır diyemeyiz. Epilasyon için kullanılabilecek en iyi lazerlerden biri Alexandrite lazerdir. Çünkü kalın kıllardaki etkisi çok fazladır. Eskiden koyu ciltlerde çok riskli iken gelişen teknoloji ve uygulayıcıların tecrübesiyle en koyu ciltlerde bile rahatlıkla tedavi yapılabilmektedir. İnce tüylerin hepsinde olmasa bile bazı tiplerinde de tercih edilebilir. Lazer epilasyon ırk olarak kıllı olduğumuz için hemen sonuç vermeyebilir. Bizim ırkımız için kadınlarda 6-8 seans, erkeklerde en az 8 seans gerekir. Bu da yaklaşık 2–2,5 yıllık bir dönemdir. Bu dönemden önce tüyler bitti ya da tedavi sonuç verdi demek doğru değildir. Lazer tedavisinin birkaç şekilde sonucu vardır. Ya tüyler tamamen biter. İlerleyen yıllarda hiçbir işleme gerek kalmaz. Ya da çok azalır incelir fakat belli zaman aralıklarında tekrar tedavi yapmak gerekir. Halk arasında tüyler bitse bile yeniden çıkıyormuş denmesinin sebebi de bu tüylerdir. Tüyler yeniden eskisi gibi çıktı demek için ya tedaviler yarıda kesilmiş olmalı ya da ciddi hormonal problemler oluşmuş olmalıdır. Bunun dışında yeni tüy üretimi gibi bir durum söz konusu olamaz. Dr. Jülide Bayçın