İş stresi ve yetersiz beslenme, unutkanlık sorunu yaşayanların sayısını giderek artırıyor. Günümüzde gençler için de ciddi bir problem olan unutkanlık, beyindeki kesin hafıza ve geçici hafıza bölümlerindeki problemlerden kaynaklanıyor.
Beyindeki bilgileri depolama sürecinde yaşanan bellek kaybı ve unutkanlık konusunda merak edilenleri anlatan Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, Alzheimer hastalarının uzak geçmiş rahatça hatırladıklarını, yakın geçmişi hatırlamakta ise zorluk çektiklerini söylüyor. Dr. Yavuz, yakın geçmişle ilgili sorun yaşayanların hekim kontrolünden geçmesi gerektiğini belirterek, hafızanın nasıl çalıştığını şöyle anlatıyor; Hafızanın geçici olarak kaydedildiği yer, beyindeki hippokampus bölgesidir. Kayıtlar önce hippokampusa alınır, burada kişinin geçmiş hayatına, duygusal durumuna, kültürel düzeyine, sosyo-psikolojik konumuna göre süzgeçten geçirilerek ya beynin hard diskine kayıtlanarak belleğe dahil edilir ya da önemsenmeyerek silinir. Örneğin bir defaya mahsus telefonla aranacak bir yeri hafızada tutmak böyle bir durumdur. Muhtemelen bu telefon numarası birkaç saat sonra sonsuza dek silinip gidecektir. Beyinde, bilgisayarlardaki ön bellek (REM) görevini hippokampus yerine getirirken asıl hafızanın kaydedildiği yer, yıllarca araştırmaların konusu olmuştur. Frontal lobda kişinin diğer insanlarla ilişkilerini şekillendiren sosyal hafıza kaydediliyor. Bu nedenle Frontotemporal demanslarda kişinin, toplumsal ahlaki değerleri zedelenebiliyor. Böyle hastalar, daha önce hiç yapmadıkları ve normalde utanacakları hareketleri çekinmeden yapabilirler. Hippokampusta şekillenip ayrıştırılan bellek kayıtları, kalıcı hafıza olarak depo edilmesine karar verildiğinde, temporal ve parietal loblardaki hard disklere atılıp orada saklanır. Hippokampustan beyin hard disklerine sürekli kalıcı hafıza nakli olur. Gerek Alzheimer hastalarında gerekse diğer demansiyel sendromlarda geçici kayıtlama bölgesinden, kesin hafıza bölgesine kayıt akışı durmaktadır, böylece yeni bilgiler depolanmamaktadır. Bilgiler sadece ön bellekte kalıp, hard disklere geçmediği için hafıza da kısa süreli olur. Yeni öğrenilen bilgiler 5 ile 10 dakika içerisinde unutulur.” Demansiyel sendromlarda asıl problem; ön bellekten, kesin belleğe kayıt akışının durması ya da kesin belleğin bilinmeyen bir nedenden dolayı bilgiyi depolayamaz hale gelmesidir. Kas nörofizyolojisinde sinir uyarımlarıyla aktive edilmeyen kasların giderek erimeye ve küçülmeye mahkûm olduğunu belirten Dr. Yavuz, aynı şekilde işlevselliği bozulan kesin kayıtlama bölgesinin de mevcut bellek kayıtlarını yeniden eskiye doğru silmeye başladığını söylüyor. Üst taraf, yani son bilgiler silinince alttaki hafızanın açığa çıktığını ve Alzheimer hastalarının geçmişi her zamankinden daha iyi hatırladığını vurgulayan Dr. Yavuz ‘’Bu olay bazen hasta yakınlarının çok şaşırmasına ve yanılmasına neden olabilir ve hasta sahipleri geçmişin çok iyi hatırlanıyor olmasına bakarak, hastanın unutkanlık durumlarını yanlış yorumlayabilir. Yakın hafızanın kaybı ve uzak hafızanın daha iyi hatırlanıyor olması, demansiyel sendromların karakteristik özelliğidir.