Bugün geldiğimiz süreçte aslında saç ekimi bir takım kurallara uyulursa hastalarımız açısından çok rahat bir dönemdir. Lokal anestezi ile bayıltmadan yapılır. Saçın dökülmeyen alanları olan ense bölgelerinden greftler alınarak dökülen üst bölgelere ekim işlemi gerçekleştirilir.
Yani ektiğimiz greftler genetik olarak dökülmemeye kodlandıkları için doğru bir şekilde ekim işlemi gerçekleştirilmişse kesinlikle saçlarda dökülme meydana gelmez. Günümüz koşullarında saç nakli operasyonu korkulan bir ameliyat değildir kesinlikle. Ciddi bir ağrı sızı yoktur. Eski yöntem de olduğu gibi saçın arkasından bir şerit çıkarma gerekliliği de bulunmaz. Çoğu zaman hastalarımızın ağrı kesici kullanmalarına bile gerek yoktur. Ortalama olarak 6-7 saat süren bir işlemdir. Dökülen bölgenin açıklığına göre 4-5 saatten, 12-13 saate kadar işlem süresi uzayabilir. Ancak operasyon sırasında hastalarımız kendi seçtikleri dvd filmleri izleyebilir, telefon görüşmesi yapabilir ya da internete girebilmektedir. Uzun süren operasyon aralarında ise yemek arası bile vererek hastamızla bir şeyler yemekteyiz. Öncelikle söylemek gerekirse saç ekiminde bir yaş sınırı yoktur. Her yaşta saç ekimi yapılabilir. Aslında genç yaşlarda başlayan saç dökülmelerinde hastalar telaşa kapılıp kulaktan dolma yanlış tedavi arayışlarına girmektedirler. Aslında bu durum her yaşta hastayı paniğe sevk edebilir. Ayna karşısında her gün saatlerce saçlarımızı inceleyip bugün ne kadar saçım döküldü diye saymayanımız yoktur mutlaka.. Bu sorunu yaşayan bütün hastalarımıza önerimiz saç ekimi ve tedavileri konusunda uzman olan doktorlara başvurmalarıdır. Bu sorununuzdan vazife çıkartıp sizi yanlış yönlendirecek ve olmayan tedavi şekillerini pazarlayacak çok sayıda kişi ve kurum olduğunu unutmamanız gerekir. Saç ekimine en uygun aday verici bölgesinde güçlü ve sık saç kökleri bulunan, ekim yapılacak sahasının donör sahasına oranı 2/5 olan hasta grubudur. Tercihen saç dökülme proçesi durmuş olan kişiler saç ekiminden daha fazla fayda görmektedirler. Eğer donör bölgedeki kökler yeterince gelişmemiş ve zayıfsa o zaman saç mezoterapisi ya da PRP yapılarak kökleri güçlendirmek gerekebilir. Daha önce saç ekimi yaptıran hastalara da burada ayrı bir başlık açmakta fayda var. Bu durumda donör bölgesinin ne kadar sağlıklı olduğu ve ekim yapılacak alanında açıklığını göz önüne almak gerekecektir. Düzeltme vakaları her zaman çok zordur ve mutlaka deneyimli hekimlerin kontrolünde olmalıdır. Daha genç yaşta olan ve saçlarının ön bölgede açıklığı bulunan hastalarımıza ise ilerleyen süreçte saç kaybını hesap ederek ekim yapmakta fayda vardır. Bu durumdaki kimselerin beklentisi çok sık görünen saçlar olmaktadır. Bu durumda hastalarımıza tavsiyem çok sabırsız davranmamaları ve uygun greft sayısına göre ekim yaptırmaları olacaktır.