3 - 9 KASIM DİSLEKSİ FARKINDALIK HAFTASI
Pek çok ünlü müzisyen, bilim adamı, sanatçının okuyamadığı için okullardan kovulduğu, zeka özürlü tanısı aldığı, küçük yaşlarında 'başarısız' damgası taşıdıklarını duyarız.
Tom Cruise,"okuma öğrenemeyen ancak kendi işini görebilir" tanısı almış, şimdilerde okuyamayan çocuklara yardım kampanyaları düzenleyen, bir sinema dehasıdır.
Ampulü keşfeden Thomas Edison, gerilim kitaplarının ünlü yazarı Agatha Christie, masalsı fantazileri gerçeğe dönüştürmüş deha Walt Disney tanınmış disleksiklerden.
Okumada zorlanmayan bir kişinin, okuyamamanın nasıl bir zorluk olduğunu hayal etmesi son derece güçtür. Bu nedenle okuyamayan disleksiklere sıklıkla; 'tembel', 'inatçı', 'ilgisiz' gibi hak etmedikleri sıfatlar verilmektedir.
Genellikle yetersiz tanınma nedeniyle toplumdaki insidans bilinmese de yüzde 10 civarında olduğu düşünülmektedir. 100 seneden beri tanınan bu öğrenme güçlüğünün asıl nedeni yeni yeni ortaya çıkmaktadır. Bugün beyinde bir özür değil, disleksinin;"beynin okuma alanları arasındaki koordinasyonun tam kurulamadığı bir durum" olduğu anlaşıldı.
Helsinki'den yapılan bir açıklamada DYXCI geninin mutasyonunu taşıyan ailelerde disleksik kişilerin çok daha fazla olduğu bildirilmiştir yani disleksinin kalıtımsal bir yanı da vardır.
Okuma sırasında beynin aktifleşen bölgeleri, fonksiyonel MRI yöntemiyle tespit edilmiştir. Beynin sol tarafı okumayı yönetmektedir. Beynin sol ön bölümüne, 'Hece Oluşturan Bölge' adı verilmekte ve harflerin yanyana koyularak hecelere dönüştürülmesi bu bölgede gerçekleşmektedir.
Sol orta bölgeye 'Kelime Analiz Bölgesi' adı verilmekte, burada heceler anlamlı hale gelmekte, kelimeye dönüşmektedir. Kulak arkasında kalan oksipital bölge ise 'Otomatik Detektör' adıyla anılmakta, önceden tanınmış kelimelerin 1. ve 2. duraklardan geçmeyip direkt kelimenin tanındığı bölge. Okumaya hız veren işte bu otomatik alandır.
Kelime analizi ve otomatik detektör bölgeleri, iyi koordinasyon sağlayamıyor. Bu kişilerde kelime oluşumu her seferinde"Hece Oluşturan Bölge"den geçiyor ve bu nedenle de okumada istenen serilik bir türlü yakalanamıyor. Bu kişiler beyinlerinin sağ bölgelerini de çalıştırarak okumaya çalışıyorlar.
Disleksinin yaşa göre şüphe uyandıran belirtileri;
3-5 Yaş Anaokulu Çağı
Kelimelerin tekrarlandığı şarkılardan hoşlanmaz,
Tekerlemeli oyunları bir türlü öğrenemez,
Bebek gibi konuşmaya devam eder. Kelimelerini sık sık şaşırır,
İsmindeki harfleri bile öğrenemez ve ilgi göstermez,
Tüm uğraşlara rağmen; haftanın günleri, harfleri, sayıları bir türlü öğrenemez.
5-6 Yaş Okul Çağı
Harf ve kelimeleri tanıyamaz, kendi ismini bile yazamaz, kelimelere uyduruk yazılımlar bulur.
Kelimeleri hecelere bölemez. (Kapı kelimesini Ka-pı olarak bölemez.)
Kafiye yapan kelimeleri tanıyamaz. (Bacı-Hacı gibi.)
Harfleri kelimelerle bağdaştıramaz. (Kedi ne ile başlıyor? Sorusunu cevaplayamaz.)
Heceleri tanıyamaz. (K ile hangisi başlar kedi, hacı, bacı diye sorulduğunda cevaplayamaz.)
6-7 Yaşındaki Çocuğunuz
Heceleri tanımakta ve yan yana koymaktaki güçlüğü devam ediyorsa.
Tek heceli kelimeleri okuyamıyorsa: Top, bal, kel gibi.
Okuma hataları harflerin dizilişinde hata yaptığını düşündürüyorsa. (Kediyi yedi diye okuma gibi.)
Okumaktan nefret etme, okumayı"ZOR İŞ" olarak değerlendirme gibi yakınmaları varsa.
7 Yaş ve Üzerindeki Çocuğunuz
Uzun ve zor kelimeleri yanlış okuma. (Cumhuriyet yerine hürriyet gibi.)
Benzer kelimeleri karıştırma. (Kurt yerine yurt gibi.)
Okurken duraklama. (eee yani gibi eklerle doldurma)
Telefon numarası, ev adresi, tarihleri hatırlayamama.
Çok heceli kelimelerin sonunu veya tamamını uydurma (cumhuriyetimizin yerine hükümetimizin gibi.)
Kelimelerin bazı hecelerini atlama (cumhuriyetimizin yerine cumhuriyetin gibi.)
Okuma esnasında zor kelimelerin yerine kolayını seçme. (Hatıra yerine anı gibi.)
Yazım hatalarıyla dolu özensiz yazma.
Bağlaç gibi anlamsız ekleri atlama. (İle, ve gibi kelimeleri okumama)
Sesli okumaktan kaçınma.
Çocuğunuza konulan tanıyı ve önerileri okulla paylaşın. Sınıfta dikkatinin dağılmayacağı, iyi ışıklı, tahtaya yakın bir yerde oturmalı. Sınavlarda ona fazla süre tanınmalı, duruma göre sorular ona okunmalı, cevapları sözlü olarak alınmalı, audiovisual eğitim sağlanmalıdır.
Evde destek sağlayın. Size sesli okumasını sağlayın. İstemiyorsa sesli okumaya zorlamayın.