Deri Tümörlerindeki Yanlış İnanış Tanı ve Tedaviyi Geciktiriyor

Plastik Cerrah Doç. Dr. Özlem Gündeşlioğlu, yanlış olan 'deri tümörlerine bıçak değerse yayılır inancının tanı ve tedaviyi geciktirdiğini söyledi.

Cilt kanserlerinde de erken tanı ve tedavinin hayat kurtarıcı olduğunu belirten Doç. Dr. Gündeşlioğlu, "Neşter hastalığı yaymadığı gibi erken müdahale ile hastanın tamamen kurtulma şansını artırıyor. Bu yanlış inanıştan kurtulmak şart" dedi.

İzmir Kent Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Özlem Gündeşlioğlu, deri kanserinin dünyada en sık rastlanan kanser türü olduğuna dikkat çekti. Deri tümörlerinin daha çok baş ve boyun bölgesine yerleştiğini belirten Doç. Dr. Gündeşlioğlu, "Deri tümörleri özellikle de burun çevresi, göz çevresi ve alt dudakta görülüyor. Tanısı ve tedavisi geciktiğinde hastaya faturası ağırlaşıyor. Çünkü tümör görünen alanın dışında içten de yayılmaya devam ediyor. Tümörün derinleşmesi ve yayılması, cerrahi tedavide daha büyük alanda işlem yapmamıza neden oluyor. Bu durumlarda vücudun başka yerlerinde doku getirme ihtiyacı doğabiliyor. Bu da operasyon sonrasında hastalara hem organ fonksiyonları hem de sosyal ve estetik açıdan da büyük rahatsızlık veriyor. Oysa daha tümör küçükken çıkartılsa tedavisi daha kısa sürede gerçekleşir. Hasta tamamen kurtulup ışın tedavisi gibi tedavilere de gerek kalmayabilir. Ama maalesef halk arasında yanlış bir inanış var. Eğer deri tümörüne bıçak değerse, yayılacağı ve daha kötü olacağı korkusu ve düşüncesi hakim. Hastalar bu yanlış inancın etkisiyle çoğu kez tümör tedavisini geciktiriyorlar ve tümör zaten yayılmış oluyor. Bu yanlış inanışı kırmamız şart. Tümör ne kadar erken tanınır ve ne kadar erken tedavi edilirse hastanın tamamen kurtulma şansı o oranda artar" diye konuştu.

'GEÇ KALMIŞ VAKALARDA KAS NAKLİ YAPIYORUZ'


Dudakta tümörü olup, geç başvurduğu için dudağının büyük bölümünün alınması gereken hastalara mikro cerrahi yöntemiyle göğüs kafesi kasından yeni dudak yaptıklarını belirten Doç. Dr. Gündeşlioğlu şunları söyledi:

"Dudakta çıkan tümörlerde tedavi gecikirse hastanın yaşam kalitesi de çok bozuluyor. Hasta hem yeme içme, konuşmada zorluk yaşarken hem de psikolojisi bozuluyor. Dudağın büyük bir bölümünü kaplayan deri tümörlerinde fonksiyonel serbest doku aktarımı çok avantajlı bir ameliyat yöntemi. Biz göğüs duvarının yan tarafından kası damarı ve siniriyle birlikte alıp dudak çevresindeki damar ve sinirlere naklediyoruz. Bu bizim yaptığımız ve literatürlere geçmiş bir yöntem. Bu kas nakliyle hasta ameliyattan 3-6 ay sonrasında eskisi gibi konuşabiliyor, yiyip içebiliyor. Yani çok ciddi ameliyat ve uzun bir tedavi süreci gerekiyor. Bizim isteğimiz hastalarımızın derilerinde farklılık gördüklerinde ihmal etmeyip, uzmana başvurmaları. Erken tanı ve tedaviyle bu tür ameliyatlara gerek kalmaması."

İlgili Sağlık Konuları

İlgili Haberler