Henüz 21 aylık olan Delal bebek, Suriye'deki savaşın korkunç yüzlerinden sadece biri. İdlib'deki kampta ailesiyle yaşadığı çadırda çıkan yangında vücudunun üst kısmı tamamen yandığında 18 aylıktı Delal Dugaym. Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık Merkezine getirildiğinde yüzde 90 yaşamaz dendi, üç kez ölümcül sepsis yaşadı. Doktorların her gece "Acaba sabahı görecek mi?" diyerek yanından ayrıldıkları Delal bebek; 3,5 aylık yoğun mücadelenin ardından yaşam savaşanı kazanarak umudun adı oldu. Bugün, hastane odasında babasıyla oyunlar oynayabilen Delal bebek, aslında Suriye'deki savaşın acı yüzü. Esed rejiminin saldırılarından kaçarak İdlib'teki çadır kente yerleşen Dugaym ailesinin en küçük bireyi olan Delal bebek, 1 Ocak'ta çadırlarında çıkan yangında çok ağır yaralandı. Bir ablası yangında yaşamını yitiren Delal bebeğin de özellikle vücudunun üst kısmı ve başı üçüncü ve dördüncü derece yandı. Götürüldüğü sınır ötesindeki hastanede 'yaşamaz' denilen minik Delal, önce İskenderun'a, oradan da 11 Ocak'ta Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. Vücudunun yüzde 40'ı tamamen yanmış halde hastaneye getirilen ve doktorları bile şok eden minik Delal, yaşama tutunma içgüdüsü ve doktorların aylar süren mücadelesinin ardından bugün artık taburcu edilecek noktaya geldi. Yanık Merkezindeki tedavisi tamamlanan ve çocuk servisinde takibi yapılan Delal bebek, önümüzdeki hafta hastaneden ayrılarak, babasının Mersin'de kiraladığı evde yaşayacak.
"En büyük kızım Yasmin ile en küçük kızım Delal, çadırdan çıkamadı"
Delal'in babası 33 yaşındaki Abdulfattah Dugaym, minik kızının 3,5 aydır süren yaşam mücadelesini İHA muhabirine anlattı. 4'ü kız, 2'si erkek 6 çocuğu ve eşiyle birlikte İdlib'deki çadır kampta yaşadıklarını belirten baba Dugaym, ağabeyinin çadırdaki sobayı yakmasının ardından yangın çıktığını dile getirerek, "Ben o esnada çadırda değildim, 100 metre uzaktaydım. O kadar güçlü yandı ki çocuklar çıkamadı. Çadırın arkasındaki küçük pencereden 4 kişi çıkmayı başardı. En büyük kızım Yasmin ile en küçük kızım Delal orada kaldı. Hemen Türkiye'deki yetkililer ve hastanelerle irtibata geçtik. Hemen geldiler ama büyük kızım sınırda vefat etti. Yasmin'i tekrar ülkemize götürüp toprağa verdim, Delal'i de buraya getirdik" dedi.
"'Kızın çok kötü, kömür olmuş durumda' dediler"
9 Mart'ta refakatçi olarak Mersin'e geldiğini, Delal'in çok kötü yandığını hastane yetkililerinden öğrendiğini aktaran Dugaym, "İlk yangından çıkardığımda çok kötü değildi, sadece yüzünün bir bölümü yanmıştı. Birinci derece yanık gibi geldi bana, kolları bile öyle geldi. Sonradan öğrendik ki yanığı çok ciddi, içeriden de yanık var. Buradan haber geldi, 'Kızın çok kötü, kömür olmuş durumda' dediler. Üç kere ölümden döndü. Her seferinde 'Defnedilmesi için Suriye'ye göndereceğiz' dediklerinde, sabah gelip çocuğu uyanık görüyorlarmış. Bu, gerçekten inanılmaz bir durum" diye konuştu.
"Doktor, birkaç gün içinde taburcu edeceğini söyledi"
Delal'in son günlerdeki sağlık durumuna ilişkin de bilgi veren baba Dugaym, "Şu an doktorumuzun bize verdiği bilgiye göre, içten yanıkları çok daha iyi durumda. Akciğerleri çok kötü yanmıştı ama şu an çok iyi bir yol kat ettik, çok iyi düzelme aşamasında. Bir ay sonra nefesi de düzelir, onun için tekrar operasyon yapılacak. Kollarının açılması için egzersiz yapacağız, sonraki aşama ameliyat olacak. Doktor, birkaç gün içinde taburcu edeceğini söyledi" ifadelerini kullandı.
"Delal'in en çok ihtiyacı olan şey annesi"
Yardımcı olan herkese teşekkür eden Dugaym'ın tek isteği ise Delal'in annesinin de Mersin'e getirilmesi. Dugaym, "Delal'in en çok ihtiyacı olan şey annesi. Ben burada ev tuttum, bakıyorum ama gerçekten anneye ihtiyacı var. Bölündük, bütün aile buraya gelirsek en azından düzenime girerim. Anneyi görüntülü arıyorum, gördüğü zaman o kadar mutlu oluyor ki, kapattığım anda tekrar ağlamaya başlıyor" diyerek, ailesinin de Mersin'e getirilmesi için yetkililerden yardım istedi.
"Vücudunun yüzde 40'ı tamamen yanmıştı"
Yanık Merkezinde Delal'in tedavisini üstlenen uzman ekibin içinde yer alan Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Çağatay Demirci ise Delal'i ilk gördüğünde şok olduğunu belirterek, "Hastamızın vücudunun yüzde 40'ı tamamen yanmış, hayatta olmayacak şekilde cilt kaybına dönüşmüştü. Özellikle el parmakları, kulak ve burun tamamen simsiyah kömür kıvamındaydı. Hemen acil ameliyata aldık, diğer dokuları koruyabilmek için bazı özel ameliyatlarımızı yaptık. Delal, 18 aylıktı bize geldiğinde; 2,5 ay süreyle 8 tane büyük, 8 tane de orta seviyede ameliyat geçirerek, sahip olduğu bütün yanık alanları temizlendi, yerine tekrar başka parçalarından yamalar yapıldı. Ama bizim temel problemimiz, bütün bu süreç içerisinde cerrahiden çok çocuğun sıcak hava solumuş olmasından kaynaklanan solunum yolları ve akciğer yanığının da olmasıydı. Bu, bizi çok zorlayan bir faktör oldu" dedi.
"3 kere 'çok ölümcül' dediğimiz çok ağır sepsis yaşadı"
Tedavi sürecinde 3 kez 'sepsis' adını verdikleri, kanın tamamen mikroplarla kaplanmış olduğu tabloyla karşılaştıklarını ifade eden Demirci, şöyle devam etti: "Her 3 tablo da dünya tıbbında çok ölümcül kabul ettiğimiz konulardır. Çocuğumuzun yüzde 40'ı üçüncü ve dördüncü derece yanıklar olduğu için zaten hayatta kalıyor olması çok büyük bir olay. 'Yüzde 10 yaşar mı yaşamaz mı' dediğimiz bir çocuğumuz, bir de üzerine 3 kere üç ayrı dönemde çok ağır sepsis yaşadı. Hatta son sepsisinde üretilen mikroorganizma, bizim bilebildiğimiz kadarıyla dünyada bilinen hiçbir antibiyotiğe cevap vermeyecek tarzdaydı. Ama bütün ekip çok ciddi bir çalışma yaparak, bu çocuğun tekrar hayatta kalmasına destek olduk." "Yüzde 90 hayatta kalma ihtimali yok kabul edilen çocuğumuz çok şükür bugün itibariyle hayatta" Sadece ekibin verdiği çaba değil, Delal'in hayata tutunma isteği ve içgüdüsel davranışlarının da bütün ekibi etkilediğini dile getiren Demirci, "Canla başla gerçekten gece gündüz demeden kendi öz evladımızmış gibi yoğun çabalar sarf ettik. Çocuğun da böyle bir yaşama tutunma iç dünyası olunca elbette ki başarı yanında gelebiliyor. Çok büyük oranda kaybedilme riski taşıyan bir çocuk, yüzde 90 hayatta kalma ihtimali yok kabul edilen bir çocuğumuz çok şükür bugün itibariyle hayatta. Pek çok sıkıntısı, problemi var, uzun dönemde bir sürü tedavi görmek zorunda kalacak, ancak şunu söyleyebiliriz, hayatta olmak çok güzel bir şey" ifadelerini kullandı.
"'Acaba sabahı görür müyüz' dediğimiz çok oldu, ertesi sabah bize gözlerini açtı"
Delal bebek için sık sık umudu kestikleri anlar yaşadıklarını söyleyen Demirci, "Her akşam 'Sabahı görür müyüz, acaba sabah olur mu bu çocuk için, sabah bir güneş ışığını daha görebilir mı?' diyerek gittik. Ancak özellikle 4-5 dönem var ki, 'Artık yolun sonuna geldik' dediğimiz anlar da yaşadık ve çok ilginçtir, ertesi sabah o çocuk hayata tırnaklarını geçirdi ve bize gözlerini açtı, tedavilerimize cevap verdi ve bize şevk verdi. Hatta bize 'Her koşulda ne olursa olsun umut kesilmeyecek, devam edilecek' eğitimini verdi" diye konuştu. Delal'in, hayatta kalmak olan birinci aşamayı atlattığını belirten Demirci, ancak doğal görünümüne kavuşması ve zayıf fonksiyonlarının daha iyi hale getirilmesi için çok uzun bir süreç gerektiğini, en önemlisinin ise çok ciddi bir psikiyatrik destek verilmesi olduğunu söyledi. Delal'in, çocuk servisindeki tedavisini ise Çocuk Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Arman Api ile Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Aydın Yücel üstlendi. Yangında soluk borusu da etkilenen Delal'e trakeostomi uygulayarak, soluk borusuna bir doğal açıklık oluşturduklarını belirten Api, "Çok sıkıntılı bir durumda gelmişti, şu an için epeyce toparladık ve çok kısa bir sürede taburcu olacak hale geldi. Önümüzdeki hafta taburcu olabilir" dedi.