Hastanın kendi kanının alınıp kansere neden olan bağışıklık sistemi hücrelerindeki genetiğin değiştirilerek tekrar hastaya nakledildiği "CAR T" hücre tedavisi, lösemi, lenfoma ve miyelom kanseri hastaları için umut ışığı oldu.
Antalya'da düzenlenen 10. Ulusal Kemik İliği Transplantasyonu ve Hücresel Tedaviler Kongresi kapsamındaki basın toplantısında, kanser tedavisindeki gelişmeler ve hücresel tedavi yöntemlerindeki çalışmalar hakkında bilgi verildi.
Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu (THD) Başkanı Prof. Dr. Güner Hayri Özsan, kongreye bu yıl 500'ün üzerinde katılım olduğunu belirterek, kongre kapsamında çeşitli nakil kurslarının düzenlediğini söyledi. Türkiye'de son yıllarda ciddi sayıda organ nakli yapıldığını ifade eden Özsan, kemik iliği nakli olmayı bekleyen hastalar için başlatılan TÜRKÖK (Türkiye Kök Hücre Nakli Koordinasyon Merkezi) projesinin de, nakillere önemli bir katkısının olduğunu vurguladı.
THD Hematoloji Derneği Araştırma Sekreteri ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Hematoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Kurt Yüksel de, TÜRKÖK'ün kemik iliği bankası oluşturulması için kurulduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"TÜRKÖK, çok büyük ilerleme kaydetti. 2015'ten bugüne kadar yaklaşık 290 bin vericiye ulaşılmış durumda. Yurt dışından gelecek akraba dışı taramalarını, Ankara ve İstanbul'daki iki merkezde yapabiliyoruz, ancak önümüzdeki aylarda TÜRKÖK'ün yurt dışı taramalarına da başlayacağını öğrendik. Bir ay içerisinde bağış yapan 8 bin 500 kişinin örneği taranabiliyor. TÜRKÖK bu anlamda büyük bir sistem. Sürekli donör kazanımına yönelik çalışmalar yapıyor."
TÜRKÖK'ün kemik iliği bekleme süresini de kısalttığını dikkati çeken Yüksel, bu sayede 600 naklin gerçekleştiğini aktardı.
Dünya ortalaması 200 bin dolar civarında
Dr. Abdurrahman Yurtaslan Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hematoloji Kliniği Uzmanı Doç. Dr. Ali İrfan Emre Tekgündüz ise Türkiye'de 84 kemik iliği nakli merkezinin bulunduğunu ve bu sayıların gelecekte daha çok artmasının beklendiğini kaydetti. Türkiye'nin uygun koşullarda maliyeti düşük bir şekilde bu nakilleri gerçekleştirdiğini ifade eden Tekgündüz, dünya ortalamasının bugün 200 bin dolar civarında olduğuna dikkati çekti.
THD Yönetim Kurulu Genel Sekreteri ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Hematoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhlis Cem Ar, dünyada kanser tedavisinde hücresel tedavilerin ön plana çıktığına işaret ederek, "Hastanın kendi bağışıklık sistemini kanserine karşı duyarlı hale getirerek, bu hastalığı yenme çabasındayız. Dışarıdan kemoterapi, radyoterapi gibi tüm vücut hücrelerini parçalayacak öldürecek veya onları ortadan kaldıracak, büyük zarar verecek bir tedavi yaklaşımından uzaklaşıp vücudun kendi imkanlarıyla o hastalığı tanıması ve ortadan kaldırması için uğraşıyoruz." dedi.
Doç. Dr. Ar, hem hastalığı ortadan kaldırmak hem de nakile kadar geçecek sürede hastanın yaşam süresini uzatmak amacıyla yeni kullanılan CAR T hücre tedavisinin uygulanmaya başladığını dile getirerek, şu bilgileri aktardı:
"Kanser hepimizin vücudunda üretiliyor. Kendi bağışıklık sistemimiz onu tanıyıp ortadan kaldırabiliyor. Ne zaman ki bağışıklık sisteminin dikkatinden bu hücreler kaçıyor çoğalmak için bir imkan buluyor o zaman kanser oluşuyor. Bu tedavi yöntemi, her hasta için, onun kendi T hücrelerinin, yani kansere karşı savaşacak bağışıklık hücrelerinin dışarıya alıp, o kanseri ona tanıtacak özel antijenlerle eğitip, o kansere karşı duyarlı hale getirip, gözünden kaçan kanseri tanımasını sağlayıp, bu eğitimi verdikten sonra tekrar hastaya geri vermekten ibaret bir tedavidir."
Ispizua: "7 lösemi hastasında uyguladık ve hastalığı yendi"
Hücresel kanser tedavisinin uygulayıcılarından İspanya'daki Josep Carreras Leukaemia Research Institute'den Dr. Alvaro Urbano Ispizua, tedavinin amacının hastanın kendi kanserini daha iyi tanıyıp kaldıracak şekilde, hastanın T hücrelerini genetik olarak değiştirmek, bir anlamda eğitmek olduğunu vurguladı.
Herhangi bir kemoterapi ilacının hastaya verildiği zaman hastanın vücudunda saatlerce dolaştığını anlatan Ispizua, şöyle konuştu:
"CAR T hücre yöntemiyle içeriye verdiğiniz şey, hastaya ait bir hücre. Sadece eğitim almış bir hücre. O hastanın kanında aylarca ve yıllarca kalıyor. Sadece hastalığı ortadan kaldırmak değil tekrar etmesini engellemek açısından da büyük bir anlayış değişikliğidir. Tedavi hasta için çok kolay ancak yöntemi uygulayacaklar için son derece karmaşık bir yöntem. Hastadan sadece kan alınıyor, bağışıklık sistemi hücreleri toplanıyor. Onların içerisine üç tane yeni gen yerleştiriliyor ve bu çoğalan hücreler, yeni genetik değişiklikle birlikte tümörü tanıyacak şekilde genişliyor. Daha sonra hastaya geri veriliyor. Şimdiye kadar akut lösemi tanısı olan ve birçok ilaca dirençli olduğu bilinen 7 hastada uyguladık ve hepsinde hastalığı ortadan kaldırdı. O zamana kadar yapılan tedaviler hiçbir işe yaramazken, bu yeni tedavi yöntemiyle bağışıklık sisteminin eğitilmesi ve kansere duyarlı hale getirilmesi yöntemiyle lösemi ortadan kaldırıldı."
Tedavinin şu an itibarıyla Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'de yapılabildiğini anlatan Dr. Alvaro Urbano Ispizua, kendilerinin bunu Barselona'da akut lösemi üzerine yaptıklarını, gelecekte lenfoma ve miyelom kanserlerinde de bunu deneyeceklerini açıkladı.