Vücutta gerçekleşen ve oksidasyon denen bir grup kimyasal reaksiyon sonucunda ortaya çıkan serbest radikaller, bilhassa DNA üzerinde hasara yol açarak yaklaşık 80 farklı hastalığa zemin hazırlamaktadır.
Uzman Diyetisyen M.Turgay Köse
Etik Diyet Kliniği
0212 240 31 64
Reaktif oksijen türleri, vücutta metabolik yolla oluşabileceği gibi UV ışınlar, virüsler, radyasyon, çevre kirliliği, sigara dumanına maruz kalınması, enfeksiyon, stres, alkol ve bazı ilaçların alımı ile de oluşabilmektedir. Antioksidanlar açısından zengin olan beslenme şekli bazı hastalıkların görülme sıklığını düşürmektedir. Fransızlarda kalp hastalığının, Güneydoğu Asya’da yaşayanlarda meme kanserinin az görülmesi gibi.
Sebze ve meyvelerde bulunan lifler, tüketilen besinlerle birlikte alınan çeşitli zararlı maddeleri kendi yapısına bağlayarak dışkı ile vücuttan atmaktadır. İçerdikleri (özellikle lutein, flavonoidler ve polifenoller gibi) doğal antioksidanların, reaktif oksijen türleri (ROS) aracılığı ile oluşan doku hasarına karşı olası koruyucu etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü günde 5 - 9 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesini önermektedir.
Yaşlılığa bağlı cilt ve göz bozukluklarında çok önemli bir antioksidan olan “Lutein”, yaşlılıktaki körlük riskini azaltıyor. Yumurta, domates, salatalık, havuç, kıvırcık, bezelye, kabak, kara lahana, ıspanak, pırasa, bakla, brokoli, portakal, kivi, avokado ve mürdüm eriğinde bulunur. En önemli antioksidanlardan biri olan lutein, yaşlılığa yol açan serbest radikallere karşı önemli bir silahtır. Lutein ve zeaxanthin pigmentleri gözleri güçlendirir, birbirleri ile sinerjist etkilidir.
Besinlerden alınan lutein, gözdeki en keskin görme merkezi olan makula’da (sarı noktada) yoğunlaşır ve orada antioksidan ve ışık süzücü etkileri ile ağsı tabakanın hassas hücrelerini korur. Ancak yaş ilerledikçe gözdeki lutein miktarı azalır. Yapılan araştırmalar, lutein içeriği zengin besinlerle beslenen insanların makuler dejenerasyon ya da katarakta karşı korunduğunu ortaya koymaktadır.
Bilimsel çalışmalar, luteinin göz ve cilt için çok yararlı olduğunu göstermektedir. Özellikle yaşa bağlı cilt ve göz yıpranmalarına karşı korunmada etkisi büyük olan lutein, hücreleri serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı korur ve yaşlılıkta körlük riskini azaltır.
Yapılan bir araştırma; yaşa bağlı göz yıpranmalarının (makula dejenerasyonunun) Amerika'daki görme kayıplarının %45’inden sorumlu olduğunu ortaya çıkarmıştır. Özellikle şeker hastalarında kan şekerinin yükselmesi gözdeki makula tabakasına zarar verir, bunun sonucu olarak katarakt ve kalıcı körlük oluşumu görülebilir. Örnek olarak, Avrupa’da yetişkinler arasında körlük nedenlerinin en başında şeker hastalığı yer almaktadır.
Gözü hem güneş ışınlarına karşı, hem de serbest radikal hasarına karşı koruyan luteinin günlük alınması gereken miktarının besinlerden sağlanamaması durumunda vitamin desteğiyle bu açık kapatılabilir.
Luteini besin yoluyla alabilmeyi, ancak disiplinli şekilde sebze, meyve tüketenler başarabilmektedir. Lutein içeren multivitamin kompleksleri ile gereksinime uygun şekilde hem luteini hem de vitamin ve mineralleri almak mümkündür.
Lutein alırken, A, C, E vitaminleri, beta karoten, çinko, bakır, mangan, selenyum gibi güçlü antioksidanlar yönünden zengin besinler tüketmek ve bunları içeren multivitamin takviyesi almak serbest radikallerin yıkıcı etkilerine karşı daha güçlü olmamızı sağlayacaktır.
Antioksidanları supleman olarak almaktansa doğal şekilleri ile sebze ve meyvelerden almak daha sağlıklıdır. Hastalıkların önlenmesi ve tedavisindeki etkinlikleri açısından birçok bitkisel kaynaklı besin; içerdikleri karotenoidler, antioksidan vitaminler, fenolik bileşikler, lutein, zeaxanthin, terpenoidler, steroidler, indoller ve lifler ile kronik riskin azaltılmasında rol oynar.