İleri yaşlarda görülmeye başlayan, yürüme ve hareket kabiliyetini önemli ölçüde kısıtlayan 'Omurga kanal darlığı' önlem alınmazsa büyük sorunlara neden olabiliyor. Beyin cerrahisi pratiğinde, son yıllarda en sık görülen ameliyatlardan bir tanesi olan omurga kanal darlığı, özellikle 60'lı yaşlardan itibaren etkisi görülüyor. Kişinin ayağa kalkıp yürümesiyle meydana gelen bel ağrıları ve belli bir mesafe yürüdükten sonra ayaklarda meydana gelen uyuşma ve güç kaybı bu rahatsızlığın belirtileri arasında yer alıyor. Eskişehir Özel GürLife Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Murat Baloğlu, omurga kanal darlığı hakkında bilgi vererek tedavi hakkında açıklamalarda bulundu.
"Özellikle 60'lı yaşlardan sonra sık görülmeye başlanan bir hastalık"
Eskişehir Özel GürLife Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Murat Baloğlu, omurga kanal darlığı hastalığının belirtilerinden bahsederek, tedavi süreciyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Baloğlu, "Omurga kanal darlığı aslında son yıllarda beyin cerrahisi pratiğinde en sık görülen ameliyatlardan bir tanesidir. Özellikle anestezideki gelişmeler, ileri yaş hastalıklardaki cerrahi müdahaleler konusunda önümüzü oldukça açtı ve bize çok ciddi hareket etme olanakları sağladı. Omurga kanal darlığı denilen hastalık, yaşlılarda yaşa bağlı olarak omurganın arka eklemlerinin büyümesi yine sarı ligaman denilen yapının gelişmesi, daha önceki fıtıkların kireçlenmesine bağlı olarak omurganın alt seviyelerinde ya da üst seviyelerinde görülen sinir dokusunun başına bağlı olarak birtakım semptomların ortaya çıkmasıyla devam eden bir hastalık. Özellikle 60'lı yaşlardan sonra sık görülmeye başlanan bir hastalık. Bunun en baş bulgularından bir tanesi de hastanın özellikle ayağa kalkıp yürümesiyle meydana gelen bel ağrıları ve belli bir mesafe yürüdükten sonra ayaklarda meydana gelen uyuşma ve güç kaybıdır. En sık bu semptomlarla geliyor hastalar" ifadelerini kullandı.
"Yürüme mesafesi çok kısalmışsa ve çok şiddetli ağrılar varsa mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor"
Op. Dr. Baloğlu, bu hastalığın sakat bırakma ihtimalinin çok nadir olduğunu hatırlatarak, "Omurga kanal darlığı, aslında insanları sakat bırakan bir hastalık değil. Yani omurga kanal darlığı olan bir hastanın ileri dönemlerde birtakım sakatlıklar meydana gelmesi çok nadir görülen bir bulgu. Genelde yaşam kalitesini bozan bir hastalık hem bel ağrısıyla hem de yürüme mesafesinin kısalmasıyla seyrediyor. Eğer yürüme mesafesi çok kısalmışsa ve hastada çok şiddetli ağrılar varsa mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor. Anestezideki gelişmeler ve yaşlı hastalardaki anestezinin daha iyi yönetilebilmesiyle bu son yıllarda bu hastalarda ciddi ilerlemeler sağlandı" şeklinde konuştu.
"Hasta ameliyattan 6 saat sonra ayağa kalkıp, ertesi gün taburcu olabiliyor"
Ayrıca Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Murat Baloğlu, omurga kanal darlığı tedavisinden de bahsederek, "Ameliyatlarda neler yapılıyor? Asıl amaç, bu daralan kanaldaki sinir dokularını rahatlatmak. Uzun yıllardır bu ameliyatlar halk arasında 'platin' denilen vidalar konulup kemiklerin çıkarılmasıyla yapılırken özellikle birkaç yıldır çok popüler olan 'mikro cerrahi' ile tek taraftan girip bütün kanalın açılmasıyla yayılan tek taraflı girişle iki taraflı dekompresyon denilen ameliyatlar daha güncel hale geldi. Hasta ameliyattan 6 saat sonra ayağa kalkıp, ertesi gün taburcu olabiliyor. Hastalarda özellikle yürüme mesafesinde ciddi artışlar sağlıyor. Yapılan işlemlerin özellikle mikro cerrahi ile yapılmasına bağlı olarak da mortalite ve de ciddi azalmalar yapılıyor. Yine kanal darlığındaki aslında yürüme bozukluğu olmayan hastalarda cerrahi dışında da birtakım yöntemler var. Omurga yaşlandığı zaman özellikle omurganın arka eklemleri diz ve kalça eklemi gibi birtakım kireçlenmeler olduğunda bu hastalarda ciddi bel ağrıları görülüyor. Eğer bize başvuran hastalarda yürüme mesafesiyle ilgili bir problem yoksa ve sadece bel ağrısı şikayetiyle gelmişse bu hastalara ilk etapta cerrahi düşünmemek lazım. Çünkü fasit eklemler denilen omurganın arkasındaki omurgayı birbirine bağlayan eklemlerdeki kireçlenmeler asıl ağrı nedeni olduğundan fasit bloğu ya da radyofrekans ablasyon denilen. İlk önce bir ameliyathaneye alınarak bir skopi eşliğinde bu fasitti ağrısını beyine taşıyan liflerin önce ilaçlarla blok yapılıp eğer kanıt değeri yükselirse, hastanın ağrıları geçerse daha sonra da radyofrekans ablasyon denilen yöntemle kalıcı olarak median dal bloğu denilen ağrıyı beyine ileten liflerin bloklanması söz konusu" dedi.