Uzmanlar, çok yumuşak, esnek veya sert yatakların, gece süresince uzun zaman yatma sonucu omurgayı zorladığına dikkati çekerek, ''iyi bir yatağın vücudun gömülmesini engelleyecek kadar sert, vücut hatlarını koruyacak kadar rahat olması gerektiğini'' belirtiyor.
Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı ve Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı öğretim üyesi Ramatoloji Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Ataman, insanların 24 saatin önemli bir bölümünü yatakta istirahat ederek geçirdiğini, bu sürenin iyi dinlenmiş, kasları gevşemiş, rahat bir uyku almış olan bedenin ertesi güne hazır olabilmesi için gerekli olduğunu söyledi. İnsanın, ömrünün yaklaşık üçte birini uyuyarak geçirdiği için vücut yapısına uygun bir yatak tercih etmesinin bel, boyun ve sırt ağrılarının giderilebilmesinde çok önemli olduğunu belirten Ataman, ''İyi bir yatak, vücudun gömülmesini engelleyecek kadar sert, vücut hatlarını koruyacak kadar rahat olmalıdır'' dedi. Ataman, ''çok yumuşak, esnek veya sert yatakların, gece süresince uzun zaman yatma sonucu omurgayı zorlayarak, bel ve boyun ağrısına yol açabileceğine'' dikkati çekerek, omurga sağlığının korunabilmesi için yatakta, omurga ve disklerin üzerine en az yükün bindiği pozisyonda yatılması, yatağın konforunun buna uygun olması gerektiğini bildirdi. Çok yumuşak, esnek veya sert yatakların, omurganın en az zorlandığı ideal pozisyonun korunmasına olanak vermediğini ifade eden Ataman, ''Bu tür yataklar, omurganın doğal eğriliklerini uzun süre muhafaza edemez, doğal eğrilikler artar ya da tamamen kaybolur. Böyle olunca da bel omurlarını bir arada tutan bağlar aşırı derecede gerilir, sinirlerin çıktıkları foramenler (delikler) daralır, omurlar arasındaki disk üzerine aşırı yük biner'' diye konuştu. Ataman, omurga için ideal yatağın, doğal eğriliklerin korunmasını sağlayan, buna karşın eğriliklerin artma ve azalmasına yol açmayan özelliğe sahip olması gerektiğini belirterek, ''Sağlıklı kabul edilen yatakta, omurganın doğal eğrilikleri koruduğundan; disk, bağ, sinir gibi oluşumlar çok zorlanmaz ve bundan kaynaklanan ağrılar da ortaya çıkmaz'' dedi. Tüm bel ağrılı hastalar için tek bir yatak tipi olmadığını vurgulayan Ataman, ''Bir yatak tipi bel ağrılı bir hasta için uyku kalitesi ve ağrıyı azaltmakta ideal olabilirken, bir başka hasta için tam tersi sonuç verebilmektedir. Bu nedenle uygun yatak, bir bakıma her hasta için iyi bir uyku uyuyabildiği, kendini en rahat ve konforlu hissettiği yataktır'' diye konuştu. Ataman, yatağın, kullanılmaya başlandıktan sonra ne kadar süre özelliğini koruduğunun da çok önemli ifade ederek, belli bir süre sonra daha çok yatılan bölgelerde çukurluklar oluşması durumunda yatağın özelliğini yitirdiğini ve değiştirilmesi gerektiğini söyledi.