Anadolu Sağlık Merkezi Gastroenteroloji Uzmanı , kolon kanserinin ilk habercisi olan poliplerin belirlendiği anda alınması gerektiğine dikkat çekiyor.
Kolon yani kalın barsak, sindirim sisteminde atık maddelerin depolandığı kısımdır. Kolonun son parçası rektumdur ve anüsle birleşir. Kolon ve rektum tümörleri barsağın iç yüzünde büyürler. İyi huylu olanlar (polip) komşu dokulara ya da diğer organlara yayılmaz. Polipler kolonoskopi sırasında kolayca çıkarılabilirler ve zararsızdırlar; ancak çıkarılmayan polipler yıllar sonra kanserleşebilir. Kolon kanserleri ise komşu dokulara yayıldıkları gibi (metastaz) uzak organlara da yani akciğer ve karaciğere yerleşebilirler. Metastaz olduğunda tedavi şansı azdır. Aşırı doymuş ve hayvansal yağ tüketen gelişmiş ülkelerde kolon kanseri daha sık görülür. Neden olarak yağ yıkım ürünlerinin kanserojen etkisi sorumlu tutulmuştur. Sebze ve lifli beslenmenin ise kanserojenlerin barsaktan atılmasını artırarak kolon kanser riskini azaltacağı gösterilmiştir. Polipler erişkinlerde yüzde 10 ile yüzde 27 oranında saptanmaktadır. Hayat standardı ve ilerleyen yaşa göre bu oran artmaktadır. 60 yaşın üzerinde her iki kişiden birisinde polip saptanabilir. Kanser potansiyeli olan polipler adenoma veya adenomatoz polip olarak adlandırılırlar ve kolon poliplerinin yüzde 70’ini oluştururlar. Polipin çapı ile kanserleşme potansiyeli de artmaktadır. 2 cm. çapındaki polipin kanserleşme riski yüzde 20’den fazladır. Birinci derece yakınlarında kolon kanseri olanlarda risk yüzde 18 daha fazladır. Kalıtımsal geçiş tüm kolon kanserlerinin yüzde 5’ini oluşturur ve kanser genellikle 50 yaşından önce gelişir. Ailede birkaç kişide birden gözlenebilir ve genelde başka organ kanserleri ile birliktedir. Ülseratif kolit hastalarında tanı konulduktan 10 yıl sonra kanser riski yüzde 2.5 ve 30 yıl sonra yaklaşık yüzde 7.7’dir. Bu hastalarda hastalık süresinin uzunluğu ve kalın barsağın ne kadarının etkilendiği kanser riskini belirler.