Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Beslenme ve Metabolizma Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sultan Aydoğdu, zihinsel gelişim, obezite, şeker hastalığı, kan yağları yüksekliği, kalp damar hastalıkları, alerjik hastalıklar, kemik hastalıkları, bağırsak hastalıkları ve bazı kanserlerin bebeklik-çocukluk dönemi, hatta anne karnındaki beslenme ile ilgili olduğunu belirtti.
Prof. Dr Aydoğdu, yaptığı açıklamada, beslenmenin, canlılığın devamı ve sağlıklı yaşam için besinlerin kullanılmasıdır. Çocukların büyüyen ve gelişen varlıklar olmaları nedeniyle vücut ağırlıklarına göre almaları gereken besin miktarı erişkinlerden daha fazla olduğunu işaret eden Prof. Dr. Sultan Aydoğdu, "Günümüzde zihinsel gelişim, obezite, şeker hastalığı, kan yağları yüksekliği, kalp damar hastalıkları, alerjik hastalıklar, kemik hastalıkları, bağırsak hastalıkları ve bazı kanserlerin bebeklik- çocukluk dönemi hatta anne karnındaki beslenme ile ilgili olduğu bilinmektedir" diye belirtti.
ANNE SÜRÜ EN SAĞLIKLI, EN UCUZ, EN KAZANÇLI BESLENME ŞEKLİDİR
Anne sütünün, bebeğin gereksinimlerine göre içeriği değişebilen en ideal besin olduğunu ve ayrıca içinde bebekleri birçok hastalıktan koruyan maddeler içerdiğini ifade eden Prof. Dr. Aydoğdu, "Bebekler doğumdan hemen sonra emzirmeye başlanıp ilk altı ay sadece anne sütü ile beslenirlerse hayata sağlıklı başlamış olurlar. Bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslemesi bebek, anne, aile, ülke ve tüm dünya için en sağlıklı, en ucuz, en kazançlı beslenme şeklidir. Ülkemizde emzirme ile ilgili en önemli sorun bebeklere gereksiz yere erken dönemde diğer besinlerin de başlanmasıdır. Bu sebeple anne sütü giderek azalmakta, bebekler de anne sütünden yeterince yararlanamamaktadır. Çocuklarda sağlıklı beslenmenin en doğru ve kolay izlenebilecek göstergesi yaşa uygun büyümenin olmasıdır. Anneler sütlerinin yetmediğini düşündüklerinde kendi kendine başka besinler başlamamalı, bir sağlık kuruluşuna giderek bebeğin kilo, boy, baş çevresi ölçümü yapılmalıdır. Uygun aralıklarla büyümenin izlenmesi ile yetersiz ya da aşırı beslenenler erken dönemde tanımlanarak gerekli önlemler erkenden alınabilir" diye belirtti.
ÜLKEMİZDE DOĞUMSAL METABOLİK HASTALIKLAR DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Doğumsal metabolik hastalıkların, anneden babadan kalıtımla bebeğe aktarılan hastalıklar olduğunu, Türkiye'de akraba evliliği oranı yüksek olduğu için birçok başka ülkeye göre bu hastalıkların daha sık görüldüğünü anlatan ESOGÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sultan Aydoğdu, şunları belirtti: "Bu hastalıkların çoğunda erken tanı ile erken tedavi başlanabilmekte, hastaların kaybedilmesine özürlü bireyler olarak büyümesine engel olunabilmektedir. Ülkemizde bu amaçla uygulanan yenidoğan tarama programında fenilketonüri ve biotinidaz eksikliği yönünden şüpheli bulunan bebekler bilim dalımıza yönlendirilmektedir. Bilim dalımızda tanıları kesinleşen hastalara uygun tedavileri verilmekte, aileye hastalığın kalıtımı, diğer gebeliklerde görülme olasılığı ve anne karnında tanı şansı hakkında bilgi verilmektedir. "