Alerjiler Alerjilerin birçok hastalığa ve şikâyete neden olabileceği, son yıllarda giderek anlaşılmaktadır. İstatistiklere göre, dünya nüfusunun %20’si alerjiktir. Hafif saman nezlesi, çocuklarda hırıltılı bronşit, hafif egzamalar, yiyeceklere dayanıksızlık gibi daha ufak çaptaki alerjileri de sayarsak, bu oranın çok yükseleceğine kuşku yoktur. Bunca insanın çevrelerindeki maddelere karşı Alerjik olması şaşırtıcıdır. Bize öyle geliyor ki, son 100-200 yıldır değişen Beslenme tarzının ve çevre kirliliğinin bunda büyük payı vardır.
Alerji Nedir? Alerji sözcüğü Yunancadan alınmıştır ve <> anlamına gelmektedir. Alerjik biri, genellikle baş ağrısı, kusma, deride döküntüler, migren, astım gibi bedensel belirtilerden yakınır. Ayrıca, zihinsel belirtiler de görülebilir ki, buna daha sonra değineceğiz. Bu belirtiler kişi duyarlı olduğu maddeye maruz kaldığında ortaya çıkar. Kişide bu tepkiyi doğuran maddeye alerjen denir. Bu madde, toz, kedi ya da köpek tüyü, herhangi bir yiyecek, kimyasal, bir madde ya da bir bakteri olabilir. Yazımızın bu bölümünde en yaygın alerjik tepki kaynaklarını ele alacağız; yani besinleri, kimyasal maddeleri ve solunum yoluyla alerjiye neden olan alerjenleri inceleyeceğiz. Besin Alerjisi Son yıllarda besin alerjisinin birçok hastalığa yol açabileceği gerçeği tıp dünyasınca kabul edilmiştir. Günümüzde besin alerjisini ve bunun birçok rahatsızlıktaki payını inkâr etmek, kafamızı kuma gömmek olur. Artık tartışma konusu olan şey hangi besin alerjisinin hangi hastalığa yol açtığıdır. Besin alerjisiyle ilgili pek çok uydurma kanı da vardır ki, bu bölümde bunları da ayıklamaya çalışacağız. Besinlere Karşı Duyarlılığın Gelişmesi Yiyeceklerin olumsuz reaksiyonları eski Yunanlılar zamanında bile bilinirdi. Örneğin, Hipokrates bazı yiyeceklerin insana dokunduğunu bilirdi. Çağlar boyunca da pek çok büyükanne, çocukların ve büyüklerin belli yiyeceklere olumsuz tepki gösterdiğini bilmiş, bunlara karşı önlem almıştır. Genel olarak diyebiliriz ki, bebekliğimizden beri günde birkaç kez yediğimiz birçok yiyeceği büyüdükten sonra da yemeye devam ederiz. Buğday, süt, mısır, şeker buna örnektir. Bebeğe ilk katı yiyecekler örneğin, buğday verilmeye başlandığında, bebek buna karşı <> bir tepki gösterebilir. Bunun sonucu olarak da ishal, karında kolik, huysuzluk, burun akması, hatta orta kulak iltihabı, astım ya da egzama görülebilir. Bu belirtilerin nedeni anlaşılmayabilir ve çoğu kez önemsenmeden geçiştirilir. Çocuğun tepki gösterdiği yiyecek verilmeye devam edilir ve çoğu kez akut belirtiler kısa süre içinde kaybolur. Bununla birlikte, daha hafif ama sürekli belirtiler kalabilir ve günler, aylar, yıllar sonra yeniden baş gösterebilir. Dokunan yiyecek kesilirse, belirtiler genellikle 3-5 gün sonra kaybolur. Ama bazen, özellikle çocuklarda, belirtiler üç hafta kadar sürebilir. Eğer kişi yiyecek kesildikten sonraki iki hafta içinde ki bu dönem duyarlılığın en yüksek olduğu dönemdir yeniden aynı yiyeceği yerse, belirtiler tekrar ortaya çıkar. Belirtiler öncekinin aynı da olabilir, biraz değişik de olabilir. Belli bir yiyeceğe karşı duyarlılığın ne kadar süreceği kesin değildir ve kişinin durumuna göre değişir. Dokunan yiyecekten ne kadar uzun süre kaçınırsak, sonradan o yiyeceğe o kadar iyi dayanabiliriz. Bazı kimselerde belli yiyecekler ömür boyu süren bir duyarlılık yaratabilir, ne zaman o yiyeceği yeseler belirtiler baş gösterir. Bununla birlikte, genellikle aradan birkaç hafta ya da birkaç ay geçtikten sonra, kişi azar olmak üzere dokunan yiyeceği yiyebilir ve hiçbir belirti göstermeyebilir.<> dediğimiz bu yöntemi aşağıda tartışacağız. Bebeklerde ve küçük çocuklarda dokunan yiyeceği kesip sonra doktor gözetimi olmadan yeniden vermeye başlamak yanlıştır. Bu özellikle süt için geçerlidir. Çünkü bebekte süte karşı ağır alerjik tepkiler olabilir, hatta bu ölüme kadar gidebilir. Bu tür denemeler ancak bir hastanede, bebeklerde besin alerjisinin ne gibi olumsuz sonuçlar doğurabileceğini iyi bilen bir uzman hekim gözetiminde yapılmalıdır. Maskeli Alerjiler Kronik besin alerjileri her zaman apaçık değildir, çoğu kez maskelenmiş durumdadır. Dokunan yiyeceğin kesilmesiyle alerjinin maskesi düşürülebilir. Dokunan yiyecek yeniden verildiğinde kişide gene aynı belirtiler ortaya çıkar. Kişinin en duyarlı olduğu dönem, dokunan yiyeceğin kesilmesinden sonraki üç haftadır. Ancak kimi vakit duyarlılık aylarca, hatta yıllarca sürebilir. Besin bütünleyici takviye maddeleri akıllıca kullanmanın ve stresi azaltmanın bu duyarlılık dönemini kısaltabileceğine inanıyoruz. Karma Alerji Kimi vakit saman nezlesi, burun akması, tekrarlayan enfeksiyonlar gibi belirtilerin nedeni tek bir maddeye değil, birkaç maddeye karşı alerjidir; solunum yoluyla aldığımız maddelere, yiyeceklere, kimyasal maddelere karşı alerjiler gibi. Elbet bu durumda işler daha da karmaşık hale gelir. Öyle ki, belli bir yiyeceğin kesilmesi, belirtilerin tümünün kaybolmasını sağlayamaz. Çünkü kişi hala öbür maddelerin yol açtığı tepkilere maruzdur. Besin Alerjisine Yol Açan Öbür Öğeler Kişide alerjik tepkiye yol açan yalnız yiyeceğin kendisi de olmayabilir. Her yiyecek binlerce molekülden oluşmuş karma bir bileşimdir. Tepkiyi doğuran da bu moleküllerden biri ya da birkaçı olabilir. Öte yandan, besinlere eklenen boya, koruyucu, anti-oksidant, tatlandırıcı gibi katkı maddeleri de alerjiye yol açabilir. Tarımda kullanılan böcek öldürücüler gibi kimyasal maddeler, kesilecek hayvanlara verilen hormonlar, antibiyotikli ilaçlar alerjiye neden olabilirler. Özellikle tahıllarda bulunan maya ve küf de alerjik kimselerde klinik belirtiler doğurabilir. Örneğin, bazı kimseler belli bir besinle beslenmiş tavuğu ya da yumurtasını yiyebilir de, başka bir besinle beslenmiş tavuğu yiyemez. Burada kişi, doğrudan doğruya tavuk etine karşı değil, tavuğa verilen besinlere karşı alerjiktir. Besin Alerjisinin Belirtileri Besin alerjisi kendini çok değişik klinik belirtilerle gösterir. Öte yandan, alerjiler bağırsak bozuklukları, romatizmal artrit ya da migren gibi iyi bilinen, tanımlanabilen klinik hastalıkların da nedeni olabilir. Besin Alerjisinin Yol Açtığı Ya da Etkilediği Bazı Hastalıklar