El ve ayaklarda büyüme, yumuşak doku şişliği, kas güçsüzlüğü, yağlanma, sivilcelenme, alın-burun-dudaklar-dil ve çenede orantısız büyüme gibi şikâyetler halinde vakit kaybetmeden hekime başvurması, hastalığın daha fazla ilerlemeden kontrol altına alınabilmesi açısından önem taşıyor.
Uzmanlar, akromegalik hastalarda tedavi ile büyüme hormonu kontrol edildiğinde, hastalıkların önlenmesi ve hastaların daha uzun bir yaşama kavuşması mümkün olabiliyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Sadi Gündoğdu, akromegalinin, büyüme hormonunun aşırı salgılanması ve buna bağlı olarak IGF-1'in aşırı üretiminden meydana gelen kronik, organ ve dokuların büyümesine neden olan bir hastalık olduğunu söyledi. Her bir milyon kişiden 40-60'nın akromegali hastası olduğu ve her yıl bir milyonda 3 kişinin akromegali tanısı aldığının öngörüldüğünü belirten Gündoğdu, akromegali hastalığının bilinirliğini arttırmak ve erken önlem alınmasını sağlamak amacıyla Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından da onaylanan Akromegali Günü'nün her yıl 15 Nisan'da gerçekleştirildiğini ifade etti. Gündoğdu, akromegali hastalığının erkek ve kadınları eşit oranda etkilediğini, hastaların ortalama 40-50 yaşlarında tanı aldığını dile getirerek, hastaların genellikle geç dönemde tanı aldığına, semptomların başlaması ile tanı arasında geçen sürenin 8-12 yıla kadar uzayabildiğine dikkati çekti. Akromegali belirtilerinin kolayca gözden kaçırılabileceği için, gerçek hasta sayısının daha yüksek olabileceğini belirten Sadi Gündoğdu, akromegalinin yüzde 98'inde nedenin büyüme hormonu salgılanmasıyla ilgili sorunlardan kaynaklandığını söyledi. Gündoğdu, akromegaliye neden olan hipofiz adenomlarının, yüzde 80-85'inin, bir santimetreden büyük, yüzde 15-20'sinin ise bir santimetreden küçük olduğunu anlattı. Kemik büyüme hatları kapandıktan sonra oluşan, büyüme hormonu salgılayan tümörlerin akromegaliye yol açtığını anlatan Gündoğdu, ''GH salgılayan adenomlar çocuklarda ve gençlerde kemik büyüme hatları kapanmadan önce gelişirse devlik tablosu oluşur'' dedi.