Malatya'da 4 yıl önce lenfomadan babasını kaybeden, 2,5 yılda ikinci kez nükseden plazma hücresi kanseriyle savaşıp 2 kez de Kovid-19'u yenen Ayten Soygaz, İnönü Üniversitesindeki tıp öğrencilerine kanserle gen ilişkisinin anlatıldığı derslere konu oldu. İnönü Üniversitesinde tedavisi süren 1 çocuk annesi 53 yaşındaki Ayten Soygaz, AA muhabirine, yaklaşık 5 yıl önce babasına lenfoma teşhisinin konulduğunu söyledi. Uzun süre tedaviyi reddeden babasını 4 yıl önce kaybettiğini dile getiren Soygaz, "Babamın vefatından 1,5 sene sonra bende de kanser çıktı. Halen savaş veriyorum. Babam hastayken amcamın oğlunda da aynı hastalık vardı. Babamdan sonra o da rahmetli oldu. Şimdi ben tedavi görüyorum. Aynı zamanda halamın kızı olan yengemin de beyaz kan değerleri düşük. O da sürekli tedavi alıyor." dedi. Kanser tanısı konulmadan önce sürekli halsiz ve yorgun olduğunu belirten Soygaz, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Çok doktor gezdim, en son dahiliyeye, oradan da nefrolojiye gönderdiler. En son bir doktor, 'Ölüyorsun, şimdiye kadar neredeydin?' dedi. Turgut Özal Tıp Merkezi'ne sevkimi yaptılar. Buraya geldik, kanserden haberimiz yoktu. Burada tahlillerimden kanser olduğumu öğrendim. Tedavim hızla başladı. Geç kalınmıştı çünkü 4. evredeydim. Üç ay kemoterapi aldım. Ardından vücudumdan ilik toplayıp yeniden nakil yaptılar. Bir yıl ilaç kullanmadım ve iyileşmiştim. Kısa bir süre sonra yine kan değerlerim düşmeye başladı ve hastaneye geldim, 5 ünite kan verdiler. İlaca da başladılar. Ayaktayım ama çok iyi değilim. Yaşam kalitem düştü. Şu an yeniden kanser tedavisi görüyorum. İlk başta hastalık nedeniyle umutsuzdum. Ama artık ümidim var. İnançlarım beni güçlü tutuyor." Kanserle mücadele ederken iki kez Kovid-19'a yakalandığını ve tedavi gördüğünü belirten Soygaz, "Kovid nedeniyle bir defasında 15 gün hastanede yattım. Çok şükür iyiyim diyecektim yine kanser başladı." diye konuştu. "Farkındalık oluşturmak için iyi bir örnek" İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kök Hücre ve Aferez Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Ali Erkurt da genetik geçişli bazı kanser türleri olduğunu ve bunların önlenmesinde akraba evliliğinden uzak durmak gerektiğini söyledi. Bu anlamda tıp dünyasında konunun daha iyi anlaşılması, buna göre araştırmaların geliştirilmesi için çalışmaların olduğunu ifade eden Erkurt, Ayten Soygaz'ın da tıp öğrencilerine kanserin genle alakasını anlatma noktasında örnek olduğunu, o yüzden derslerde Soygaz'ın yaşam hikayesine ağırlık verdiklerini aktardı. Genetik geçişli olabilecek kanserler açısından farkındalığı artırmak amacıyla tıp öğrencilerine bilgiler verdiklerini belirten Erkurt, "Ayten Hanım'ın hikayesi, konuya dikkati çekmek ve farkındalık oluşturmak için iyi bir örnek oldu aslında. Bu konuda daha fazla bilimsel çalışma yapılması gerekiyor. Derslerde öğrencileri bu yönde yönlendiriyoruz." dedi. Soygaz'ın ailesindeki kanser tanılarına değinen Erkurt, şöyle devam etti: "Ayten hanımın anne babası akraba. Akraba evliliğinden özellikle kanser tanısı olan ebeveynler varsa uzak durmak lazım. Kanser çeşitleri arasında genetik olanları var, lenfoblastik hastalıklar gibi, meme kanseri gibi.. Ayrıca Ayten hanımın amcasının oğlunda ve babasında, bir tanesinde lenf kanseri, diğerinde ise kan kanseri var. Bu şu anlama geliyor, ailecek bir şekilde kanser genini birbirlerine iletmişler. Bu tip örnekleri Türkiye'de de dünyada da görebiliyoruz. Bütün kanserler için değil ama genetik geçişli kanserler var, bunların önlenmesinde akraba evliliğinden uzak durmak lazım." Mehmet Ali Erkurt, kanserde erken tanının önemine işaret ederek, riskli grupların yanı sıra şüphe duyan herkesin zaman kaybetmeden taramadan geçmesini istedi.