1998 yılında oğlumun doğumuyla birlikte spiral kullanmaktayım. Ne zaman çıkarttırmam gerekir? Çıkartınca nasıl korunmam gerekir? Çünkü yeni bebek istemiyorum. Saygılar.
Dr. Hastane.Com.Tr Doktoru Hastane.com.tr
Rahim içi araç (RİA), veya halk arasında bilinen adıyla spiral polietilen (plastik) yapıya sahip, rahim içine sığacak büyüklükte tasarlanmış T şeklinde bir alettir. Plastik gövdenin etrafına bakır tel sarılıdır. Bazı RİA'larda bakır yerine progesteron hormonu eklenmiştir. Progesteron hormonu içerikli RİA bakırlı RİA'nın adet kanaması miktarını ve adet sancısı artırıcı yan etkilerini gidermek için tasarlanmıştır. Ülkemizde bakırlı RİA'lar hormonlu olanlardan çok daha sık kullanılmaktadır. Hormonlu RİA'ların genel özelliklerine konunun en sonunda değinilmiştir.
RİA'nın Genel Yapısı:
RİA'lar özellikle kollarının yapıları açısından farklılık gösteren değişik markalarda kullanıma sunulmaktadır. Tüm RİA'larda plastik gövdenin alt ucunda tek lifli yapıda iki adet iplik bulunur. İplik RİA rahim içinden çıkarılmak istendiğinde ucundan tutulup çekilmek için takılma sonrası rahim ağzından 1-2 santimetre sarkacak şekilde kesilip bırakılır. RİA'lar röntgen filmlerinde görüşülebilirliği sağlamak için baryum sülfat adı verilen bir kimyasal madde içerirler.
Etki Mekanizması
RİA rahim içine yerleştirildiği andan itibaren burada yabancı bir madde olarak algılanır ve bölgede iltihabi bir reaksiyon oluşturur. Bu iltihabi reaksiyon rahim içine ulaşan spermlerin etkisiz hale gelmesini sağlar ve gebelik önlenir. Yumurtlama süreci devam eder. RİA sanıldığının aksine başlamış bir gebeliğin düşükle sonuçlanmasını sağlayan bir yöntem değildir. Etkisi rahim içine ulaşan spermler üzerinedir.
Koruyuculuk Oranı ve Koruma Süresi
RİA'nın koruyuculuğu takıldığı anda başlar ve çıkarıldığında kısa sürede biter. RİA'ların değişik markalarının değişik koruma süreleri vardır. Ülkemizdeki markaların çoğunun en az 5 yıl koruyuculuğu vardır. Koruma süresi içerdikleri bakır veya progesteron hormonunun zamanla tükenmesiyle ilgilidir. RİA'ların koruyuculuk oranı oldukça yüksektir ve kullanan 100 kadından bir yılda ortalama yalnızca ikisi gebe kalır. RİA'ların %10'u ilk yıl içerisinde kendiliğinden düşer ve kadınların yaklaşık %15'i bir yıllık süre içerisinde herhangi bir nedenle RİA'nın çıkarılmasını talep ederler. Çıkarılma talebi en sık RİA'ların adet kanaması esnasında ağrı yapması nedeniyledir. RİA'nın kullanım süresi uzadıkça kendiliğinden düşme riski ve kadın tarafından çıkarılma talebi olasılığı azalır.
RİA'nın Tarihçesi
Resimde RİA'nın günümüzde kullanılmayan bir modeli görülmektedir. Bu model spiral şeklinde olması nedeniyle RİA'ya halk arasında spiral adı verilmiştir. Görüldüğü gibi bu modelin kalın, sert ve oldukça "hacimli" bir yapısı vardır. Bu model günümüzde artık tarihi bir değer taşımaktadır. RİA'nın bilinen ilk yazılı tarihçesi 1800'lü yıllara dayanmaktadır. Bu tarihteki tıbbi literatürde düğme şeklinde bir gövde ve bu gövdenin ortasına oturtulmuş bir çubuktan bahsedilmektedir. Çubuk rahim ağzı iç kanalına yerleştirilmekte ve böylece düğme rahim ağzını kapatmaktadır. RİA 20. yüzyılın başında günümüzdeki şeklini almaya başlamış ve Japon ve Alman bilim adamlarının tasarladıkları modeller 1950'li yıllara kadar sık olarak uygulanmıştır. 1960-1970 yılları arasında RİA'lar önemli değişikliklere uğramış ve en modern RİA'lar bu tarihlerde geliştirilmiştir. Hormonlu RİA kavramı ise nispeten yenidir.
RİA'nın Takılması
RİA takılmasına karar verildikten sonra dikkatli bir sorgulama ve jinekolojik muayene yapılır. Bu muayene esnasında tercihen papsmear incelemesi (kanser tarama testi) de yapılır. Doktor değerlendirmesinde RİA kullanımına engel olacak bir durum saptanmadığında RİA'nın uygulanacağı gün belirlenir. RİA, adet kanaması esnasında rahim ağzı hafifçe açılmış durumda olduğundan kanamanın ilk günlerinde takılır. RİA düşükten, kürtajdan veya doğumdan hemen sonra uygulanabileceği gibi, sezaryen esnasında da uygulanabilir. Genel olarak söylemek gerekirse RİA gebe olunmadığından emin olunan herhangi bir zamanda takılabilir. RİA takılması genellikle ağrı vermeyen bir işlemdir. Gerekli durumlarda işlemden önce bölgeye az miktarda anestezik madde enjekte edilebilir. RİA'lar yanda görülen şekilde plastik bir kılıf içinde steril olarak paketlenmiş bir şekilde bulunurlar. Plastik kılıf RİA'nın rahim içine ittirilmesini kolaylaştırır. RİA takıldıktan hemen sonra genellikle bir ultrasonografi incelemesiyle rahim içine doğru bir şekilde yerleştirildiği teyit edilir.
RİA'nın Kimlere Uygulanması Sakıncalıdır?
RİA, takıldıktan sonraki ilk aylarda genital enfeksiyon görülme olasılığını yükseltir. Bu durum özellikle genital enfeksiyon geçirme açısından yüksek risk altında olan kadınlarda (çok eşli cinsel yaşam veya eşin çok eşli bir cinsel yaşam sürmesi, yakın zamanda geçirilmiş veya geçirilmekte olan genital enfeksiyon) klinik anlam kazandığından bu sayılan durumlarda RİA uygulanmaz. Enfeksiyon tedavi edildikten sonra yeniden enfeksiyon geçirme açısından yüksek risk altında olmayan kadınlara dikkatli bir şekilde RİA uygulanabilir.
Gebelik şüphesi RİA uygulanmasına kesin bir engel teşkil eder. Gerekli durumlarda uygulanan hassas testlerle gebelik olmadığı belirlendiğinde RİA takılabilir.
AIDS, uyuşturucu kullanımı ve kortizon tedavisi gibi vücut direncini düşüren durumlarda RİA uygulanmaz.
Normal dışı kanaması olan kadınlarda neden belirlenip tedavi edildikten sonra RİA uygulanabilir.
Herhangi bir nedenle antikoagulan (kan pıhtılaşmasını azaltıcı) ilaç kullanan kadınlar bakırlı RİA kullanamazlar. Bu durumlarda adet kanaması miktarını azaltan hormonlu RİA'lar kullanılabilir.
Rahim miyomları olan kadınlar arasından miyomları rahim iç tabakasının şeklini bozacak nitelikte olan kadınlara RİA uygulanması önerilmez.
Bakıra alerjik olduğu bilinen veya çok ender görülen bakır metabolizması bozukluğu (Wilson Hastalığı) olan kadınlar RİA kullanamazlar.
Muayenede rahmin çok ufak veya çok büyük olduğunun belirlenmesi RİA kullanımına engel teşkil edebilir.
Diğer Noktalar
Daha önceden doğum yapmamış kadınlar dikkatli bir değerlendirme sonucunda rahatlıkla RİA kullanımına aday olabilirler.
"Bakteriyel endokardit" riski olan ve bu nedenle cerrahi müdahaleler öncesinde antibiyotik korunmasına alınan kadınlarda aynı korunma RİA uygulamasından önce de yapılır.
Rahim ağzı yarası papsmear incelemesi yapılmış ve gerekli tedavi uygulanmış olmak koşuluyla RİA kullanımına engel teşkil etmez.
RİA uygulanmış olması vajinal tampon kullanımına engel teşkil etmez.
Yan Etkiler
Bakırlı RİA'lar hemen tüm kadınlarda kanama miktarını ve gününü artırırlar. Adet döneminin daha ağrılı geçmesine neden olabilirler. Bu her iki durum da RİA kullanımın ilk aylarında nispeten sık görülür ve ağrı kesici ve iltihap giderici özelliğe sahip ilaçlarla giderilebilir. Bu ilaçların kullanılmasına rağmen şikâyetlerde azalma olmaması doktor kontrolü gerektirir. Adet kanaması miktarının artması ve adet sancısının artması RİA'nın kadın tarafından çıkarttırılmak istenmesinin ana nedenidir. Bazı durumlarda RİA takılmasından sonraki ilk haftalarda lekelenme tarzında ara kanamalar olabilir. Bu durum özellikle enfeksiyon gelişmesi durumunda sıklıkla ortaya çıkar ve antibiyotiklere cevap alınamadığında RİA'nın çıkarılması gerekebilir. RİA ipi doktor tarafından çok kısa kesildiğinde cinsel ilişki esnasında kadının eşinin penisinde batma hissi yaratabilir. Bu durumda RİA'nın ipinin daha da kısaltılması veya değiştirilmesi gerekebilir.
Dezavantajlar ve Riskler
RİA'ların en büyük dezavantajları takıldıktan sonraki ilk aylarda genital enfeksiyonlara giriş kapısı açmalarıdır. Dikkatli değerlendirme sonucunda uygun kişilere takılan bir RİA enfeksiyona nadiren neden olur. RİA takılması esnasında rahim delinmesi, RİA'nın rahim haricinde bir yere yerleştirilmesi, takılması esnasında rahim ağzının zedelenmesi, işlem esnasında rahim ağzının tutulup çekilmesine bağlı refleks bayılma gibi riskler ender de olsa görülebilir. Uzun dönemde ise RİA'ların kendiliğinden rahim dışında başka bir yere göç etmesi, ciddi enfeksiyonlara neden olarak Fallop tüplerinin tıkanmasına neden olması, genital bölgede abse oluşumuna neden olması mümkün olmakla beraber uygun koşullarda takılması durumunda bu yan etkiler oldukça ender görülür. Bakırlı RİA'lar sanıldığının aksine dış gebelik oluşma riskini azaltırlar. Daha önceden dış gebelik geçirmiş bir kadında bakırlı RİA iyi bir korunma seçeneği olabilir. Bakırlı RİA'ların rahim iç tabakası ve rahim ağzı kanserinden koruduğunu düşündüren bilimsel veriler bulunmaktadır.
RİA Kullanan Kadınlara Uyarılar
RİA uygulandıktan bir ay sonra kontrole çağırılacaksınız. RİA'nın uygun yerleştirildiğinden ve enfeksiyona neden olmadığından emin olmak için bu kontrol muayenesi çok önemlidir.
Bu kontrol muayenesinden sonra birer yıllık aralıklarla mutlaka kontrol muayenelerine gitmelisiniz.
RİA iplerini kendiniz de ayda bir işaret ve orta parmaklarınızı vajinanın derinlerine sokarak kontrol edebilirsiniz.
Şu durumlarda mutlaka kontrol gününü beklemeden doktora başvurun: Adet gecikmesi, lekelenme veya normaldışı kanama, karın ağrısı, cinsel ilişkide ağrı, eşinizde ciddi bir genital enfeksiyonun varlığı, normalden farklı akıntı, titreme ve ateşle beraber şiddetli kasık ağrısı, kendi muayenenizde ipliklerin bulunamaması, uzaması veya kısalması.
RİA Kullanımında Oluşan Özel Durumlar
Gebelik Oluşması:
RİA gebelikten korumada oldukça etkili bir yöntem olmasına rağmen her yöntemde olduğu gibi RİA kullanımı esnasında da gebelik oluşabilir. Bu nedenle RİA kullanan kadınların adet gecikmesi olduğunda bu olasılığı düşünmeleri ve doktora başvurmaları önemlidir. RİA kullanımı esnasında gebelik oluştuğunda öncelikle jinekolojik muayeneyle dış gebelik olasılığı ekarte edilir.
Normal Rahim İçi Bir Gebelik Saptandığında Yaklaşım Gebeliğin Devam Etmesinin Arzu Edilip Edilmediğine Göre Değişir:
İstenmeyen bir gebelik söz konusu olduğunda aynı seansta RİA çıkarılır ve tahliye uygulanır. Yeniden RİA uygulanıp uygulanmayacağına daha sonraki bir görüşmede karar verilir. Gebelik devam ettirilmek istendiğinde rahim içinde kalmaya devam eden RİA gebelik seyrinde enfeksiyon gelişimine neden olabileceğinden, düşük ve erken doğum riskini artırdığından çıkarılması önerilir. Gebelik süresince rahim içinde kalmaya devam eden RİA gebeliğin %50 düşükle sonuçlanmasına neden olur. Erken doğum riski ise yaklaşık dört kat artar. RİA devam eden bir gebelikte dikkatli bir şekilde çıkarıldığında düşük ortaya çıkma riski %30'a düşer ve erken doğum riski normale iner.
Unutulmaması gereken en önemli nokta devam etmekte olan bir gebelikte RİA çıkarılmasının her zaman kolay olmayacağıdır. RİA başarılı bir şekilde çıkarıldığında ve gebelik düşükle sonuçlanmadığında gebeliğin RİA rahim içindeyken oluşmuş olması bebekte doğumsal kusur oluşma riskini artıran bir durum olarak kabul edilmez.
Normal Dışı Kanamalar:
Adet dışı bir zamanda kanama olması mutlaka doktor değerlendirmesi gerektiren bir durumdur. Tedaviye rağmen kanamanın durmaması RİA'nın çıkarılmasını gerektirir. RİA çıkarılmasına ve uygun tedavi verilmesine rağmen ara kanamasının devam etmesi bazen rahim içinden biyopsi alınmasını gerektirebilir.
Enfeksiyon:
Tüm önlemlere karşın üst genital sistemde (rahim ağzı, rahim iç tabakası, Fallop tüpleri ve yumurtalıklar) enfeksiyon ortaya çıkabilir. Belirtileri normal dışı kanama, şiddetli akıntı, kasık-bel ağrısı şeklinde ortaya çıkar. Daha ileri durumlarda ateş, halsizlik, yaygın eklem ağrıları, ishal gibi sistemik belirtiler ortaya çıkabilir. Çok ender durumlarda ise RİA genital bir abse gelişimine neden olabilir. Doktor muayenesinde enfeksiyon şiddeti hafifse RİA çıkarılmadan uygun tedavi verilir ve tedavi bitiminde yapılan kontrolde enfeksiyon bitmişse RİA yerinde bırakılır. Enfeksiyonun ağır olduğu durumlarda hastaneye yatırılarak tedavi etmek gerekebilir. Bu durumda uygun antibiyotik tedavisi başladıktan hemen sonra RİA çıkarılır ve belirtiler iyice gerileyene kadar hastanede yatış devam eder. Yoğun antibiyotik tedavisine cevap vermeyen abse gelişmesi durumunda cerrahi müdahale gerekebilir.
RİA'nın Düşmesi:
RİA uygun koşullarda takılmadığında genellikle takılmasından sonraki ilk günlerde düşer. Enfeksiyon, gebelik gibi durumlar neticesinde de RİA kendiliğinden düşebilir. Bu durum kadın tarafından çoğu zaman fark edilir. Böyle bir durumda doktora başvurulmalı ve düşme nedeni ortaya çıkarılarak geçici olarak ek bir korunma yöntemine başlanılmalıdır. İstatistikler takılan 100 RİA'dan ortalama 10'unun herhangi bir nedene bağlı olarak veya nedensiz bir şekilde kendiliğinden düştüğünü göstermektedir. Rutin doktor kontrolünde
RİA İplerinin Görülememesi:
En sık neden iplerin çok kısa kesilmiş olmasıdır. Bu selim bir durumdur. Diğer neden RİA'nın rahim içine gömülmüş olması veya ender durumlarda rahim dışında bir yerde bulunmasıdır. RİA ipleri görülemediğinde öncelikle ultrasonografiyle RİA'nın rahim içinde olup olmadığı belirlenir. Rahim içinde olduğu belirlenen RİA'nın rahim duvarına gömülmüş olma riski yüksek olduğundan çıkarılması gerekir. Bunun için genellikle lokal anesteziyle yapılan ufak bir müdahale yeterli olacaktır. Bu müdahale ile RİA'nın çıkarılamadığı ender durumlarda histeroskopi yöntemi kullanılması gerekebilir.
Rahim içinde bulunamayan RİA için yine ultrasonografiyle genital organlara komşu bölgeler araştırılır. Bu incelemeyle RİA bulunamadığında karnın alt bölgesine çekilen röntgen filmi çekilir. Bu filmde RİA görülemiyorsa RİA'nın kadın farkında olmadan düştüğü kabul edilir. Röntgen filminde RİA görüldüğünde RİA'nın yaklaşık olarak nerede olduğu da belirlenebilir. Rahim dışında bir yerde olduğu belirlenen RİA'nın bulunduğu yerden çıkarılması için genellikle laparoskopiye başvurulur.
RİA'nın Çıkarılması
RİA herhangi bir nedenle çıkarılmak istendiğinde jinekolojik muayene esnasında rahimağzından dışarı sarkan iplerinden tutulup çekilerek çıkarılır. Ağrısız bir işlemdir. Ömrü biten RİA aynı kontrol seansında çıkarılıp bir yenisiyle değiştirilebilir. Gebe kalabilirlik RİA çıkarıldıktan hemen sonra başlar.
Hormonlu RİA'lar
Progesteron hormonu içeren RİA'lar son yıllarda ülkemizde de kullanılmaya başlanmıştır. Bu RİA'ların bakırlı olanlardan en önemli farkı, bakırlı RİA'ların aksine kanama miktarını azaltmalarıdır ve bazı durumlarda yalnızca bu özelliklerinden faydalanmak için takılırlar. Hormonlu RİA'lar spermler üzerine olan etkilerine ek olarak folikül gelişimi ve yumurtlama sürecini de kısmen engellerler. Rahim ağzı tıkacı hormon etkisiyle kalınlaştığından buradan rahim içine sperm ve bakterilerin girişini engellerler. Bu son etki pelvik enfeksiyon gelişme riskini azaltır. Gebelikten korunma yanında hormonlu RİA'lar bazen uzun süreli progesteron tedavisi gereken durumlarda (rahim iç tabakasının tedavi gerektirecek kadar kalınlaşmış olması gibi) da kullanılabilirler. Progesteron içeren RİA'ların kanamayı azaltıcı etkileri bazı durumlarda kanamanın tümüyle kesilmesine kadar gidebilir ve bu bazı kadınlar için istenmeyen bir etki olabilir. Bazı hormonlu RİA'lar bazı kadınlarda tüylenme ve sivilce gelişimi gibi yan etkiler de ortaya çıkarabilmektedir.
Bu tavsiyeler, genel bilgilerdir. Fakat unutmayınız ki, özel rahatsızlığınız için en iyi tavsiye, şikâyetlerinizi dinleyen ve sizi muayene eden doktorunuzun tavsiyesidir.