Yaşam süresinin artması nedeniyle artan yaşlı nüfusun sağlık sorunlarının çözümü için Türk uzmanların da aralarında bulunduğu Avrupalı bilim insanları ortak yaklaşım benimseme kararı aldı.
Geriatrik Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan, "Avrupalı meslektaşlarımızla ortak bir yaklaşım benimsememiz gerekiyor. Türkiye bu konuda yol gösterici olabilir. Onların bizden bizim onlardan öğreneceğimiz şeyler var" dedi. 3. Ulusal Geriatrik Hematoloji Kongresi kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Geriatrik Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan, toplantıda ele alınan konulardan birinin, yaşlılara yönelik kişiselleştirilmiş tedavi uygulamaları olduğunu söyledi. Genç bir hastaya uygulanan tedavinin 70-80 yaşındaki kalp, şeker, tansiyon hastası bir yaşlıya uygulanmasının mümkün olmadığını dile getiren İlhan, bu nedenle ileri yaştaki hastalarda kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımının benimsenmesi gerektiğini bildirdi.
Yaşlanan nüfusta ilaç harcamalarının ülke ekonomilerini sıkıntıya sokabileceğini dile getiren İlhan, Türkiye'de yerli ilaç üretimi yolundaki adımları desteklediklerini, aksi halde ilerde sosyal güvenlik alanında sıkıntılar ortaya çıkabileceğini vurguladı. Prof. Dr. İlhan, özellikle hematolojik hastalıklar konusunda Türkiye'nin iddialı bir duruma geldiğini belirterek, "Bunu sağlık turizmi için kullanabiliriz. Türkiye bu özelliğini kullanarak dünya sağlık turizminde belirli bir yere gelebilir" dedi.
Türkiye'de Avrupa'dan önce yaşlılara uygulanması gereken tedavi ve sonrasındaki bakım hizmetleriyle ilgili kılavuzlar oluşturduklarını anlatan İlhan, "Avrupalı meslektaşlarımızla ortak bir yaklaşım benimsememiz gerekiyor. Türkiye bu konuda yol gösterici olabilir. Onların bizden bizim onlardan öğreneceğimiz şeyler var" ifadelerini kullandı.
"Artık Türkiye'nin de sorunu"
Kongreye Avrupa Birliğini temsilen katılan Belçikalı Dr. Dominique Bron da Türkiye'de yaşlılara yönelik tedavi yaklaşımları konusunda yürütülen çalışmaların Avrupa'nın ilerisinde olduğunu belirtti. Avrupa'nın, yaşlanan nüfus konusunda daha eski bir geçmişi bulunduğunu, Türkiye'nin de artık yavaş yavaş bu sorunla karşı karşıya kaldığını ifade eden Bron, bu sorunun AB ülkelerinin ekonomilerini zorladığını, aynı durumun Türkiye için de söz konusu olabileceğini söyledi. Avrupa'da yaşlı nüfusun ekonomiye getirdiği yüklerin tartışıldığını, bazı ülkelerde aktif olmayanlar hiç bir sağlık hizmetine ulaşamazken bazılarında ayrılan bütçenin aşılması halinde artık sağlık hizmeti verilmediğini dile getiren Bron, yaşlılara yönelik yeni tedavi yaklaşımlarını içeren kılavuzlar hazırlanması gerektiği görüşünü savundu.
Bron, şu değerlendirmelerde bulundu: "Avrupa ile Türkiye'nin bu konudaki problemleri aslında benzerlik gösteriyor. Birçok Avrupa ülkesinde yavaş yavaş kısıtlamalar getirilmeye başlandı. Özel, pahalı tedavilere ulaşım tartışılıyor. Buna paralel de politik tartışmalar yapılıyor. Sağlık harcamalarının yüzde 90'ından fazlasını kronik hastalıklar oluşturuluyor. Bu da tartışılması gereken bir konu olarak görülüyor. Bu kapsamda yavaş yavaş evde bakım konusu da gündeme geliyor. Türkiye bu konuda çok şanslı çünkü aile ilişkileri güçlü. Avrupa'da böyle olmadığı için yeni yeni pilot uygulamalar yapılıyor. Türkiye ile yaşlıların tedavisi ve tedavi sonrası bakımı konusunda ortak hareket edip yeni kılavuzlar ortaya koyabiliriz." Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Özcan ise sağlıklı yaşlanma konusunda toplumda farkındalık yaratılmasının önem taşıdığını ifade ederek, "Bu konu bizim gibi ülkeler için büyük önem taşıyor. Spor, beslenme, fiziksel aktivite, koruyucu hizmetler sağlıklı yaşlanma için en önemli unsurlar" dedi.