Kış mevsimine girmenin verdiği rahatlık hissi, daha kalın kıyafetler altına saklanma, günlük fiziksel aktivitenin azalması, beslenme düzeninin değişmesi ve metabolizmada gerçekleşen değişikliklerle insanlarda kilo alma eğilimi görülüyor.
Kilo almayla birlikte çeşitli vücut ölçülerinde ve vücut yağ yüzdelerinde değişiklikler görülüyor. Ve bunlar da bize, gelişebilecek hastalıklar açısından önemli ipuçları veriyor. Erkeklerde bel çevresinin 102 cm’den fazla olması, kadınlarda ise 88 cm’den fazla olması veya bel çevresi / kalça çevresi oranının erkeklerde 0.90’dan, kadınlarda ise 0.85’den fazla olması “Santral Obezite” nin belirleyicisidir. Bu düzeylerin üzerinde ölçülen bel çevresi, aşırı kilonun bireye getirmiş olduğu hastalık risklerini bir kat daha artırmakta. Bel çevresinin 100 cm’in üzerinde olması Amerika Spor Hekimliği Cemiyeti’nin önergelerine göre fiziksel aktivitede artış yapacak bir etkinliğe katılmadan önce tıbbi inceleme ve egzersiz testi yapılmasının gerekliliğini işaret eden bir risk faktörüdür. Bel çevresinin artması şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kalp damar hastalıklarının kişide gelişim riskini yükseltmekte. Bel-kalça oranı Bireylerin bel çevresi ölçümlerinin yanında bel-kalça oranlarının da belirlenmesi önemli bir nokta. Bel-kalça oranının artması obeziteyle ilişkili hastalık risklerini de artıracaktır. Bu oran, yaş ve cinsiyete göre farklılıklar gösterebilir. 50 ile 60 yaş aralığındaki bir erkekte bel-kalça oranının 0.97’den büyük olması obeziteyle ilişkili yüksek riskleri ifade ederken, aynı yaş grubunda kadınlarda bu oranın 0.82’nin üzerinde olması yüksek risklerin göstergesidir. Elma Tipi ve Armut Tipi Yağlanma Nedir? Sadece bel ölçümünün değil aynı zamanda bel-kalça oranının da belirlenmesi santral yağlanma açısından değerli bir parametredir. Aktif olarak hormon salgılayan bir organ olarak kabul edilen santral yağ dokusu artışı “elma tipi” yağlanmaya neden olurken, bel/kalça oranının düşük olduğu bireylerde “armut tipi” yağlanma gözlenir. Bel çevresinde yağlanmayı ifade eden elma tipi yağlanma santral obeziteyle gelen hastalık risklerini artırmaktadır. Erkeklerde ve özellikle menopoz sonrası kadınlarda gözlenen bu tip yağlanma, metabolik sendrom da dahil olmak üzere kalp damar hastalığı gelişim riskini artırır. Elma tipi şişmanlıkta, yüksek tansiyon, şeker metabolizması bozukluğu (hiperinsülinemi) ve kan yağlarında bozukluk gibi sorunların bir bütünü olan metabolik sendromu önlemek için de göbek çevresindeki yağlanmayı azaltmamız gerekiyor. Gövdedeki yağ yüzdesinin yüzde 30’ların üzerine çıkması önemli hastalıkların kapınızı çalmasına neden olacaktır. Uzmanların aşırı kilolu veya obezite problemi olan bireylerde kilo vermeye yönelik ve santral yağlanması olan normal kilodaki bireylerde ise bel çevresindeki yağ miktarını azaltmaya yönelik verecekleri egzersiz reçeteleriyle hastalık risklerinden uzaklaşılabilir. Santral obezitesi olan bireyler mutlaka egzersiz reçetelendirmesi konusunda uzman bir hekim tarafından değerlendirilmeli ve gereken testler ve analizler sonrasında uygun egzersiz programına başlamalıdırlar. Unutmayın, göbek çevresi yağlar, yıllar içinde sizlere hastalık olarak geri dönecektir. Santral Obezite Nasıl Belirlenir? Normal ağırlığı olan bireylerde bel ölçüsünün boya (Bel/boy) oranı 0.5’e eşit olduğu veya aştığı durumlar santral obezite olarak ifade edilebilir. Örnek: Bel ölçüsü 82 cm, boyu 160 cm olan bir bayanda bel/boy oranını hesaplayalım: Bel/boy = 82/160 = 0.51 (Santral obezite).