Memorial Antalya Hastanesi Nöroşirürji Bölümü’nden Op. Dr. Bülent Fahri Kılınçoğlu, yaşa ve kiloya aldırmadan, kadınların kâbusu haline dönüşebilen omurga ağrılarından korunmak için alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.
Kız çocuklarında ortalama 14-15 yaşına kadar devam eden hızlı büyüme döneminde oldukça şiddetli eklem ve kemik ağrıları görülebilir. Duruş ve oturuş bozukluklarına ve bazen kalıcı şekil bozukluklarına neden olabilen hızlı boy uzaması sırasında, düzenli yapılan spor, meydana gelebilecek bozuklukları önleyebilir ve omurga sistemini düzenler. Öte yandan kız çocuklarında göğüslerin büyümesi ve utanma duyusu ile beraber öne eğik oturup saklama eğilimi de görülebilir. Bu tür şikayetlerin altından omurgada skolyoz (eğrilik) çıkabileceğini göz önünde bulundurarak uzun süreli ve inatçı omurga ağrıların varlığında omurga sisteminin radyolojik olarak görüntülenmelidir. Yirmili yaşlarla birlikte çalışma hayatına atılan kadınlar günün yaklaşık 8 saatini masa başında geçirirken hareketsizliğe bağlı boyun ve sırt ağrılarına maruz kalmaya başlarlar. Sık verilen kısa molalar, masa başı egzersizleri ve haftada üç gün 45 dakika, 1 saat civarında yürüyüşler, düşük aktiviteli sportif hareketler kısa mesafelerde asansör ve araba kullanmamak, mümkün olduğu kadar hareketli kalmak ve yüzmek çözüm olabilir. Özellikle ağırlık artışının en fazla olduğu son 3 ayda, annelerde bel ve sırt ağrıları ön plana çıkar. Anne adayının tüm vücut sınırlarını zorlayan bu dönemde, çok ağır olmayan düzenli fiziksel aktiviteler, doğum sırasında anneyi ve sonrasında çocuğunun sağlığını olumlu etkileyecektir. Doğumdan sonra ise hem çalışıp hem emziren anneler yorgunluk, uykusuzluk ve omurga ağrılarını yoğun bir şekilde yaşarlar. Bu dönemde annenin, hem bebeğinin bakımı hem de kendi sağlığı açısından 3-6 ay süre aktif çalışmaması veya düşük yoğunlukta çalışması önerilmektedir.