Memorial Hizmet Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Özgül Esen Öre, unutkanlık ve ileriki yaşlarda oluşabilecek bunama hastalığı ile ilgili bize bilgi verdi.
Her şeyi unutabiliyoruz. Bir eşyamızı koyduğumuz yeri, konuştuklarımızı, öğrendiklerimizi, telefon numaralarını, en çok isimleri, yüzleri, bazen yaşanan olayları… Bazılarımız telefon numaralarını bir duyuşta ezberler, neredeyse yıllar sonra bile hatırlarlar; bazılarımız ise duygusal anlarını en ince ayrıntısına kadar hatırlar. Ama her şeyi her zaman aklımızda saklamak mümkün değildir. Hafıza, en önemli bilişsel işlevdir. Öğrenmeyle yakın olarak ilişkilidir. Öğrenme ve çevre, tecrübe ve bilgilerin depolanması ve daha sonra geri çağrılması görevini üstlenir. Bu görev, beyin hücreleri (nöron) ve bunların kendi aralarında yaptığı bağlantılar (sinapslar) ile sağlanır. Bellek, kısa ve uzun süreli olarak iki şekilde işler. Kısa süreli bellek, o sırada ihtiyaç duyduğumuz şeyleri kısa sürede kullanmamızı sağlar. Eğer bu bilgi ihtiyaç duyacağımız ve tekrar kullanacağımız bir bilgiyse, uzun süreli belleğe kaydedilir. Böylece, kütüphane gibi yıllar sonra bu bilgiye yeniden ulaşabiliriz. Bu sistem bir bilgisayar sistemi gibi de öngörülebilir. Tek başına bazı olayları unutmak bir hastalık ve ciddi bir sorun anlamına gelmemelidir. Ancak işimizi yapamaz, ihtiyaçlarımızı gideremez, sorumluluklarımızı yerine getiremez durumda olmak, bu konuda harekete geçmemizi gerektirir. Hatırlama; bellekle ilgili işlevler ve bilişsel fonksiyonlarımızdan yalnızca biridir. Diğer bilişsel fonksiyonlarımız arasında; zeka, algı, dikkat, konuşma, okuma, yazma ve aritmetik beceriler ile görsel ve mekansal algılama yetisi gibi işlevlerde yer almaktadır. Bunların bir ve ya ikisindeki bozulma, hastalıkla karşı karşıya olduğumuzu gösterebilir. Uykusuzluk, açlık, yoğun stresli dönemler gibi birçok durum bilişsel yetilerimizi etkilemektedir. Bunlar hepimizin hayatında mutlaka yaşadığı deneyimlerdir ve genellikle sorun kaybolduğunda, kısa sürede her şey yoluna girer. Unutkanlığın en sık nedeni bunama olarak bilinen “Demans sendromu”dur. Demans, kişinin entelektüel ve sosyal yeteneklerinin, günlük fonksiyonlarını etkileyecek şekilde ilerleyici bir kayıptır. Hastalık, doğası gereği ilerleyici özelliktedir. Demanslı bir kişide; hafıza, düşünme, mantık yürütme, yer ve zaman tayini, okuduğunu anlama, konuşma, günlük basit işleri yapma gibi işlevlerde bozukluklar görülür. Entelektüel fonksiyonlardaki bu aksaklıklar, zamanla hastanın günlük yaşam aktivitelerini sürdürmesini olanaksız hale getirir. Bu durum hastanın, yıkanma, yemek yeme gibi günlük tüm ihtiyaçlarının bir başkası tarafından karşılanmasını zorunlu kılar.