Türk Toraks Derneği Tüberküloz Çalışma Grubu, Türkiye'de kayıtlı tüberküloz hasta sayısının 2009 yılında 17 bin 402 ve hastalarda tedavi başarısının yüzde 91 olduğunu belirtti. Türk Toraks Derneği Tüberküloz Çalışma Grubu, Verem Savaşı Eğitim ve Propaganda Haftası dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de her yıl, Ocak ayının ilk Pazar gününü izleyen haftanın Verem Haftası olarak kutlandığı anımsatıldı. Verem haftasının, veremle ilgili bilgilerin tekrar hatırlatılması ve yapılması gerekenlerin konuşulması için uygun bir hafta olduğu vurgulanan açıklamada, veremin, bir mikrop tarafından oluşturulan bir hastalık olduğu, bu mikrobun, verem hastasının vücudunda bulunduğu, nefesi ile etrafa saçıldığı ve sağlıklı insanlar nefes aldığında bu mikrobu aldıkları anlatıldı. Vücuda giren mikrobun, kısa sürede olduğu gibi uzun sürede, hatta bazen yıllar sonra hastalık oluşturabildiği kaydedilen açıklamada, "Verem hastalığı tanısı için önce şüphelenmek gerekir. Geçmeyen öksürük, balgam, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesi, halsizlik, bazen de balgamda kan görülmesine yol açar. Bu yakınmalar ile ya da akciğer film bulguları ile hastalıktan şüphelenilir. Balgamda verem mikrobu gösterilerek tanı konulur" denildi. Açıklamada, verem hastalığının tedavisinin, en az 6 ay, 4 çeşit ilaç kullanmakla mümkün olduğuna işaret edilerek, şu bilgilere yer verildi: "Uzun süre tedavi, insan tabiatına aykırı olduğu için, düzenli ilaç içmeyi sağlamak zordur. Bunun için her doz ilacın içirilmesi için bir sağlık görevlisi görevlendirilir. Bu kişi, hastanın her ilacını bizzat içirir ve ilaç içimini garanti altına alır, buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT) denilir. Tedavi ile hastanın bulaştırıcılığı hızla ortadan kalkar. Eksik, düzensiz, hatalı tedaviler, hastanın kötüleşmesine, mikrop saçmayı sürdürmesine ve daha kötüsü ilaçlara dirençli mikropların ortaya çıkmasına neden olur. İlaca dirençli mikropların tedavisi hem hekim hem de hasta için zordur, uzun sürer ve yan etkileri fazladır." - İSTANBUL