Kalp ve damar cerrahları Türkiye'de her yıl 30 bin kişinin ölümüne sebep olan 'pıhtı'ya karşı pedal çevirdi
İSTANBUL - 'Dünya Tromboz Günü' nedeniyle kalp ve damar cerrahları Türkiye'de her yıl 30 bin kişinin ölümüne sebep olan 'pıhtı'ya karşı pedal çevirdi. Hekimlere göre, hareketsiz yaşam 'pıhtı'ya davetiye çıkarıyor. Çoğu zaman dikkatten kaçan 'pıhtı' ile mücadele için egzersiz öneren hekimler, yeterli hareket ve uygun tedavi ile her yıl binlerce insanın hayatının kurtarılabileceğinin altını çiziyor.
Halk arasında 'pıhtı atma' olarak bilinen, atar ve toplar damar ile akciğer damarlarındaki tıkanıklık (tromboz), dünyada ve ülkemizde büyük bir halk sağlığı problemi olmaya devam ediyor. Hareketsizlik ve obezite gibi nedenlerin tetiklediği hastalık yüzünden her yıl Türkiye'de 30 bin, dünya genelinde ise 3 milyon kişi hayatını kaybediyor. Basit egzersizlerle önlenebilecek hastalığa dikkat çekmek ve farkındalığı artırmak isteyen bir grup kalp ve damar cerrahı, İstanbul Florya'dan Yeşilyurt'a kadar bisiklete binip pedal çevirdi. Bayer'in sponsorluğunda düzenlenen etkinliğe Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği, Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği ve Fleboloji Derneği üyesi hekimler katıldı.
"Pıhtı' kanser hastalarında normalden yedi kat daha fazla görülüyor"
Dünyada ve ülkemizde 'pıhtı'nın yeterince tanınmadığının altını çizen Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şırlak, "Pıhtı' ölüm nedenleri arasında da ilk sıralarda yer alıyor. Her yıl Türkiye'de ortalama 30 bin, dünyada ise 3 milyon kişi 'pıhtı' nedeniyle yaşamını yitiriyor. Bu bir yılda meme kanseri, HIV ve trafik kazalarında ölenlerin toplamından daha yüksek bir sayı. Basit bir takım önlemlerle riskini azaltabileceğimiz 'pıhtı'yı, 'kanın damarda pıhtılaşması' olarak tarif ediyoruz. Bu herhangi bir atar ya da toplar damar olabilir. Kan dolaşımında 'pıhtı'nın hareket halinde olmasını 'emboli' olarak adlandırıyoruz. 'Pıhtı'yı genel olarak atar ve toplar damar pıhtısı şeklinde ayırıyoruz. Ancak toplar damar pıhtısı daha sık görülüyor. Toplar damar pıhtısının dolaşıma katılması ve akciğerlere yerleşmesine 'akciğer embolisi' diyoruz. Bazı özel durumlar ve faktörler ölümcül pıhtılaşma sürecini artırıyor. Örneğin kanser hastalarında normalden yedi kat fazla'pıhtı' görülüyor. Kanserin yanı sıra uzun dönem hastanede kalma, kanserle ilgili cerrahiler, kalça ve diz ameliyatları, uzun süreli yolculuk ve hareketsizlik yüksek risk oluşturuyor. Ayrıca 60 yaş üstündekilerle, genetik öyküye sahip olma, kemoterapi, hormon tedavileri, doğum kontrol hapları, obezite, hamilelik, sigara ve alkolü de 'pıhtı'yı tetikleyen diğer riskler arasında sayabiliriz" şeklinde konuştu.
"Koronovirüs enfeksiyonunda da 'pıhtı'ya bağlı ölümler gelişiyor"
Pıhtı'nın hastane ölümlerinde üçüncü sırada yer aldığını ifade eden Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. A. Kürşat Bozkurt, "Hareketsizlik, travma ve genetik yatkınlığın 'pıhtı' için büyük risk oluşturduğunu 100 yılı aşkın süredir biliyoruz. Bu risk faktörleri günümüzde de değişmedi. İlave olarak kanserli hastalarda pıhtı riskinin normale göre yedi kata çıktığını biliyoruz. Kanserli hastalarda ölümlerin çoğu da 'pıhtı'dan kaynaklanıyor. Ayrıca 'pıhtı' Covid enfeksiyonu kaynaklı ölümlerde de önemli rol oynuyor. Covid enfeksiyonu kaynaklı ölümler akciğer sorunlarından sonra en sık pıhtıya bağlı olarak gelişiyor. Halk sağlığı için çok büyük bir tehdit olan sorun insanlar tarafından yeterince bilinmediği için gerekli önlemler alınmıyor. Bu nedenle hastalığı tanımamızı sağlayan Rudolf Virchow'un doğum gününe ithafen 13 Ekim Dünya Tromboz Günü'nde farkındalığı artıracak çalışmalar yapıyoruz. Eğer bireyler yeterli egzersiz yapar ve uygun tedaviler uygulanırsa hastalığı önleyebilir, her yıl binlerce hayat kurtarabiliriz" ifadelerini kullandı.
"Attığımız her adım bizi daha çok hayata bağlıyor"
'Pıhtı' ile en etkin mücadele yönteminin 'hareket' olduğunu vurgulan Fleboloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Serdar Bayrak, "Hareketsiz bir yaşam 'pıhtı'ya davetiye çıkarıyor. Pıhtı'yı önlemek için hareket etmeli, kilomuzu standart değerlerde tutmalıyız. Gündelik hayatımıza bir şekilde spor ya da daha basit hareketleri katmalıyız. Unutmamalıyız ki attığımız her adım sağlığımızı güçlendiriyor ve bizi hayata daha çok bağlıyor. O nedenle adım atmayı ve spor yapmayı unutmamalıyız. Uçak seyahati gibi uzun süre sabit pozisyonda kalınması gereken durumlarda fırsat buldukça hareket yapılmalı ve anti emboli çorapları kullanmalıyız. Ayrıca vücudumuzun sıvı ihtiyacını karşılayabilmek için yeterli miktarda su içmeliyiz" diyerek sözlerinin tamamladı.
Tromboz (Pıhtı) riskini yükselten nedenler: Kanser, yaşlılık, hareketsizlik, obezite, travmalar, gebelik ve östrojen hormonu içeren ilaçlar, sigara ve tütün ürünleri kullanımı, uzun süreli yolculuklar, cerrahi ve ortepedik operasyonlar, genetik faktörler.
Tromboz riski nasıl azaltılabilir: Düzenli egzersiz yapılmalı, sigara, tütün ürünleri ve alkolden uzak durulmalı, sebze ağırlıklı beslenme tercih edilmeli, işlenmiş gıda tüketimi en aza indirilmeli, aile bireyleri arasında 'tromboz' öyküsü olan varsa hekime danışılmalı.
(UGR-MFA-E)