Memorial Etiler Tıp Merkezi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Zerrin Baysal, kış aylarında cilt sağlığını korumak için önerilerde bulundu.
Havaların giderek soğumasıyla birlikte cildin içerdiği su miktarı aniden düşer. Dolayısıyla normal zamanlarda kullandığımız cilt bakım ürünlerini değiştirmek gerekebilir. Mevsim normallerinde sadece su bazlı nemlendiriciler cildimiz için yeteli olabiliyorken, bu durumun ortadan kalkmasıyla artık yağ içeriği ve onarıcı özelliği yüksek olanları kullanmak gerekir. Kış aylarının soğuk günlerinde ısınmak amacıyla vücudun sıcak su ile yıkanması uygulaması son derece yanlıştır. Çok sıcak suyla yıkamak yüzü kurutup matlaştırıcı etki yapabilir. Sıcak su ile saç yıkanması ise saç kırılganlığını artırır; saçı kurutur, matlaştırır. Islak saçla dışarı çıkarken unutulmaması gereken şey ıslak deriyle dışarı çıkılmasının zararlı olduğudur. Islak deri kuru ve soğuk hava ile temasta bulunursa deride hücreler arası suyun kaybına neden olur ve kurumalar gelişir. Soğuk hava, damarların büzülmesine neden olarak derinin sağlıklı beslenmesini engeller. Bu da; soluk, mat ve kuru bir cilt oluşturur. Rüzgar ise hem soğuk havanın etkisini artırır hem de fiziksel travma ile egzama gelişimine neden olabilir. Soğuk ve rüzgara karşı sadece atkı ve bere ile kamuflaj yapılmadan dışarı çıkılmamalıdır. Her zaman yüz cildimiz ilk planda düşünüldüğü için aslında gerçekten su kaybı yüksek olan vücut derimiz ihmal edilir. Soğuk havaların gelmesiyle vücudu kapatan kıyafetler tercih edildiğinden problemin varlığı da görülmez. Oysa özellikle her gün banyo sonrasında mutlaka vücut nemlendiricileri sürülmelidir. Deri henüz nemliyken sürülmeleri daha başarılı sonuç verir. Nemlendirici krem ya da losyonlar gelişigüzel seçilmemeli, içeriklerine dikkat edilmeli, bu konuda Dermatoloji uzmanlarından yardım alınmalıdır. Özellikle vazelin, dimetikon, gliserin, linoleik asit, seramid gibi maddeleri içerenler tercih etmek gerekir.