Genel sağlığa olan olumsuz pek çok etkisi bilinen sigara kullanımının, ağız ve diş sağlığı üzerine de pek çok olumsuz etkisi bulunmaktadır.
Türkiye’de yetişkin nüfusun yarıya yakınının sigara içtiği ve yine ülkemizde her yıl 100 bin kişinin sigaranın neden olduğu hastalıklar sonucu hayatını kaybettiği bildirilmektedir. Kullananların yarısının ölümüne neden olan sigara vücutta akciğer, yemek borusu gibi pek çok kanser türlerine, kalp krizi, bronşit v.b. hastalıklara neden olmakla birlikte, ilk olarak temasa geçtiği ağız ortamı ve periodonsiyum üzerine de oldukça zararlı etkileri olduğu bilinmektedir. Bu etkiler kısaca şöyle özetleyebiliriz:
Dişlerin üzerinde katran artıkları veya koyu kahverengi lekeler birikir.
Damakta kırmızı renkli iltihabi oluşumlar gözlenir.
Dişeti hastalığına yatkınlık.
Kötü ağız kokusu.
Siyah kıllı dil görüntüsü.
Dişeti çekilmesi.
Ağız kanseri
Sigara kullanan bireyler hiçbir zaman ışıl ışıl, temiz görünümlü dişlerle gülümseyemezler. Diş hekimleri tarafından yapılan profesyonel temizlik işlemlerinin ardından sigara kullanımına devam edildiği sürece dişlerde oluşan lekelerin önüne geçilemeyecektir. Ayrıca bu kişilerdeki halitozis (kötü ağız kokusu) yine sigaranın neden olduğu kişiyi toplum içinde zor duruma sokan can sıkıcı etkilerden bir diğeridir. Sigara içenlerde tat alma duyusunda azalma ve bağışıklığın azalmasına bağlı olarak ağızda iltihabi oluşumlar sıkça gözlenir.
Sigaranın sebep olduğu en önemli zararlardan biri ise ağız kanserleridir. Sigara dudak, damak, yanak ve dişetlerinde kansere neden olmaktadır. Sigarayı bırakmak kişiyi bu risklerden önemli derecede uzaklaştıracaktır. Sigara bırakıldıktan 10 yıl sonra ağız kanseri olma riski, hiç içmeyen bireye denk hale gelmektedir.
Ağız Kanserleri:
Ağızda ağrısız şişlik oluşumu,
İleri durumlarda doku yıkımına bağlı geçmeyen ağrılar,
Ağız içinde beyaz-kırmızı odaklar,
Yutkunma ve konuşma zorluğu,
Ağız içinde kanama odakları,
Çeneyi açmada güçlük ile ortaya çıkar.
Ağız ve yüz bölgesinde alışılmışın dışında gelişmeler fark eden kişiler mutlaka diş hekimine muayene olmalıdırlar. Düzenli olarak kontrollere gitmek erken tanı açısından çok önemlidir. diş sağlığının en çok göz ardı edildiği 20-30 yaş arasındaki genç erkeklere ağız sağlıklarını koruyabilmeleri için kesinlikle sigarayı bırakmaları önerilmektedir.
Sigara; yaş, cinsiyet, sosyoekonomik durum, oral hijyen gibi hazırlayıcı sebepler arasında periodontal hastalığın en büyük etkeni olarak kabul edilmektedir. Neden-sonuç ilişkisi ispat edilmemiş olmasına rağmen tütün kullanımı ile ANUG (akut nekrotizan ülseratif gingivitis) arasındaki ilişki açıkça gösterilmiştir. Sigara içenlerin ağız hijyenine daha az dikkat ettikleri, plak birikiminin daha fazla olduğu ve bu nedenle de periodontal hastalığa daha yatkın oldukları düşünülmektedir.
Diş taşı oluşumuyla ilgili çalışmalarda sigaranın basit bir refleks etkisiyle tükürük akış hızını azalttığı ve dolayısıyla diş taşı oluşumunu arttırdığı tespit edilmiştir. Tütün dumanı oksidatif redüksiyon potansiyelini değiştirerek bazı mikroorganizma türlerine etki gösterip, anaerobik bakterilerin çoğalmasına ve enfeksiyonların oluşmasına neden olmaktadır.
Sigara kullanımıyla mikrobiyal dental plağın neden olduğu dişetindeki iltihabi değişikliklerin baskılanarak dişeti kanamasını azaldığı, fakat alveol kemiği kaybı,cep derinliği ve diş kaybı sıklığının arttığı görülmektedir.
Nikotin sempatik sinir sistemini uyararak tükürük azlığına ve dolayısıyla ağız kuruluğuna, diş ve dişetleri üzerinde bakterilerin daha rahat tutunmasına neden olur. Damarları daraltıcı etkisi sonucu da dişetlerinde kan akımının azalarak dişetinin kendini koruyucu ve onarıcı özelliğinin zayıflamasına sebep olmaktadır.
Sigaranın ağızda neden olduğu problemlerden bir diğeri de lökoplaki denilen ağızda yumuşak dokularda görülen beyaz lezyonlardır. Asıl nedeni bilinmemekle beraber lökoplakiye en çok sigara içenlerde rastlanması sigaranı ağızda meydana getirdiği tahrişe bağlanmaktadır. Hastalık daha çok 20-60 yaş arası erkeklerde görülse de son yıllarda kadınlar arasında da sigara kullanımının artması hastalığın kadınlardaki görülme sıklığının da artmasına neden olmuştur.
Genellikle belirti vermeyen doktor veya diş hekimi muayenesi sırasında fark edilen lökoplaki aslında oldukça önemlidir. Çünkü kanserin öncüsü olabileceği düşünülmektedir. Tedavisi için; sigarayı bırakmak, uyumu sorunlu protez gibi ağız içi restorasyonları düzenlemek, lökoplakili alanı cerrahi yöntemlerle temizlemek gibi yöntemlere başvurulur.
Sigara bırakıldığında sağlıklı bir vücutla birlikte ferah bir nefese, sağlıklı ve beyaz dişlere, sağlıklı dişetlerine ve her bakımdan çok daha kaliteli bir yaşama geçilecektir.