Başta kanser olmak üzere bazı ilaçların Türkiye'de bulunamaması ile gündeme gelen ilaç fiyatlandırma politikasının, yenilikçi ilaçların ülkeye gelmesinde sıkıntı yaratabildiği belirtiliyor.
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Başkanı Güldem Berkman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son yıllarda Hükümetin uyguladığı sağlık reformları sonucunda Türkiye'de sağlık hizmetlerinin kalitesinin ve bu hizmetlere erişimin ciddi oranda arttığını belirterek, "Sağlıkta kalite ve hizmet, şimdiye kadar görülmemiş ölçülerde güçlenmiştir" dedi.
Son verilere göre, AİFD üyelerinden 39 firmanın, dünya çapında sayısız ilaç geliştirmeye ve yenilikçi tedaviler üretmeye devam ettiğini dile getiren Berkman, dernek olarak ana misyonlarının Türkiye'de daha sağlıklı yaşam için tüm paydaşlarla beraber çalışarak, ülkenin her yerinde, tüm ihtiyaç sahibi hastaların en yenilikçi ilaçlara dünya ile eş zamanlı ulaşabilmesine destek sağlamak olduğunu söyledi. Berkman, hastaların yenilikçi ilaçlara erişimine engel oluşturacak sorunlar bulunduğunu, bunlardan birinin uygulanan ilaç fiyatlandırma sistemi olduğunu bildirdi.
Yenilikçi ilaçlarda fiyat onayında zorlanıyoruz
Berkman, "İlaç fiyatlarının, referans fiyat sistemine bağlı olarak Avrupa'daki en düşük seviyede onaylanması, yüzde 40'lara yaklaşan kur farkı ve yüzde 41 yüksek kamu iskontosu ile geri ödeme sistemine dahil edilmesi, yenilikçi ürünlerin Türkiye'ye gelişini zorlaştırmaktadır" değerlendirmesinde bulundu. Berkman, "Bu fiyat politikası, birim maliyetlerle ilişkisinden ziyade, Rusya başta olmak üzere pek çok çevre ülke için de referans olması ve Türk hastaları için üretilen ürünlerin yurt dışındaki hastalara da sevk edilmesi gibi çok önemli ilave sorunlara neden olmaktadır. Güncel olarak yenilikçi ilaçlarımız için global merkezlerimizden fiyat onayı almakta çok zorlanıyoruz" diye konuştu.
Berkman, alana ilişkin bir diğer önemli sorunun geri ödeme sürecinde yaşandığını ifade ederek, geri ödeme başvurusu yapılan yenilikçi ürünlerin, Tıbbi ve Ekonomik Değerlendirme Komisyonu ve Ödeme Komisyonu'ndaki değerlendirme süreçlerinin yavaş işlediğini savundu. Bunun, Türkiye'deki hastaların yeni tedavilere erişiminde "gecikmeler" yaşanmasına neden olduğunu öne süren Berkman, şöyle devam etti:
"İlaca ayrılan bütçenin, GSMH'nın yüzde 1'ine kadar düşmesi, fiyatlandırma ve geri ödeme süreçlerinin iyilieştirmesine maalesef destek olabilecek nitelikte değildir. Yenilikçi ürünler için daha sistematik, şeffaf ve bilimsel ölçütlere dayalı değerlendirme ve geri ödeme sisteminin geliştirilmesi çok yararlı olacaktır. Karşılaştırıldığı tedaviye göre sunduğu medikal faydaya bağlı olarak esnek iskonto sistemi veya geri ödeme modellerinin geliştirilmesi önemlidir. Bu bağlamda ilacın değerini ortaya koyabilecek daha fazla parametre geri ödeme değerlendirme ölçütlerinde yer almalıdır. Örneğin, doğrudan tedavi maliyetleri, dolaylı maliyetler, dolaylı faydalar gibi parametreler değerlendirilmelidir."
Berkman, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ve geri ödeme komitesinde alınacak kararların sektörle paylaşılarak alınması, doğru hastada kullanımını destekleyecek sistemler oluşturularak, endüstri ile sağlıklı veri paylaşımının yapılması gerektiğini bildirdi.
Yenilikçi ilaçlar ve SUT değişikliklerinde geri ödeme kararı ve değerlendirmelerine esas olan verilerin ilgili paydaşlara sunulabilmesi için mevzuatla ilgili gerekli altyapı değişikliklerinin yapılması halinde, yenilikçi ilaçlara ve etkin tedavilere hastaların erişimini daha fazla destekleyen, daha esnek bir geri ödeme mekanizmasının ortaya çıkacağını vurgulayan Berkman, "Bütçenin yüzde 1,3 seviyelerine getirilmesi, fiyatlandırma ile ilgili sorunları çözmeye yetecektir" önerisinde bulundu. Berkman, bazı basit rahatsızlıkların tedavisinde bireysel olarak daha fazla "finansal sorumluluk alınmasının" da sağlık sisteminin sürdürülebilirliği açısından önemli olduğunu kaydetti.