Prof. Dr. Doğan: "Kolon kanseri tedavisi geçirmiş hastalarımızın oruç tutmasını uygun bulmuyoruz"
ANKARA - Ankara Etlik Şehir Hastanesi Onkoloji Hastanesi Cerrahi Onkoloji Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Lütfi Doğan, "Kalın bağırsağın bir kısmının çıkarılmış ya da kolostomi ile yaşamak durumunda olan hastalarımızda sıvı kaybı çok olduğundan, böbrek rahatsızlıklarına hatta böbrek yetmezliklerine neden olabilir. Bu yüzden kolon kanseri tedavisi geçirmiş hastalarımızın oruç tutmasını çok da uygun bulmuyoruz" dedi.
Ankara Etlik Şehir Hastanesi Onkoloji Hastanesi Cerrahi Onkoloji Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Lütfi Doğan, Kolon Kanseri hakkında açıklamalarda bulundu. Ankara Etlik Şehir Hastanesi Onkoloji Hastanesi'nde konuşan Prof. Dr. Doğan, Kolon Kanserinin erken teşhis edilmesi halinde önlenebilir bir hastalık olduğunu dile getirdi. Öte yandan Ramazan Ayı'nın yaklaşması nedeniyle uyarılarda bulunan Doğan, daha önce Kolon Kanseri geçirmiş hastaların susuzluğun etki edeceği hastalıklardan korunmaları için oruç tutmamalarını tavsiye etti.
Bağırsak Kanserinin belirtileri ve teşhisi hakkında bilgilendirme yapan Prof. Dr. Doğan, 'kolorektum' adı verilen bölgede kötü huylu tümörlerin belirmesiyle oluştuğunu açıklayarak şu ifadeleri kulandı:
"Kabaca belirtileri arasında karın ağrısı, dışkılama alışkanlıklarında bozulmalar, zaman zaman ishal ve kabızlık atakları, nedeni bilinmeyen kilo kayıpları, halsizlik, yorgunluk, dışkıda kan görülmesi ya da dışkı kalibresinin azalması gibi belirtileri olan bir hastalık. Tabi şunu belirtmeliyiz ki kalın bağırsak kanseri önlenebilir bir hastalıktır. Çünkü büyük ölçüde 'polip' dediğimiz kalın bağırsak tümörlerinin öncüsü lezyonların ilerlemesiyle ortaya çıkar. Gerek tarama programları gerekse risk altındaki hastaların veya belirtileri taşıyan kişilerin kolonoskopik olarak taranmasıyla hem önlenebilir hem de erken dönemlerde teşhis edilerek hastalığa bağlı ölümler de ortadan kaldırılabilir."
"Ailesinde Kolon Kanseri Geçmişi olanlar kolonoskopik taramalara daha erken başlamaları gerekir"
Kalın bağırsak kanseri ülkemizde tarama programı içerisine dahil edilmiş 3 kanser türünden bir tanesi olduğunu dile getiren Doğan, "Kanser erken teşhis ve tarama merkezlerimizde 50-70 yaş arası vatandaşlarımızda iki yılda bir gaitada gizli kan testiyle taramalar, 10 yılda bir kez de kolonoskopi taramaları yapılmaktadır. Bu söylediklerim ortalama riske sahip vatandaşlar için geçerlidir. Daha yüksek riske sahip, ailesinde Kolon Kanseri, polip geçmişi ve bazı genetik hastalıkları taşıyan kişilerde bu taramanın çok daha erken yani 40'lı yaşlarda başlaması ve polip varlığına göre de yılda bir veya 2 yılda 1 kolonoskopik tetkiklerin yapılması gerekir" ifadelerini kullandı.
"Kolon Kanseri tedavisi geçirmiş hastalarımızın oruç tutmasını çok da uygun bulmuyoruz"
Kolon Kanseri geçirmiş olan hastaların kalın bağırsaklarından geçirmiş oldukları operasyonlardan ötürü suya daha çok ihtiyaç duyduklarını ve susuzluk çekmeleri takdirde başka sağlık sorunlarının vücutlarında baş göstereceğini vurgulayan Doğan, "Kolon kanseri tedavisi almış hastalarımızın; bunlar büyük oranda kolon cerrahisi geçirmiş, ameliyat olmuş akabinde ışın kemoterapi tedavisi almış hastalarımız oluyor. Bir kısım hastalarımız da kolostomi dediğimiz torba ile yaşamak zorunda olan hastalar. Bu hastalarımızda biz uzun süre açlık ve susuzluğu önermiyoruz. Çünkü kalın bağırsak büyük oranda suyun vücudumuzda geri emiliminin yapıldığı bir organ. Kalın bağırsağın bir kısmının çıkarılmış olduğundan ya da kolostomi ile yaşamak durumunda olan hastalarımızda sıvı kaybı çok olduğundan, uzun süre sıvı alınmaması hastalarımızda ne yazık ki böbrek rahatsızlıklarına hatta böbrek yetmezliklerine neden olabilir. Bu yüzden Kolon Kanseri tedavisi geçirmiş hastalarımızın oruç tutmasını çok da uygun bulmuyoruz" açıklamasında bulundu.