İzmir İl Sağlık Müdürü Mehmet Özkan, Libya'dan Ankara feribotuyla getirilecek yaralılar için coğrafi yakınlık nedeniyle Çeşme, Seferihisar ve Urla devlet hastanelerini merkez üs ilan ettiklerini, 300'400'den fazla hasta gelirse İzmir'deki diğer hastanelerde bu hizmetleri sunacak organizasyonu yaptıklarını söyledi.
Özkan, Sağlık Bakanlığı Urla Sosyal Eğitim Tesisleri'nde düzenlediği basın toplantısında, yaralıları almak üzere Libya'ya giden Ankara feribotuyla ara ara uydu telefonu aracılığıyla iletişim kurabildiklerini, çatışmalar devam ettiği için henüz yaralıların gemiye alınamadığını, müsaade verildiğinde süratle ve olabildiğince çok yaralının alınarak Çeşme Limanı'na getirileceğini söyledi. Hafta başından itibaren hazırlıklara başladıklarını aktaran Özkan, yaralıların sağlık ihtiyaçları dışında giyim ve iaşe gibi ihtiyaçlarının da valilik ve bağlı kurumlar tarafından karşılanacağını dile getirdi. Özkan, coğrafi yakınlık nedeniyle Çeşme, Seferihisar ve Urla devlet hastanelerini merkez üs ilan ettiklerini, 300'400'den fazla hasta gelirse İzmir'deki diğer hastanelerde bu hizmetleri sunacak organizasyonu yaptıklarını ifade etti. Hasta yakınlarının da mülteci muamelesi görmemesi için Urla Sosyal Eğitim Tesisleri'ni tahsis ettikleri bilgisini veren Özkan, İzmir ve çevre illerin hava ve kara ambulanslarının yaralıları hastanelere taşımada kullanılacağını bildirdi. Özkan, Ankara feribotu Misrata Limanı'ndan ayrılır ayrılmaz Çeşme Limanı'na 50 yatak kapasiteli seyyar sahra hastanesi kuracaklarını, küçük ve orta çaplı operasyonların burada yapılabileceğini, ancak hastaların burada çok uzun süre tutulmayacağını, hastalıklarının durumuna göre kara ve hava ambulanslarıyla öncelikle yarımada olmak üzere diğer hastanelere gönderileceklerini anlattı. Çeşme Limanı'nda helikopter ambulansın, Adnan Menderes Havaalanı'nda uçak ambulansın hazır bekletileceğini belirten Özkan, Ankara'dan aynı anda 4 hastayı taşıyabilen 15 ambulansın geldiğini, bu ambulansların ilk defa Libyalı yaralılar için kullanılacağını, kara ambulansı sayısını da 200'e yükseltebileceklerini dile getirdi. Öncelikle ağır hastaların bilgisini alacaklarını, limanda mobil komuta aracının görev yapacağını ifade eden Özkan, tüm hasta ve hasta yakınlıklarına kimlik kartı ve bilezik şeklinde barkodlar takılacağını, kimlik, hastalık, yapılan tıbbi müdahale gibi bütün bilgilerin bu barkodlara işleneceğini kaydetti. Özkan, plastik cerrahi, beyin, kalp damar cerrahisi gibi alanların gerekli olduğu hastalar olması halinde bunların Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi'ne, yanık hastalar Bozyaka Araştırma Hastanesi'nde tamamlanan yanık tedavi merkezine, çocuk cerrahisi gerektiğinde Behçet Uz Çocuk Hastanesi'ne, hamilelerin doğum evlerine nakledileceğini, Göğüs Hastanesi ve Tepecik Hastanesi'nin de aynı şekilde hizmet vereceğini anlattı. Mehmet Özkan, diğer kentlerdeki sağlık müdürlerinin de bu "yükü" paylaşmaya hazır olduklarını bildirdiklerini söyledi. Gazetecilerin dil sorununun nasıl çözüleceğine ilişkin sorusu üzerine Özkan, Diyanet, İl Müftülüğü ve Milli Eğitim Müdürlüğü'nden 5'10 arasında personelin görev yapacağını, ayrıca İl Sağlık Müdürlüğü'nde de yabancı dil bilen çalışanların bulunduğunu, dolayısıyla dil sorunu yaşanmayacağını bildirdi. Özkan, yarımadadaki hastanelerin boşaltılıp boşaltılmayacağına dair soruya, buralarda yatan hastaların tahliyesinin söz konusu olmadığını, yatması gereken hastaların yatmaya devam edeceğini söyledi. Hazırlıkları 100'400 arasında hasta gelecek gibi yürüttüklerini kaydeden Özkan, "Kaç kişi gelecek hangi hastalıklar bunları bilmiyoruz. Belki derin yaraları kırıkları olan hastalar gelecek. Ama her koşul için hazırlıklarımız tamam" dedi. Özkan, yaralılar arasında hayatını kaybeden olursa bu durumda ne yapılacağının sorulması üzerine, "Ölenler olursa devletimizin bunların üstesinden gelecek güçtedir. İzmir'in imkanları bunları halletmek için yeterli" yanıtını verdi. Mehmet Özkan, basın toplantısının ardından ilk defa Libyalı yaralıları taşıyacak olan 4 kişilik ambulansları gazetecilere tanıttı.