Kış Salgınına Yakalanmayın!

Son günlerde başımızı hangi yöne çevirsek hapşıran, halsiz, gözleri kızarmış insanlarla ya da öksürük sesleri ile karşılaşıyoruz. Peki hastalığa yakalanmamanın ve hastalanıldığı takdirde iyileşmenin yolları neler?

Havaların ısınmaya başladığı, ancak her an sürpriz yapabildiği mart, nisan ve ekim ayları, gribal enfeksiyonlar başta olmak üzere birçok enfeksiyonun sık görüldüğü ve alerjik rahatsızlıkların nüksettiği aylardır. O yüzden bu dönem içerisinde kendimize dikkat edip, bazı önlemler almalıyız.

Soğuk ve yağmurlu günlerden daha sıcak ve güneşin kendini daha fazla gösterdiği ilkbaharda, insan metabolizmasında bazı olumsuz değişimler de oluşabilir. İlkbaharla birlikte vücut direncimiz düşebilir, bunu yenebilmek için düzenli beslenip, vitamin takviyesi alıp, egzersiz yapmak en iyi çözümdür. Bu aylarda vücudumuz, depoladığı birçok vitamin ve benzeri direncimizi artırıcı maddeleri de tükettiğinden dolayı, bol taze meyve ve sebze tüketimine dikkat edilmelidir.

Yine bu mevsim dönümünde insanlarda birtakım hormonal değişiklikler de gözlenir. Örneğin; böbrek üstü bezinde üretilen bazı hormonların düzeyindeki değişiklikler nedeniyle hastaların bağışıklık sistemlerinde bir zayıflama gözlenir.

Buna ek olarak sürekli ısınıp soğuyan hava, kendini bir gösterip bir saklanan güneş nedeniyle insanlar giyinmelerinde de problem yaşarlar, bu da vücut direncimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Bunlara ek olarak alerjik rahatsızlıklar da özellikle ısı değişimi ve viral enfeksiyonların tetiklemesiyle belirgin bir artış gösterir.

Mevsim dönümlerinde bağışıklık sisteminin zayıflaması ve enfeksiyonlara karşı savunmamızın zayıflaması, özellikle yaşlı, çocuk, gebe ve kronik hastalığı olan grup için önemlidir. Özellikle okulların açılması ve insanların kapalı ortamlarda toplu halde bulunmaya başlamaları ile birlikte hastalıkların taşınması ve bulaşması da artış gösterir, özellikle toplu yaşam alanları, işyerleri, kreşlerde küçük salgınlar dahi görülebilir.

Başta solunum yolunu ilgilendiren birçok hastalık ve çocukluk çağı hastalıkları hem vücut direncindeki düşme hem de bulaşma ortamının oluşması nedeniyle daha sık görülmeye başlar, sonbahar aylarında karşı karşıya olduğumuz bu tehlikeleri bilip buna karşı önlem almamız başlıca amacımız olmalıdır.

Örneğin; hava durumunu iyi takip edip uygun giysilerle dışarı çıkmak, havasız ve kapalı mekanlarda uzun süre kalmamak, öpüşmemek, alerjenlerin yoğun olduğu bölgelerde uzun süre kalmamak, bol taze meyve ve sebze tüketmek, gerektiğinde vitamin takviyesi almak bizi enfeksiyonlara karşı bir miktar koruyabilir.

Yetişkinlerde gribal enfeksiyonlar da ilkbahar ayları ile birlikte gittikçe artan sıklıkta görülmeye başlar, hem iş gücü kaybı hem de hayat kalitesinde önemli düşüklüğe sebep olan bu hastalık birtakım virüslerin solunum sistemi yoluyla alınması ile oluşur, ateş, halsizlik, yaygın kas, eklem ağrıları, iştahsızlık, baş ağrısı belli başlı klinik bulgusudur.

Özel bir tedavisi olmamakla birlikte hastaların kesin yatak istirahati, vitamin takviyesi ve klinik bulgulara göre ilaç tedavisi gerekir, gribal enfeksiyonun nezle ve basit üst solunum yolu enfeksiyonundan ayırıcı tanısının dikkatle yapılması gerekmektedir, hastalara özellikle iki günden uzun süren ateş ve diğer bulgulardan herhangi biri mevcut ise doktor yardımı almaları önemlidir, gribal enfeksiyon sonrası zatürre gibi ağır enfeksiyonlar gelişebilir. Maluliyet ve maddi kaybı artırabilir.

İlkbahar ayları içerisinde vücut direncimizin düşük olabileceğini bilip anlattığımız önlemleri alarak hastalığın bulaşmasını ve yerleşmesini önlemek en iyi yöntemdir.

Uz. Dr. Murat Görgülü 

İlgili Sağlık Konuları

İlgili Haberler