Özellikle gündelik hayatı etkileyen ve son derece ciddi bir hastalık olan kıl dönmesinin sosyal yaşamda da sıkıntı yarattığına dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Nilgün Erdoğan: ‘Erkek hastalığı’ olarak bilinen bu sorun, kadınlarda da ortaya çıkabilir. Bu durumdan utanmayın ve vakit kaybetmeden bir hekimden yardım alın!
Medical Park Bursa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Nilgün Erdoğan; ‘erkek hastalığı’ olarak bilinen ama aslında kadınlarda da görülebilen kıl dönmesiyle ilgili soruları yanıtladı; Tıp dilindeki adı Pilonidal sinüs olan kıl dönmesi, derinin içinde duvarı kalın bir kist halini almış baloncuktur. Hava ısındıkça terlemeyle birlikte fark edilmesi kolaylaşır. Sosyal yaşamda sıkıntı yaratır. Bu kist, genellikle kaba etlerin birleştiği yerin hemen üzerinde veya yan tarafında (kuyruksokumu kemiğinin üzerinde) olur ve ağız şeklinde gözükebilir. Bu ağızdan kıl çıkabilir ve birden fazla ağız görülebilir. Hastalık, daha çok genç, erişkin ve bankacı ya da şoför gibi hayatını daha çok oturarak kazanan erkeklerde görülür. Erkeklerde ortaya çıkma olasılığı kadınlardan 3 kat daha fazladır. Kıl dönmesi vücutta kılın olduğu her yerde görülebilir. Özellikle beden temizliğine aşırı titizlik gösteren, cilt bütünlüğünü bozucu yöntemlerle kılları alan kadınlarda kasık ve koltukaltında da kendini gösterir. En sık görülen tipi kuyruksokumu üzerindeki şeklidir. Pilonidal kist, oturmayı ve hatta yürümeyi zorlaştıracak kadar ağrılı olabilir. Bazı durumlarda ağızlardan abse içeriği akabilir. Pilonidal kist'i olan insanların yüzde 40'ında bu durum tekrar eder. Pilonidal kist, bazen Crohn Hastalığı, anorektal fistül veya perirektal abse (rektumun hemen yanında irin dolu kese oluşumu) ile karıştırılabilir. Nadiren, kendiliğinden kemiği geçip makat bölgesine fistülleşmiş şekilde görülebilir. Nedenleri Nelerdir? Önceleri, kıl dönmesinin doğuştan var olan bir hastalık olduğu sanılıyordu. Ama son bilgilere göre, pilonidal kist'in derideki bir kıl dibi keseciğinin tahriş olması veya genişlemesi sonucu geliştiği düşünülmektedir. Bu, kaba etler bölümünü etkileyen egzersizlere (bisiklete veya ata binme gibi), kaba etler bölgesini sıkan dar kıyafetlere, sıcağa veya aşırı terlemeye bağlı olabilir. Kıl dibindeki kesecik (follikül) tıkanır, mikrop kaparak şişer, yırtılarak çevredeki dokuya yayılır ve sonunda abse oluşmasına neden olur. Egzersiz veya yürüme, genellikle kılı absenin içine çeker. Bedeninde daha çok sayıda kıl olan insanlarda daha sık görülür. Kilolu erkeklerde görülme ihtimeli daha fazladır. Pilonidal hastalığın tedavisinde, kaba etlerin birleştiği bölgenin temiz tutulması önemli bir yer tutar. İltihaplı kistin boşaltılması ve devamında tamamının cerrahi yöntemle çıkarılması gerekir. Ameliyat sonrası kapatılamayacak kadar büyük doku kaybı olan pilonidal sinüsler haricinde yüzde 90 vakada temiz doku kaydırması yapılarak yara dikişlerle kapatılır. Nüks olarak adlandırılan yara yerindeki yeni oluşumlar ortalama yüzde 15 hastada gözlenir. Ancak buna neden yetersiz cerrahi müdahalenin yanında, iyileşme sürecinde hijyene dikkat etmeme ve bahsi geçen diğer faktörlerdir.