Kanser üzerine yapılan araştırmalar, bir kısım risk faktörlerinin hastalığın gelişmesini arttırdığını ortaya koymaktadır. Bu risk faktörlerinin bazılarından korunmak ise mümkündür.
Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü uzmanları, “Kanserde risk faktörleri ve korunma yolları” hakkında bilgi verdi.
Unutulmaması Gerekenler!
Kanser herkeste orta çıkabilir
Kanser hasara bağlı olarak oluşmaz
Kanser bulaşıcı değildir, fakat bazı virüs ve bakteri enfeksiyonları kanser riskini arttırabilir
Bir veya daha fazla risk faktörüne sahip olanlarda mutlaka kanser gelişecek değildir.
Bazı kişiler risk faktörlerine karşı daha duyarlıdırlar.
Yaş ilerledikçe kanser riski artıyor
Yaş, kanser gelişiminde en önemli risk faktörüdür. Yaşın ilerlemesiyle birlikte vücutta anarşi yaratan hücrelere karşı vücudumuzun savunması yetersiz kalmakta bu ise kanser hücrelerinin çoğalmasını kolaylaştırmaktadır. Kanserlerin büyük bir kısmı 65 yaş ve üzerinde gelişmekte ise de, her yaşta kanser gelişebileceği unutulmamalıdır. Yaş ilerledikçe kanser riski artmaktadır. Kadınlarda meme ve üreme organlarına ait kanserler; erkeklerde prostat ve akciğer kanserleri ileri yaşlarda daha çok görülmektedir.
Kanserin yol açtığı tüm ölümlerin yüzde 30'u sigara ve diğer tütün ürünlerine bağlıdır. Günde 1-10 adet sigara içmekle akciğer kanseri riski içmeyenlere göre yüzde 20 artarken, iki paket içildiğinde bu rakam yüzde 80'e varmaktadır.
Öte yandan sigara içilmese bile sigara içilen ortamda bulunulması da (pasif içicilik) akciğer kanseri riskini yaklaşık 1,5 kat arttırmaktadır. Yaklaşık 20 yıl günde bir paket sigara içmiş birinin akciğer kanserine yakalanma riski sigarayı bıraktıktan sonraki 10 yıl içerisinde ancak yarıya inmektedir. Sigara içmeyi bırakmak kanser ve diğer kalp, damar ve akciğer hastalıklarının oluşma ihtimalini azaltmak için yapılabilecek en önemli korunmadır. Bu amaçla doktorunuza başvurduğunuzda sigarayı bırakma sırasında ihtiyacınız olacak psikolojik ve ilaç (nikotin bantları, sakızları) desteğini sağlayacaktır.
Sigaranın akciğer kanserleri başta olmak üzere boğaz, yemek borusu, mesane, pankreas, böbrek, rahim ağzı ve meme kanserlerinin oluşumunda çok önemli rol oynar. Tütünün içinde bulunan nikotinin yanı sıra nikel, kadmiyum, katran, monoksit, arsenik ve radon gibi çok sayıda kanserojen madde, p53 tümör baskılayıcı geni mutasyona uğratarak, kanserin oluşmasına neden olmaktadır. Pasif içiciler de risk altındadır. Çocuk kanserlerinin en önemli nedeni anne babanın sigara içmesidir. Hatta hamilelikte sigara kullanımı çocuk lösemilerinin en önemli nedenidir.
Beslenme düzenindeki yanlışlıklar, kansere zemin hazırlarlar. Yediklerimiz, yiyecekleri nasıl tükettiğimiz, hatta nasıl sakladığımız ve pişirdiğimiz dahi önemlidir. Çalışmalar yüksek yağ içerikli beslenme tarzının meme, bağırsak, prostat ve rahim kanseri riskini arttırdığını göstermektedir. Kızartma yağları kesinlikle tekrar kullanılmamalıdır. Yağlardan alınan kalori günlük kalori alımının yüzde 30'unu geçmemelidir.
Öte yandan lifli gıdalara ağırlık verilmeli, rafine gıdalardan olabildiğince uzak durulmalıdır. Özellikle taze sebze ve meyveler ve son yıllarda ülkemizde de tüketimi giderek yaygınlaşan tam işlememiş tahıl ürünleri tercih edilmelidir. Füme gıdalardan kaçınılmalıdır.
Uzak Doğu ülkelerindeki yüksek mide kanseri sıklığından isli balık yeme geleneğinin sorumlu olduğu kabul edilmektedir. Etleri pişirmede yeterince iyi yanmamış mangal ateşi kullanılması da bazı kanser yapıcı kimyasal maddelerin oluşmasına neden olmaktadır. Aynı risk yüksek miktarda nitrit içeren salam, sosis gibi şarküteri ürünleri için de geçerlidir.