Hidrosefali, anne karnında ya da sonradan oluşabilen ciddi bir sağlık sorunu. Bebeğin başında aşırı sıvı birikmesiyle ortaya çıkıyor. International Hospital Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Soner Duru, beynin içinde bulunan 4 tane karıncık ve beynin birinci ve ikinci zarları arasında beyin omurilik sıvısının bulunduğunu, bu hastalığın da aşırı sıvı birikmesi nedeniyle oluştuğunu belirtiyor.
Şanta gerek kalmadan beyindeki fazla sıvı boşaltılıyor
Bu nedenle de hidrosefali ile doğan çocukların kafaları normal çocuklarınkinden büyük oluyor; öyle ki çocuk başını taşımakta zorluk çekiyor.
Beyne biriken su nedeniyle artan kafa içi basıncın azaltılması için de şant tedavisinin yanı sıra artık endoskopik yöntemle de girilerek sıvı boşaltılabiliyor.
Şant takmadan endoskopik tedavi yapılıyor
Bazı tür hidrosefalilerde hiç şant takmadan endoskopik olarak beyne girilebildiğini anlatan Doç. Dr. Soner Duru, yöntemin uygulanışı hakkında şu bilgileri veriyor:
“Beyinde adeta şant yapılacakmış gibi nöro endoskopik olarak tek bir delik açılıyor. Yan karıncık tavanından giriliyor, üçüncü karıncığa ulaşılıyor, tabanına yaklaşık 6-7 mm´lik bir delik açılarak endoskopik olarak giriliyor.
Üçüncü karıncığın altı, beyin omurilik sıvısının dolaştığı doğal yollardan bir yol. Bu yöntem tıkayıcı tip hidrosefalilerde geçerli oluyor. Tabana delik açılıp by-pass yapılıyor. Beyin omurilik sıvısının fazlası aşağı akıyor. İşlem çok kısa, ama iyi bilmek lazım, çünkü endoskopik alet beynin ortasında dolaşmayı gerektiriyor, beyin sapı, hafızayla ilgili merkezler de yol üzerinde bulunuyor, yani çok hayati merkezlerden alet geçiriliyor.
Ameliyatı yaklaşık 20 dakika sürüyor. Hasta ertesi gün taburcu oluyor. Ekonomik olarak avantajlı, hastanın şanta bağımlı olmaktan ve şant komplikasyonlarından kurtuluyor.
Beyindeki fazla sıvı dışarı atılıyor
Sağ kulağın arkasında kafatasında küçük bir delik açılıyor şantın bir ucu buradan beyin boşluklarına yerleştiriliyor. Daha sonra cilt altından ilerletilerek diğer ucu karın boşluğuna kadar uzatılıyor. Hastaların korktuğu gibi şant takma ameliyatı büyük bir ameliyat değil, yaklaşık 40 dakika sürüyor.
Hasta bir gün hastanede kalıyor. Hastalar ameliyattan 3-4 gün sonra normal hayatına dönüyor. Ameliyattan sonraki ilk birkaç gün çok fazla hareket edilmemesi öneriliyor. Aşırı sıvı boşalmasına neden olabileceği için fazla hareket edilmesi sakıncalı olabiliyor. Hastanın şantın olduğu bölgeyi darbelerden koruması gerekiyor. Başını biraz yüksekte tutarak uyuması önem taşıyor. Şant eğer tıkanırsa değiştirilebiliyor.
Şant takılınca hastanın eski şikayetleri tekrar artarak ortaya çıkarsa tıkanmasından şüphelenmek lazım. Şantın büyüklüğü bir 25 kuruşun büyüklüğü kadar ve bazı tiplerinin basıncı dışarıdan kontrol edilebiliyor. Şant uygulamasının en önemli komplikasyonu enfeksiyon oluşabilmesi ve tıkanması. Her türlü enfeksiyonun çocuğun zeka gelişimine zarar vereceğini belirten Doç. Dr. Soner Duru, “Eğer hiç komplikasyon oluşmamışsa, ek hiçbir anormallik yoksa, çocuğun zekasında sorun olmaz, matematik profesörü bile olabilir.” diyor.
Hidrosefali, hamilelik döneminde anlaşılabiliyor
Hamilelere yapılan ultrason ve fetal MR ile bu sorunun anlaşılabilmesi mümkün oluyor. Doç. Dr. Soner Duru, fetal MR´ın çıkmasından sonra bu anormalliklerin ultrasonografiye göre daha ayrıntılı görüntülenebildiğini söylüyor. Şüpheli durumlarda amniyosentez yapılması gerekebiliyor.
Eğer tek başına hidrosefali varsa, ek bir beyin anomalisi yoksa, korteks denilen beyin kabuğu çok ince değilse bebek, doğduktan sonra ameliyat edilerek normal yaşantısını sürdürebiliyor. Çocuk doktorlarına rutin olarak çocuklarını kontrole getiren aileleri hekimler beyin cerrahisine yönlendiriyor.
Hidrosefalide hastanın gözleri aşağı kayıyor tıpkı batan bir güneşe benziyor. Çocuk yukarı bakmakta zorlanıyor. Kafa normalden daha büyük oluyor ve cilt altında toplardamarlar çok belirgin hale geliyor. Bıngıldak denilen bölge gergin oluyor, kalp atışı gibi atan nabazan alınmıyor.
Aile hızlı baş büyümesini, kafadaki toplardamarların belirginleşmesinden anlayabiliyor. Yemekten bağımsız kusmalar oluyor, aktif hareketler azalıyor ve uykuya meyil artıyor.
Doç. Dr. Soner Duru